Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ASELSAN'ın, ATO Congresium'daki Güç Birliği Zirvesi'ndeki konuşmasına, teması "millileştirme" olarak belirlenen etkinliğe katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek başladı.
Savunma sanayinin millileşmesini silahlı kuvvetlerin etkinliği, caydırıcılığı ve saygınlığının artması, ülkenin ve gelecek nesillerin huzur ve güvenliğinin sağlanması, ekonomi ve savunma sanayinin uluslararası alanda üst sıralara çıkarılması için tercih değil zorunluluk, şart ve ihtiyaç olarak nitelendiren Bakan Akar, "Ülkemizde maalesef millilik kavramını anlamayan, gücünün farkında olmayan, kendisine ve ülkesine güvenmeyen bazıları var ki bu zihniyet ülkemizde savunma sanayimizin istenilen düzeyde ve süratte gelişmesini engellemiştir." diye konuştu.
"Kendi kayığını kendin çekmezsen bir yerlere gidemiyorsun." sözünü hatırlatan Akar, ülke imkan ve kaynaklarından tam anlamıyla beslenemeyen bir askeri güçle, ülke güvenliğinin tam anlamıyla sağlanamayacağını belirtti.
"Bedeli, parası peşin ödenmesine rağmen dost ve müttefik dediğimiz ülkelerden dahi modern silah ve mühimmatın tedarikinde zorluklar, sınırlamalar, gizli ve açık ambargolarla karşı karşıya kalınmış ve halen de maalesef kalınmaktadır." ifadesini kullanan Bakan Akar, geçmişten örnekler vererek Kıbrıs Barış Harekatı sürecinde yaşananların devleti savunma konusunda bağımsız hareket edecek politikalar üretmeye yönelttiğini vurguladı.
O dönemdeki tecrübelerin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ifadesiyle "Kendi göbeğimizi kendimiz kesecek" tedbirleri alma zorunda olunduğunun idrakini sağladığını bildiren Akar, şunları söyledi:
"İşte bu anlayışla Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerini güçlendirme vakıflarıyla bugünkü güçlü savunma sanayimizin temelleri sağlam bir şekilde atılmıştır. Yüksek teknolojiye sahip harp silah ve araçlarını yurt içinde üretmek için atılan bu adımlar artık meyvelerini vermeye başlamıştır. Bugün geldiğimiz noktada ASELSAN ile savunma sanayide faaliyet gösteren 4 firmamız dünya devleriyle yarışır hale gelmiştir. Darısı diğerlerine. Dünyanın en büyük 100 firması arasında yer alan bu savunma sanayi şirketlerimiz hepimizin, milletimizin gurur kaynağı olmuştur, olmaya devam etmektedir. Aziz milletimizin TSK'yi desteklemek için dişinden, tırnağından artırdığı bağışlarla yaklaşık yarım asır önce kurulan ASELSAN, bugün Anadolu'nun dört bir yanından küçük-büyük binlerce sanayi temsilcisini bir araya getirerek sektörün gücüne güç katmayı hedeflediği bu dönemde bu önemli zirve eşsiz bir ahde vefa örneği sergilemektedir."
ASELSAN'ın çalışanlarına da seslenen Bakan Akar, onların başarıyla gururlandıklarının altını çizdi. Bunun yeterli olmadığına dikkati çeken Akar, "Doğru yolda olsan dahi orada oturup kalırsan ezilirsin denildiği üzere sizler bu azim ve çalışkanlıkla çok daha büyük başarılara ulaşma potansiyeline sahipsiniz." dedi.
ASELSAN'ı dünyada ilk 10 şirket arasındaki görme yönündeki milletin beklentisine işaret eden Akar, "Bunun için milletimizin teveccühü, desteği ve duası bizlerin en önemli dayanağı olacaktır." değerlendirmesini yaptı.
"Savunma sanayisinde büyük bir hamle"
Devletin yerli ve milli anlayışla savunma sanayisinde büyük bir hamle başlattığına vurgu yapan Hulusi Akar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu hamleler sonunda yerlilik ve millilik oranı yüzde 20'lerden yüzde 68'lere, yüzde 70'lere çıkmış bulunmaktadır. Bu oranı artırmak için çalışmalarımız kararlılıkla devam edecektir. Risk ve tehditlerle dolu olan bu coğrafyada hem halkımızın hem de umudunu Türkiye'ye bağlayan mazlumların, diğer dost, müttefik, kardeş ülkelerin güvenliği, huzuru için güçlü ve başarılı olmak zorundayız. Güçlü ve başarılı olmak için de milli değerlerimiz ve menfaatlerimiz üzerinde yükselen etkin, yerli ve yenilikçi bir savunma sanayi anlayışıyla çalışmalarımızı sürdürmek durumundayız."
"2018 yılında ciromuz 7 milyar dolara ulaştı"
Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü ve Tersaneler Genel Müdürlüğü ile alt yükleniciler arasında geçen hafta imzalanan stratejik işbirliği anlaşmalarını "güçlü ve başarılı olma yolunda atılan adımlar" olarak nitelendiren Bakan Akar, şöyle konuştu:
"Aktörlerin, rollerin ve hedeflerin artık yer değiştirdiği bu dönemde Türk savunma sanayi de kendisini her geçen gün yenileyip, sürekli gelişmekte ve gittikçe daha güçlü bir konuma kavuşmaktadır. Bugün Pakistan'la MİLGEM, Katar'la Fırtına, Ukrayna'yla İHA ihraç sözleşmeleri imzalar duruma geldik. ATAK helikopterlerimize dünyanın her yanından ilgi gösterilmektedir. Hürkuş başlangıç ve temel eğitim uçağı Silahlı Kuvvetlerimizin göz bebeği olmaya adaydır. Sınırlarımızı yerli ve milli harp araç ve gereçleri, drone savarlarımızla korumaktayız şu anda. İlk uçuşunu gerçekleştiren Gökbey genel maksat helikopterinin seri üretim süreci ise yakında başlayacak. Bu da bizim için sevindirici bir haber olarak ortaya çıkmaktadır. Tüm gelişmelerin yanında dünyada ilk 100 listesine giren Türk firmalarının sayısının artması ve savunma sanayi cirosunun her bir önceki yıla göre artış göstermesi, 2023 hedeflerimize doğru adım adım ilerlediğimizin de en açık göstergesi, kanıtıdır. 2018 yılında savunma sanayi ve havacılık cirosu 7 milyar dolara ulaşmış, ihracat ise ilk kez 2 milyar dolar sınırını aşarak 2,5 milyar dolara yaklaşmıştır. Bunun yanı sıra savunma sanayi ihracatımızın 2017'ye göre yüzde 17 artış gösterdiğini belirtmekten memnuniyet duyuyorum. Ancak bu başarılara rağmen katedeceğimiz çok mesafe olduğunun da altını çizmek istiyorum."
"Onaylı Tedarikçilik Uygulaması"
Bakanlığının son uygulamalarına ilişkin de bilgi veren Milli Savunma Bakanı Akar, askerlerin, personelin daha iyi ve kaliteli yemek tüketmesi için Tedarik Genel Müdürlüğünün "Onaylı Tedarikçilik Uygulaması"nı hayata geçirdiğini belirtti.
"Fabrikalarımızda da yerli ve milli ürünlerden istifade etmek ve yerli üreticilerden alımlarımızı gerçekleştirmek için 'Onaylı Tedarikçi Havuzu' sistemiyle ilerlemeyi sürdürüyoruz." diyen Akar, sistemle en doğru tedarikçiyi seçerek işbirliklerini uzun soluklu ve verimli kılmayı, düşük lojistik maliyetli, esnek ve güvenilir tedariki sağlamayı amaçladıklarını söyledi. Bu sistem kapsamında askeri fabrikaların yazılımdan tasarıma, ilaç sanayinden Ar-Ge'ye yönelik ihtiyaçlarını teknik yeterlilikle kalite ve performans kriterlerini sağlayan yerli firmalardan karşılanmasının hedeflendiğini anlatan Akar, "Buradan tüm firmalarımızı Milli Savunma Bakanlığımızın Onaylı Tedarikçi Havuzu'nda yer almak için başvuru yapmaya davet ediyorum." ifadesini kullandı.
Kaynak: AA