Türkiye'de yumurta sektörü, bir taraftan düşen üretici fiyatları ile baş etmeye çalışırken, bir taraftan da tüketicileri "köy yumurtası", "gezen tavuk yumurtası", "doğal yumurta" diye aldatan kayıtsız üretim ve satış yapan kişilerin haksız rekabeti ile zor durumda kalıyor. Sektör, geçen sene yaşanan kuş gribi ve bu gibi sebepler ile küçülmeye devam ediyor.
Uluslararası Yumurta Komisyonu (IEC) 1995 yılında yumurtanın besleyici değerine dikkati çekmek ve tüketimi yeterli seviyeye getirmek amacıyla her yıl ekim ayının ikinci cuma gününün "Dünya Yumurta Günü" olarak kutlanmasına karar verdi. Bu yıl da Dünya Yumurta Günü 14 Ekim'de kutlanacak.
Sektöre ilişkin açıklamalarda bulunan Yumurta Üreticileri Merkez Birliği (YUMBİR) Genel Sekreteri Dr. Hüseyin Sungur, amaçlarının "Sağlıklı Sürülerden Güvenilir Yumurta" üretmek ve yumurtanın bilinmeyen yönlerini topluma tanıtmak olduğunun altını çizerek, Türkiye'de kişi başına hayvansal protein ve yumurta tüketiminin gelişmiş ülkelerin çok altında kaldığını söyledi.
Dünyada yıllık kişi başına yumurta tüketiminde 357 adet ile Meksika'nın birinci sırada yer alırken, bu ülkeyi 343 yumurta ile Malezya, 330 yumurta ile Japonya, 291 yumurta ile Rusya'nın takip ettiğine dikkati çeken Sungur, Türkiye'de ise bu rakamın 200 olduğunu ifade etti.
Sungur, yumurta sektörünün 2015 yılı mayıs ayında yaşadığı kuş gribi salgını sonrasında girdiği ekonomik krizden henüz çıkamadığını ifade ederek, bu yıl da beklenen iyileşmenin gerçekleşmediğini dile getirdi.
Yılın 9 ayında sektörde büyüme yaşanmazken, ihracatta gerilemenin olduğunu, iç piyasada ise yumurta fiyatlarının halen maliyetin altında seyrettiğini belirten Sungur, bu süreçte çok sayıda üreticinin iflas sürecine girdiğini kaydetti.
Sungur, yaklaşık 4 milyar lira ciroya sahip, 100 bin kişiye doğrudan ve dolaylı olarak istihdam sağlayan yumurta sektöründe, yurt içi ve yurt dışında düşen yumurta fiyatları ve maliyetlerin altındaki satışların üreticileri iflasın eşiğine getirdiğini ifade ederek, "Bu yıl içinde onlarca firma iflas etti, birçok firma da ekonomik yönden zor durumda. Bu yıl ocak ayında üreticide 26 kuruş olan yumurta, Ekim ayında 18-19 kuruşa gerilemiştir. Oysa Ekim 2015'te yumurtanın tanesi üreticide 26-27 kuruşa satılmaktaydı. Yumurtanın bugünkü maliyeti ise 20-21 kuruş civarındadır." diye konuştu.
"Korsan üretim söz konusu"
Sungur, endüstriyel üretim aleyhine yapılan yayınların ve haksız suçlamaların tüketicide oluşturduğu olumsuz algıdan yararlanmak isteyen bazı kişilerin az sayıda tavukla yumurta üreterek "köy yumurtası", "gezen tavuk yumurtası", "organik yumurta" gibi adlarla ve 3-4 misli fiyatla kayıtsız olarak satış yaptığını ifade ederek, başlangıçta sınırlı sayıda ve yerel ölçekte yapılan bu üretim şeklinin giderek yaygınlaşmaya başladığına dikkati çekti.
Diğer gıdalar gibi yumurtanın da üretilmesi, paketlenmesi, muhafazası, depolanması, taşınması ve pazarlanması sırasında kontrol altında olması gerektiğinin altını çizen Sungur, şunları kaydetti:
"Kayıt dışı üretimden gelen yumurtaların hangi tavuktan hangi koşullarda üretildiği belli değildir. Korsan üretim söz konusudur. Öte yandan bu kişiler vergi de ödemezler. Bu yetmezmiş gibi, tavuk pisliğine bulanmış yumurtaları saman içine koyarak “köy yumurtası” ,”gerçek yumurta”, “doğal yumurta” gibi etiketleme tebliğine aykırı beyanlarla rahatça pazarlarlar. Bu durum hem tüketicileri yanıltmakta, hem de vergisini ödeyen kayıtlı üreticiler açısından haksız rekabet oluşturmaktadır. Yumurta üreticilerini endişeye sevk eden diğer bir husus ise salma tavukçuluğun oluşturduğu hastalık riskidir. İşletmelerinin yakınlarında uygunsuz koşullarda ve yaban kuşları ile temas halinde yetiştirilen tavukların her türlü hastalık riskine açık olması ve hastalığı ticari işletmelere bulaştırma potansiyelidir."