Maliye Bakanı Naci Ağbal, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's'ın (S&P) Türkiye'nin kredi görünümünü yükseltmesine ilişkin, "S&P'nin bu süreçte Türkiye'deki reform gündemine vurgu yapmış olması gerçekten yapmış olduklarımızı takdir etmeleri bakımından önemli. Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye ile ilgili değerlendirmeleri zaman zaman birbirinden farklı da olabiliyor. Biz önümüze bakıyoruz, işimize bakıyoruz." dedi.
Bakan Ağbal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Standard & Poor's'un (S&P) Türkiye'nin kredi görünümünü "negatif"ten "durağan"a yükseltip "BB" seviyesindeki kredi notunu teyit etmesi konusunda, Türkiye'nin yapısal reformlara bağlılığının S&P tarafından kabul edilmesinin önemli bir gelişme olduğunu dile getirdi.
Hükümet olarak yapısal reformlara kararlı şekilde devam edeceklerini vurguladıklarını hatırlatan Ağbal, "Gerek 15 Temmuz darbe girişiminden önceki aylarda da gerek iş gücü piyasasının esnekleştirilmesi gerek yatırım ortamının iyileştirilmesi gerek yargı süreçlerinin hızlandırılmasıyla ilgili önemli reform niteliğinde düzenlemelere imza attık ve bunları uygulamaya koyduk. 15 Temmuz darbe girişiminden sonraki dönemde de Meclis kapanmadan önceki 1,5 aylık süreçte de ardı ardına önemli düzenlemeleri hayata geçirdik." diye konuştu.
Ağbal, otomatik katılıma dayalı bireysel emeklilik sistemi düzenlemesinin, Vergi Barışı, Varlık Barışı kanunlarının bu dönemde getirildiğini dile getirerek, reform niteliğinde bir düzenleme olan Bilirkişi Kanunu'nun TBMM'den geçtiğini söyledi.
64 ve 65. hükümet programlarında ve 1 Kasım
seçim beyannamesinde hükümetin en önemli önceliklerinden birinin yapısal reformlar olduğunun ifade edildiğini vurgulayan Ağbal, şunları kaydetti:
"Açık bir yapısal reform gündemi oluşturduk. Bunları da takvime bağladık ve bunları teker teker uygulamaya koyduk. Bundan sonra da kredi derecelendirme kuruluşları kendi değerlendirmelerini yapsınlar. Biz ülkemizin önceliklerini, ülkemizin reforma olan ihtiyacının farkındayız. Bu konuda adımlar atmaya devam edeceğiz. Gelir Vergisi Kanunu, Vergi Usül Kanunu çalışmaları devam ediyor. İş gücü piyasasıyla ilgili reform niteliğinde çalışmalar olacak. Bunlar bir bir Bakanlar Kuruluna gelecek. İstanbul Finans Merkezi Kanun Tasarısı'nı yoğun gayretle hazırlıyoruz. Maliye Bakanlığı olarak sayın Başbakan'ımızın talimatıyla bu kanunu hazırlama görevi bize verildi. Başta Kalkınma Bakanlığı olmak üzere tüm bakanlıklarla, finans çevreleriyle bu kanunu çalışıyoruz. Onun için S&P'nin bu süreçte Türkiye'deki reform gündemine vurgu yapmış olması gerçekten yapmış olduklarımızı takdir etmeleri bakımından önemli. Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye ile ilgili değerlendirmeleri zaman zaman birbirinden farklı da olabiliyor. Biz önümüze bakıyoruz, işimize bakıyoruz."
Yatırımcılar, Türkiye'ye güveniyor
Türkiye'de yatırım yapmak niyetinde olanlarda Türkiye ile ilgili büyük bir güven olduğunu belirten Ağbal, ülkenin orta ve uzun vadeli büyüme potansiyelini gören birçok doğrudan yatırımcının Türkiye'ye gelip yatırım yaptığını söyledi.
Bakan Ağbal, hükümet olarak mali disipline devam edeceklerini ifade ederek, büyüme dostu bir kamu maliyesi uygulanacağını ve yargı, eğitim, istihdam piyasaları, kamu maliyesi alanlarında yapısal reformlara devam edileceğini belirtti.
Türkiye'nin 2023, 2053 ve 2071 vizyonlarını yakalayabilmesi için mutlaka daha etkin çalışan, hizmete odaklanmış yeni bir devlet yapısını, daha hızlı karar alabilen, daha hesap verilebilir bir demokratik sistemi üretmesi gerektiğini belirten Ağbal, "Türkiye'nin şu anda önündeki en önemli yapısal gündem anayasadır. Hükümet olarak da bu konuda gerekli çalışmaları tamamladık. Yakın bir zamanda inşallah Meclise getireceğiz." şeklinde konuştu.
ÖTV'de emisyon düzenlemesi
Motorlu taşıtlardan alınan Özel Tüketim Vergisi'ndeki (ÖTV) emisyon düzenlemesine de değinen Ağbal, "Türkiye olarak ileriki dönemde özellikle çevreye duyarlı otomotiv sektörünü teşvik etmek amacıyla salınım olan emisyona dayalı bir vergilendirme sistemine geçiyoruz." dedi.
Otomotiv sektöründe ÖTV ile ilgili bir sistem değişikliğine gidildiğini, otomotiv satışlarında ÖTV'nin sadece motor silindir hacmine bağlı olarak alındığını hatırlatan Ağbal, "Aracın 1600 cc ise fiyattan bağımsız, aracın özelliklerinden bağımsız şekilde aynı vergi alınıyor. Halbuki hepimiz bundan yakınıyoruz. Piyasada baktığınız zaman aynı motor silindir hacmine bağlı olsa da birbirinden çok farklı araçlar var. Lüks araçlar var, bazı özellikleri bakımından gerçekten çok farklı araçlar var ama biz bunlardan aynı oranda vergi alıyoruz." diye konuştu.
Ağbal, bu durumun vergi adaleti bakımından da doğru bir sistem olmadığını, uzun süredir herkesin şikayet ettiği bir konu olduğunu söyledi.
Türkiye'de ilk defa emisyona dayalı vergilendirmeye adım atıldı
Aracın özelliklerini, fiyatını dikkate alan yeni bir sistem hazırladıklarını ifade eden Ağbal, şunları kaydetti:
"Önemli bir reformu hayata geçirdik. Türkiye'de ilk defa emisyona dayalı vergilendirmeye adım attık. Yani biz Türkiye olarak ileriki dönemde özellikle çevreye duyarlı otomotiv sektörünü teşvik etmek amacıyla salınım olan emisyona dayalı bir vergilendirme sistemine geçiyoruz. Bugün bir sistem kurma planı içerisindeyiz. Komisyonda ilgili maddemiz görüşüldü. Gerekçelerini biz kendileriyle paylaştık. Bütün partilerimiz tarafından da ortaya koyduğumuz yeni sistem olumlu karşılandı. Bu yasal düzenleme inşallah önümüzdeki 1-2 hafta içerisinde Meclisten geçmiş olacak. Ondan sonra Maliye Bakanlığı olan bu yeni getirilen sisteme göre, yeni getirdiğimiz vergileme ölçülerine göre bir değerlendirme yapacağız."
Bakan Naci Ağbal, bu konudaki önceliklerinin, vergileme ölçüleri üzerinden piyasadaki mevcut bu araç özelliklerindeki farklılaşmaları yeni bir anlayış üzerinden yeniden düzenlemek olduğunu söyledi.
Bu konuda gerekli değerlendirmeyi yapıp Bakanlar Kuruluna götüreceklerini dile getiren Ağbal, "Burada birinci önceliğimiz, sistemin daha adaletli, daha yönetilebilir bir yapıya kavuşturulması. İkinci önceliğimiz de otomotiv sektörünün Türkiye'de daha da büyümesini, daha da gelişmesini sağlamaktır." ifadelerini kullandı.