Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve uluslararası danışmanlık şirketi Bain&Company, Türkiye'nin ilk sürdürülebilirlik raporu olan ESG (Çevresel Sosyal ve Yönetimsel) Ceo Pulse'u yayınladı.
Türkiye'de faaliyet gösteren önemli şirketlerin üst düzey yöneticileri (CEO) ile gerçekleştirilen görüşmelerin çıktılarının yer aldığı, liderlerin öngörülemeyen durumlarla başa çıkma stratejilerinin, ülkenin çevreci yaklaşıma geçişinde şirketlerin üslendikleri rollerin ve şirketlerdeki ESG çalışmaları hakkında bilgilerin sunulduğu raporun sonuçları, Dolmabahçe Cumhurbaşkanlığı Çalışma Ofisi'nde açıklandı.
Raporun tanıtım toplantısında konuşan Bakan Yardımcısı Suver, bugün dünyanın iklim değişikliği ve onun sebep olduğu afetlerle karşı karşıya olduklarını belirterek, ekolojik dengenin bozulması ve çevre kirliliğinin iklim değişikliğe neden olmasının "sürdürülebilir kalkınma" kavramını gündemlerine getirdiğini söyledi.
Salgın sonrası arz-talep dengesinin bozulmasıyla sürdürülebilirlik kavramının iktisadi faaliyetler üzerinde daha çok önem kazandığını vurgulayan Suver, şöyle devam etti:
"Bugün sürdürülebilir kalkınmayla belki de sanayi devriminden sonra en büyük değişim ve dönüşümün eşiğindeyiz. Sürdürülebilir kalkınma modeli inşa edilirken hiç şüphesiz öncelik, çevresel sürdürülebilirlik olacaktır. Çevresel sürdürülebilirlik işletmenin stratejilerini oluştururken ve faaliyetlerini gerçekleştirirken, içinde bulundukları çevrede oluşturacakları olumsuz etkileri en aza indirecek şekilde davranmaları demektir."
"Ulusal Uyum Stratejisi ve Eylem Planını 2023 yılı içerisinde tamamlayacağız"
Hasan Suver, işletmelerin enerji, emisyon ve atık konusunda yapmaları gereken noktalara değinerek, bugün açıklanan raporun işletmeler için büyük önem arz ettiğini söyledi.
İklim değişikliğinin Türkiye'ye etkilerini anlatan Suver, bu alanda yaptıkları faaliyetlerden, sürdürdükleri çalışmalardan, Türkiye Yüzyılı vizyonuna uygun bir şekilde iklim değişikliği ile yaptıkları güçlü mücadeleden bahsetti.
Suver, özellikle ekonomik, sosyal ve çevresel zararlara sebep olan, artan afetlere karşı şehirlerin direncini artırmak amacıyla tüm sektörlerde öncelikli eylemlerin belirlendiği Ulusal Uyum Stratejisi ve Eylem Planını 2023 yılı içerisinde tamamlayacaklarını kaydederek, "Mısır'da şu anda devam eden Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı (COP27) kapsamında Ulusal Katkı Beyanımızı dünya kamuoyuyla paylaşacağız." diye konuştu.
Hasan Suver, "Sıfır emisyon üreten, çevreyi kirletmeyen, yerli ve milli otomobilimiz Togg'un ihtiyaç duyduğu teknolojik altyapı, şarj istasyonları ve otopark sistemleri ile simülasyon ortamlarını inşa ediyor, şehirlerimizi Togg'a hazırlıyoruz." ifadesini kullandı.
"Şimdi poşette gösterdiğimiz başarıyı depozitoda da göstereceğiz"
Bakan Yardımcısı Suver, 150 bin kurum ve kuruluşun sıfır atık yönetim sisteminin kurulumunu tamamladıklarını, 81 ilde sıfır atık yönetim planlarını hazırladıklarını belirterek, "Sıfır atığı bir hayat tarzına dönüştürmek için 17,5 milyon kişiye eğitim verdik." açıklamasında bulundu.
Plastik poşet kaynaklı 550 bin ton plastiğin atığının oluşumunu ve 23 bin ton sera gazının salımını engellediklerini dile getiren Suver, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Şimdi poşette gösterdiğimiz başarıyı depozitoda da göstereceğiz. Depozito Yönetim Sistemi'ni 2023'ün sonuna kadar tüm illerimizde ve ilçelerimizde 7 bin depozito iade noktasında gerçekleştireceğiz. Sıfır atık projesi çatısı altında uyguladığımız tüm bu çalışmalarla 2017'de yüzde 13 olan geri kazanım oranımızı yüzde 27,2'ye çıkardık. 2023'te bu oranı önce yüzde 35'e ve 2035'te de yüzde 60'a çıkartacağız. Bugün artık iklimi değiştiren bütün parametrelerde proje yapan, ürettiğini satabilen bir ülke konumundayız. Sera gazı emisyonlarını 2030'da yüzde 21'e kadar azaltma hedefimizi kararlılıkla yürütüyoruz."
Suver, İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı ile 541 eylem ve bu eylemlerden sorumlu kuruluşları belirlediklerini, İklim Değişikliğiyle Mücadele Sonuç Bildirgesini kamuoyu ile paylaştıklarını kaydederek, "Bu çerçevede Meclisimiz ile birlikte kapsamlı bir iklim kanunu yapacağız. Türkiye Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi ve Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planını 2050 hedefiyle güncelliyoruz." diye konuştu.
Türkiye'de iklim değişikliğiyle mücadelede uyum noktasında çok büyük bir müktesebat ve güçlü bir devlet iradesi bulunduğunu vurgulayan Suver, "Ülkemizin tarihi bir sorumluluğu olmasa da binde 7'lik bir katkımız varken bile, iklim değişikliği konusunda üzerimize düşen sorumluluğu fazlasıyla yerine getiriyoruz." açıklamasında bulundu.