Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Türkiye'nin farklı şehirlerinden gelen 200 konfederasyon üyesi kadınla, "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü" dolayısıyla Anıtkabir'e yaptığı ziyaretin ardından, gazetecilerin asgari ücrete ilişkin sorularını yanıtladı.
Türk-İş'in yarım asırdır masada olduğunu söyleyen Atalay, "Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu masada, hükümet masada. Bu yapıya dün de bugün de itiraz ediyorum. Hükümet ile işveren beraber olduğu zaman istediği asgari ücreti çıkarıyor bu ülkede" dedi.
"Türkiye'nin en büyük toplu pazarlığı bu"
Asgari ücretin 7 milyon çalışanı ilgilendirdiğine dikkat çeken Atalay, "Türkiye'nin en büyük toplu pazarlığı bu. 7 milyonu, çoluğuyla çocuğuyla çarptığın zaman 35-40 milyonu ilgilendiriyor. Geçmişte bu rakam belirleme ücretiydi, şu anda maalesef bu rakam geçim ücreti oldu" sözlerini kullandı.
Atalay, 1,5 aydır Hazine ve Maliye ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlarıyla görüştüklerini dile getirerek, şunları söyledi:
"Onlar bizim düşüncelerimizi sayın Cumhurbaşkanı'na aktarıyorlar. Önümüzdeki günlerde bir daha bir araya geleceğiz. Biz de pazartesi günü Türk-İş'in katılacak komisyonunu tespit edip Bakanlığa bildireceğiz. 1 Aralık'ta da arkadaşlarımız toplantıya katılacak. Özellikle rakamı hükümetten, işverenden bekliyorum. Bizim bununla ilgili düşüncemiz, veriler ortada. Türk-İş yönetimi, Başkanlar Kurulu ile aşağı yukarı bir aydır bu konuları görüşüyoruz. Şu an 2 bin 825 lira."
"Yüzde 90'ı memnun edecek bir rakam gelirse 'evet' deriz"
Hükümetin açıkladığı enflasyonun yüzde 21-22 olduğunu ama raflardaki, pazardaki enflasyonun ona uymadığını anlatan Atalay, şunları söyledi:
"İnsanlar pazara, bakkala, markete gittiği zaman açıklanan enflasyonun üzerinde, malı daha pahalıya alıyor. Bu rakamları biz hükümetin, Bakanlığın önüne koyduk. Ayın 1'inde rakamları getirsinler önümüze, bununla ilgili Türk-İş'in duracağı yer ortada. Bugüne kadar 5 kere imzalamışız. Özellikle rakam açıklamamaya gayret ediyoruz. Çünkü muhatap onlar. Onlar evvela bir söylesinler, ne veriyorlar, biz duracağımız, geleceğimiz yeri biliyoruz. Kendilerine de ifade ettik. Bir görelim bakalım önümüze ne getirecekler. Burada bir siyasi parti '4 bin', öbür parti '4 bin 100' diyor. Bizim dışımızdaki sendikalardan biri '5 bin' diyor. '7 bin' diyen var. Bunları söylemek kolay. Ben de güzel bir rakam söylerim ama söylediğimle aldığımızın arasında uyum olması lazım. Türk-İş olarak yıllardır buna dikkat ediyoruz.
Aralık ayının 1'ini bekliyoruz, inşallah önümüze müspet, milletin tebessüm edeceği, belki yüzde 100'ü memnun olmaz ama toplumun 4'te 3'ünü, yüzde 90'ını memnun edecek bir rakam gelirse 'evet' deriz. Gelmezse katılmadığımızı ifade ederiz."