Türk markalar Avrupa ve ABD'de şubeleşiyor

Ulusal Franchising Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Nezif Emek, "Firmalarımız yurt dışına açılarak hem ekonomik anlamda büyüyebilir hem de uluslararası bir marka olmanın ilk adımını atabilir" dedi.

Emek, yaptığı yazılı açıklamada, Türk perakende markalarının yurt dışında hem şubeleşme hem de franchising yöntemiyle yurt dışında mağazalaştığını kaydederek, finansal gücü veya yeterli kaynağı olmayanların ya da yeterince kaynak ayırmayan firmaların franchise tercih ettiğini söyledi.

Franchising yönteminin hem risksiz hem de hızlı büyümeyi kolaylaştırdığını, finansal açıdan rahatlık sağladığını aktaran Emek, bazı şirketlerin de Turquality desteği için şube açtığını anlattı.

Küresel salgın nedeniyle yurt dışında şubeleşme konusunda ciddi bir yavaşlama söz konusu olduğunu ancak Körfez ülkelerinde ciddi bir şubeleşme çalışması bulunduğunu kaydeden Emek, "Salgın elbet bir gün sona erecek ve Türk firmaları için çok büyük bir pazar söz konusu. Firmalarımız yurt dışına açılarak hem ekonomik anlamda büyüyebilir hem de uluslararası bir marka olmanın ilk adımını atabilirler. Bu anlamda yurt dışını ihmal etmemeliler" açıklamasında bulundu.

"Türk firmalarının global zincir olmaları için ciddi avantajları var"

Emek, salgın öncesi yurt dışında Türk markalarının açtığı mağaza sayısının 5 bine yaklaştığını hatırlatarak, şu bilgileri verdi:

"Tekstil sektörü daha çok Avrupa, ABD ve Rusya'da yurt dışı şubeleri açarken, gıda sektörü Arap ülkeleri ve Avrupa'da şubeleşiyor. Çin ve Afrika'da çok dikkat çekici şubeleşme yok. Bu konuda önümüzde çok ciddi yol ve fırsat var. Türk firmalarının bir an evvel bu fırsatları kovalaması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü gerçekten çok ciddi avantajlar var. Türk mutfağının kalitesi, temizlik ve lezzet açısından üstünlüğü dünyada çok iyi biliniyor. Aynı şekilde tekstil sektörümüz de kalitesini küresel anlamda ispat etmiş durumda. Bu sektörlerde çok iyi bir organizasyonla yurt dışında büyümeliyiz."

Emek, Türk firmalarına global zincir olma çağrısında bulunarak, bu konuda üretim, yetişmiş insan gücü, kalite gibi alanlarda kendisini ispat etmiş üreticilerin bulunduğunu bildirdi.