Küresel ölçekte, iklim değişikliğinin çevresel, sosyal ve ekonomik yıkıcı etkileri yaygın hale gelirken Covid-19 salgınının üretim ve tüketim kalıplarında yol açtığı değişikliklerle son dönemde Rusya-Ukrayna savaşının enerji arz ve talep dengesini bozması, sürdürülebilirlik odaklı politika ve uygulamalara ihtiyacı daha fazla ortaya çıkardı.
Bu bağlamda, başta enerji, sanayi, ulaştırma ve tarım sektörleri olmak üzere tüm alanlarda yenilenebilir kaynaklar, enerji verimliliği, elektrifikasyon ve döngüsel ekonomi politikaları öncelikli hale geldi.
Coğrafi konumu ve doğal kaynakları ile iklim değişikliğine maruziyeti yüksek ülkeler arasında olan Türkiye, küresel ekonomiye entegrasyon düzeyi ile iklim değişikliğiyle mücadelede uluslararası politikalar ve gelişmelerden önemli düzeyde etkileniyor.
Bu çerçevede, Paris Anlaşması'na taraf olunarak düşük karbonlu ekonomiye geçiş kararlılığı 2053 net sıfır emisyon hedefi ile ortaya konulurken ticaret ortağı konumundaki Avrupa Birliği’ne uyum çalışmaları kapsamında Yeşil Mutabakat Eylem Planı hazırlandı.
Program döneminde, 2053 net sıfır emisyon hedefi ve ulusal kalkınma öncelikleri doğrultusunda, sera gazı emisyon azaltımını destekleyen, iklim değişikliğine uyum kapasitesini artıran, rekabetçiliği ve verimliliği ön planda tutan, adil geçişi gözeten ve küresel finansman kaynaklarından azami düzeyde faydalanarak ulusal teşvik mekanizmalarını geliştiren bir yaklaşımla Türkiye, yeşil dönüşüm sürecini hızlandırmayı amaçlıyor.
"Yıl sonuna kadar tüm sektörler, sürdürülebilirlik eylem planlarını tamamlamış olacak"
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin ihracatı için Avrupa'nın ana pazar konumunda bulunduğunu belirterek, "Toplam ihracatımızın yüzde 42’sini AB ülkelerine gerçekleştiriyoruz. İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerini de ilave ettiğimizde oran yüzde 55’e çıkıyor. Yenilerini bulsak da Avrupa bizim için en büyük pazar olmaya devam edecek." dedi.
Bu gerçekten hareketle tüm sektörlerin Yeşil Mutabakat’a uyum sürecini hızlandırması gerektiğini vurgulayan Gültepe, şunları kaydetti:
"Gerek Yeşil Mutabakat’a uyum gerekse Türkiye’nin 2053 net sıfır karbon hedefi doğrultusunda sürdürülebilir kalkınma amaçları ve göstergelerini büyük bir titizlikle takip ediyoruz. Yeşil dönüşüm konusunda kamu tarafında güçlü bir irade var.
İhracatçılarımızın farkındalığı da her geçen gün artıyor. Doğru stratejileri kurgulayıp ön alabilirsek AB pazarında rekabetçiliğimizi artırabiliriz. TİM olarak biz de sürdürülebilir üretim, yeşil teknolojilere geçiş ve döngüsel ekonomi konusunda sektörlerimize rehberlik yapıyoruz."
Gültepe, Haziran 2021’de sürdürülebilirlik eylem planlarını kamuoyu ile paylaştıklarını hatırlatarak, 27 sektörün yarıdan fazlasının sürdürülebilirlik eylem planlarını hazırladığını söyledi. Gültepe, yıl sonuna kadar tüm sektörlerin eylem planlarının tamamlanmış olacağını bildirdi.
"Yenilenebilir enerji kaynakları konusunda çok büyük bir potansiyelimiz var"
Mustafa Gültepe, Hindistan'ın ev sahipliğinde 18'incisi "Tek Dünya, Tek Aile, Tek Gelecek" ana temasıyla düzenlenen G20 Liderler Zirvesi sonrasında yayımlanan bildiride, iklim eylemiyle ilgili dinamik hedefler yer aldığını hatırlatarak, temiz enerjinin sürdürülebilirlik hedefleri için temel göstergelerden birini oluşturduğunu belirtti.
Türkiye'nin yenilenebilir enerji kaynakları ve kullanımı konusunda birçok ülkeye göre avantajlı konumda olduğunu ifade eden Gültepe, şöyle devam etti:
"2022'de elektrik üretimimizin, yüzde 21'ini hidrolik enerjiden, yüzde 11'ini rüzgârdan, yüzde 5'ini güneşten ve yüzde 3'ünü jeotermal enerjiden karşıladık. Avrupa rüzgar liginde 6'ncı sıraya yükseldik.
Yıl başında Türkiye Ulusal Enerji Planı yayımlandı. Ülkemiz yenilenebilir enerji kaynakları konusunda çok büyük bir potansiyelimiz bulunuyor. Bu potansiyeli verimli bir şekilde kullanabilirsek sadece çevreyi korumakla kalmayacak, küresel ticarette de ciddi bir avantaj elde edeceğiz"
G20 liderlerinin, yenilenebilir enerji kapasitesini küresel olarak 3 katına çıkarma çabalarını sürdürmeyi taahhüt ettiğini aktaran Gültepe, "Dünyamızın kirlenmesinin ve kaynakların tükenme noktasına gelmesinin asıl sorumlusu olan zengin ülkelerin bu taahhüdü önemli.
Ancak iyimser olmak için henüz erken. Taahhütlerin yerine getirilip getirilmediğini yakından takip edeceğiz. İhracatçılarımızın yeşil ekonomiye dönüşümünde gerekli uluslararası finansmanı kullanabilmek için de yeni projeler geliştireceğiz." diye konuştu.