Enerji jeopolitiği açısından zengin bir coğrafi konumda olan Türkiye, enerji tüketiminin ancak yüzde 28’ini yerli kaynaklardan karşılayabiliyor. Türkiye, enerjide yüzde 72 oranında dışa bağımlı.
İran'a yönelik yeni ambargo kararları ve küresel ticaret savaşları gibi gelişmeler alternatif kaynak arayışlarının önemini artırıyor.
Elektrik üretimi yüzde 50’ye yaklaştı
Yerli imkanların devreye girmesiyle 2017 yılında elektrik üretimi yüzde 7 arttı. 2018 yılı içinde ise kurulu güç 88 bin megavata ulaştı. Böylece toplam elektrik üretimi içindeki yerlilik payı yüzde 50’ye yaklaştı.
Temiz, sınırsız ve düşük maliyetli olmaları rüzgar ve güneş enerjisini ön plana çıkarıyor. Elektrikte kurulu gücün yüzde 7,7’si rüzgar, yüzde 5,5’i ise güneşten sağlanıyor. Hedef, Türkiye'yi yenilenebilir enerjide bölgesel bir merkez haline getirmek.
Türkiye jeotermal enerjide ilk beşte
Türkiye jeotermal enerjiden elektrik üreten ülkeler arasında da ilk beşte. Elektrik üretiminde kurulu gücün yüzde 1,3’ü jeotermalden. Sadece geçen yıl 6,1 milyar kilovatsaat elektrik jeotermal kaynaklardan üretildi.
Türkiye’nin yeni enerji politikasının en önemli ayaklarından biri de kömür üretiminin artırılması. Bunun için atılan adımların başında potansiyeli yüksek, atıl kalmış kömür sahalarının üretime açılması geliyor.
Kömür rezervi yüzde 50 arttı
Türkiye'nin kömür rezervi son 10 yılda yüzde 50 arttı. Yeni kömür sahalarının üretime açılmasıyla birlikte yılda 18,6 milyon ton ek üretim gerçekleşecek. Bu sahalar 15 bin 500 kişiye istihdam sağlayacak. Bu adımlarla kömür ithalatında ise 7,5 milyar liralık tasarruf hedefleniyor.
Hedef yalnızca üretimi artırmak ve maliyetleri düşürmek değil. Rüzgar türbinleri ve güneş panellerinin üretiminde de yerli teknolojinin payı artıyor. Bu çerçevede, ihalelerde yerli üretim zorunlu hale getirildi.
Hedef Türkiye’yi yenilenebilir enerji teknolojilerinde de üretim üssü yapmak.
Haber: Tuğçe Akgül
Kamera: Mesut Akın