Frankfurt'ta Uluslararası Posta, Kargo ve Kurye Endüstrileri Fuarı'na katılan Türk şirketlerine destek vermek için Almanya’da bulunan Gülten, gelecek dönem hedeflerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Söz konusu fuarın posta ve kargo dünyasında yeni teknolojilerin sergilendiği bir fuar olduğunu ifade eden Gülten, “Türk şirketlerini yalnız bırakmamak için hem de dünyadaki teknolojik gelişmeleri takip etmek için buradayız. PTT’nin 182. kuruluş yıl dönümüne denk gelmiş oldu. Dünya Posta Birliği'nin de içinde bulunduğu fuarda biz de yerimizi aldık.” diye konuştu.
Gülten, posta sektörünün 200 yıllık bir sektör olduğunu ve PTT’nin kuruluşundan beri bu sektörün içinde olduğunu anlatarak, “Postanın bir diğer kolu olan posta bankacılığı dediğimiz konu da bizim görev alanlarımız içinde. Dolayısıyla posta, kargo ve bankacılık alanında ülkemizdeki birçok yeniliğe imza atmış durumdayız. Yapmış olduğunuz birçok teknolojik yenilik var, şu anda da yeni nesle uygun bir şekilde bankacılıkta mobil uygulamalarımızı ve HGS ödeme sistemimizi geliştirerek birçok alanda faaliyet göstermeye çalışıyoruz.
Aynı zamanda posta sektöründe doğal bir gerileyiş söz konusu. İletişimin dijital mecralara kaymasıyla birlikte biz de hem devlet tebligatlarımızı hem de iletişim alanında vatandaşlarımıza sunabileceğimiz yeni hizmetleri teknolojik alanlara taşıyoruz. Tabii ki fiziksel mektuptaki azalmadan biz de etkilendik. Bunun yanında kargo tarafında ciddi bir artışımız var, bu dengeleri görerek sektör nereye gidiyorsa biz bu konuda öncü olmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Posta kurumlarının devletlerin desteklediği kurumlar olduğunu aktaran Gülten, tüm dünyadaki posta kurumları gibi Kovid-19 salgını döneminde PTT olarak üzerlerine düşen görevleri yerine getirmeye çalıştıklarını belirtti.
Gülten, “En başta sosyal yardımların evlere ulaşması görevimiz vardı. Tüm postacılarımıza teşekkür ediyorum. Salgın günlerinde hiç kimsenin evlerinden çıkmasına gerek kalmadan sosyal yardım müşterilerimize elden paralarını teslim ettik. Bunun yanında maske dağıtımı ile ilgili ciddi bir görev aldık.
Kargo iletişiminin devam etmesi anlamında da birçok görevi yerine getirdik. Zaten dünyadaki bütün posta kuruluşlarında da benzer konular gündemdeydi. Biz çok şükür başarılılar arasındayız. Bunun yanında seçimlerini posta üzerinden yapan ülkeler oldu. Posta dünyasında uzun zamandır üzerimize düşen görevleri yerine getirdiğimiz gibi salgın döneminde de gereğini yaptık.” dedi.
“E-ticaret alanında baş aktörler arasındayız”
Bütün dünyadaki posta kuruluşlarının e-ticaret ile ilgili hizmetler sunmaya çalıştıklarını aktaran Gülten, şunları kaydetti:
“Başta kendi sitelerini kurma üzerine bir eğilim var. Biz bunu 11 yıl önce yaptık. 2011'de e-Ptt-AVM’mizi kurduk. e-Ptt AVM Türkiye’deki ilk pazar yeri. Yani kendi ürünlerini satmayan esnafın ya da diğer kuruluşların ürünlerini sunan bir platform. 11 yıldır bu sektörde faaliyet gösteriyoruz. Dolayısıyla bu anlamda da posta kuruluşları içinde öncüyüz. Birçok posta kuruluşu da bizim bu konudaki deneyimimizden faydalanmak için bizimle birlikteler.
Başta Katar olmak üzere birçok ülkenin posta kuruluşuyla yeni siteler kurup e-ticaret işlerinde kasımızı güçlendirmeye devam ediyoruz. Salgın dönemi öngörülerimizin çok ötesinde e-ticaretin gelişimine sebep oldu. Birçok e-ticaret firmasının 10 yıl sonra gelmeyi ümit ettiği noktalara 1-2 yıl içinde gelmiş olduk. Çünkü insanlar evden çıkamayınca e-ticaretteki eğilim ve bunu deneyimlemek, ilk kez bir e-ticaret ürününü alışveriş yaptırmak çok önemli e-ticaret sektöründe. O ilk ürünü aldıktan sonrası kolay, insanlar alışıyor, güveniyor, o güven duygusunu oluşturmak önemli. Salgın sürecinde de e-ticaret yıllar sonra geleceği noktaya 1-2 yılda gelmiş oldu."
"E-ticaret alanında şu anda baş aktörler arasındayız. Büyük aktörlerimiz de var. Biz devlet kuruluşu olduğumuz için reklam ve diğer alanlarda çok fazla hareket kabiliyetimiz olmayabiliyor ama güven noktasıyız." değerlendirmesinde bulunan PTT AŞ Genel Müdürü Hakan Gülten şöyle devam etti:
"Tüm tedarikçilerimizi hem kontrol etmek zorundayız hem de sattıkları ürünleri kontrol etmek zorundayız. Böyle bir görevimiz de var. Sadece ticari olarak bakmıyoruz konuya. Bizim en büyük inancımız şu Çin’den sonra Türkiye’de üretilen ürünler e-ticarete en uygun ürünler. Dünyada bizim kadar bu işe yatkın çok az ülke var ve biz konuda iddialıyız.
Türk ürünlerini sadece Türkiye içinde değil, yurt dışında da pazarlayabileceğimize, burada e-ticaret platformumuz da buna uygun. Birçok yurt dışı siteye de web servis veriyoruz. Milyonlarca ürün içinden onaylanmış ürünlerimizi yani fiyatı, kalitesi, satıcısı onaylanmış ürünleri web hizmeti üzerinden yurt dışındaki sitelere sunuyoruz. Orada da satışlar gerçekleştirildiğinde Ptt-AVM üzerinden yine onlara gönderilerimizi yapıyoruz.”
“Sadece kalabalık şehirlerdeki iletişimi değil, köy ve mecralarımızdaki iletişimi sağlamak zorundayız”
Gülten, asli görevlerinin Türkiye’de iletişimin kesintisiz sağlanması olduğunu ve bu konuya ticari olarak bakmadıklarını belirtti. Hiçbir banka ve kargonun bulunmadığı 1600 noktada çalışanları ve iş yerleri olduğunu kaydeden Gülten, şöyle devam etti
“Vatandaşımıza hizmet ediyor, dolayısıyla sadece ticari olan İstanbul’un kalabalık semtlerinde faaliyet göstermiyoruz. Bu arada sektörün birçok işi bu semtler üzerinde dönüyor, daha az insanın bulunduğu yerlerde para kazanamıyorsunuz, zararına iş yapmak durumundasınız. Ama biz zararına da olsa oraya hizmet götürmek zorundayız. Ülkemizin evrensel posta yükümlüsüyüz.
Bu ne demek; yurt dışından Afrika’dan, Avrupa’dan bir kişi mektubunu gönderdiğinde Hakkari’nin dağı da Muğla’nın köyü de olsa, tek başına adada bir ev de olsa bu gönderiyi oraya ulaştırmak, iletişimi sağlamak zorundayız. Sadece kalabalık şehirlerdeki iletişimi değil, köy ve mecralarımızdaki iletişimi sağlamak zorundayız.
Bu anlamda hızlı şekilde para kazanacağımız yerlere odaklanmak yerine ülke geneline yaygın bir hizmet vermeye çalışıyoruz. Ülkedeki her eve bir mektup gönderilse, biz onu 2 hafta içinde tamamına ulaştırıyoruz. Bu büyük bir görev. Özel şirketlerle aramızdaki fark buradan kaynaklanıyor.”
“2030’a kadar araç filomuzun yüzde 80’ini elektrikliye çevirmeyi planlıyoruz”
Gülten, fosil yakıtlı araçların geldiği noktada dünyaya ne kadar zarar verdiği ortaya çıktığını vurgulayarak, “Bunları bugüne kadar kullanmaya mecburduk. Artık elektrik teknolojisi de belli bir noktaya gelmesiyle birlikte biz de PTT içinde elektrikli araç dönüşümünü başlattık. Hem denemelerimizi yapıyoruz. Fuarda da birçok elektrikli araç üreticisi yerli firmalarımızı gördük. Bunu yanında milli teknoloji hamlemiz TOGG’da yakın zamanda devreye girecek. Bu anlamda bizim elektrikli araç filomuzu yenileme hızımızda bazı revizyonlara gittik.
2030’a kadar araç filomuzun yüzde 80’ini elektrikliye çevirmeyi planlıyoruz. Tabii bu bir altyapı meselesi. Ülkemiz birçok ülkeden daha önce altyapı kurumlarına başlamış oldu. Elektrikli araçları kullanabilmeniz için şarj noktalarına ihtiyacınız var. Bunlara uygun hizmetlere ihtiyacınız var. Bu teknolojiler ülkemizde var ve bu konuda da öncü olmaya devam ediyoruz.
Birçok ülkede daha elektrikli araçlar kullanılmazken biz denemelerimizi yapmaya, siparişlerimizi vermeye başladık. Şu an elektrikli scooter filomuz 500 adete ulaştı. Posta dağıtımında elektrikli scooterimizi başta İstanbul ve Ankara büyükşehirlerimiz olmak üzere birçok şehrimizde kullanıyoruz ve bilfiil bunu faydalarını görerek filomuzu da genişletmeye devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Deutsche Post ile iş birliği
Almanya’dan “Deutsche Post” ile daha önce bir iş birliği protokolü imzaladıklarını bildiren Gülten, Frankfurt’taki fuarda bu işbirliğini nasıl geliştireceği konusunda Deutsche Post yetkilileriyle görüşeceklerini belirtti.
PTT AŞ Genel Müdürü Hakan Gülten, Deutsche Post karşılıklı indirimlere gittiklerini dile getirerek, “Birçok vatandaşımız Almanya’da. Aynı şekilde birçok Alman vatandaşı da Türkiye’de yaşıyor. Karşılıklı gönderi trafiğimiz en yoğun olan ülkeler arasında. Bu manada hem vatandaşlarımıza fayda ve daha iyi bir iletişim sağlamak amacıyla bu anlaşmayı imzaladık.
Birbirimizin gönderilerine öncelik tanıyoruz, indirimler yapıyoruz. Bu indirimler doğrudan vatandaşımıza yansıyor. Bugün fuarda Deutsche Post ile bunu nasıl geliştireceğimizi konuşacağız. Birçok ülke postasıyla da gönderilerimizi geliştirilmesi noktasında görüşmelerimiz devam ediyor. Özellikle Türk e-ticaretinin buralara ulaşması için ucuz, uygun kanallar bulmamız gerekiyor, bunun çabası içindeyiz. Biz de posta birliği içindeki ülkelerle birçok anlaşma yapıyoruz.” diye konuştu.
"Orta koridorda meyveleri de görmeye başladık""
Gülten, İpek Yolu'nun orta koridorunda yer alan Türkiye’nin lojistik bir süper güç olma yolunda ciddi yatırımlar yaptığını vurgulayarak, şunları söyledi
“Bu koridorun kurulması çok kolay bir iş değil. Bunun kurulabilmesi için önce çevre ülkelerde bir güven ortamı sağlanması gerekiyor. Bu koridorda teknik zorluklar da var. Hem kara hem demir yolları standartlarında farklılıklar var ülkeler arasında. Uzun bir koridor ama tüm ülkeyi, tüm dünyayı neredeyse kapsayan bir koridor. Yani kara yoluyla birleşebilen bütün kıtaların birleştiği bir nokta. Türkiye bu noktada çok stratejik bir yerde. Biz bunun çok daha ileri bir noktaya gideceğini düşünüyoruz.
Karşılıklı rekabet içinde olan bazı ülkelerde, tabii savaş da var, bu ülkelerin güvendiği ortak ülke olarak bu koridorun da güvencesi biziz. Bu manada Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızın yatırımları ve ülkelerle yapmış olduğu protokolle bu koridor açıldı, kullanılmaya da başlandı. Daha da geliştirilerek devam etmesi gerekiyor. Bizim tek derdimiz Çin ürünlerinin Avrupa’ya ulaştırılması değil, biz bu koridoru kullanabilecek tüm ülkelerin birbiriyle iletişiminin sağlanması noktasında stratejilerimiz var. Bu stratejiler de meyvelerini vermeye başladı. Şu anda dünyada yaşanan gelişmeler sonucu bu meyveleri görmeye başladık.”
“Kar amaçlı bir şirket değiliz”
PTT’nin müşterilerine fayda üretmek için var olduğunu vurgulayan Gülten, “Vatandaşlarımızın şunu bilmesini istiyoruz; kar amaçlı bir şirket değiliz. Özellikle zor zamanlarda görevlerimizi yerine getirmeye çalışıyoruz. Maskelerin dağıtımında 'kim dağıtacak bunu?' dendiğinde hiçbir ücret talep etmeden bunun dağıtımda görev aldık. Sosyal yardımlar dağıtıldığında biz oradaydık. E-ticaret alanındaki misyonumuz da bizim Türk ürünlerini dünyaya açılmasında ve Türkiye’nin içindeki piyasanın verilerinin Türkiye’nin alışverişinin ülkede kalmasını sağlamak.
Bu manada bir alternatifiz. Sektörde güçlü oyuncular var, biz de onların arasında iyi bir alternatifiz. Devlet kurumu olarak da doğruyu yapmaya çalışıyoruz. Burada vadedebileceğimiz en büyük şey güven. Bu noktada hem güven hem de hızımızı artırarak piyasa şartlarına yetişmeye çalışıyoruz. Bu noktaya geldiğimizde vatandaşlarımızın da bizi tercih edeceğinizi düşünüyoruz.”dedi.
“Teknolojik açıdan ne varsa biz bunları yapmaya ve geliştirmeye devam edeceğiz”
PTT AŞ Genel Müdürü Hakan Gülten “PTT’nin 182. kuruluş yıl dönümünü kutladığını anımsatarak, konuşmasına şöyle tamamladı:
“182 yıl önce Abdülmecid döneminde kurulmuş bir kurum ve 182 yıldır birçok savaş, salgını badire atlatmış bir kuruluş. Burada birçok görevi yerine getirmiş. Mustafa Kemal Atatürk’e 'Kurtuluş Savaşı’nı nasıl kazandınız?' diye sorulduğunda 'telgrafın telleriyle' demesi bizim için büyük bir gurur kaynağı. Telgrafçı Hamdi beye yapmış olduğu teşekkür bizim için gurur kaynağı. Çok şükür yeni salgın döneminde üzerimize düşen görevleri yerine getirmenin gururunu yaşıyoruz.
Elbette hatalarımız var kurum olarak düzeltmemiz gereken noktalarımız var ama 182 yıldır ülkede birçok kritik görevi yerine getirmenin gururuyla önümüzdeki yıllarda hem teknolojik hamleleri hem de birçok değişimi ülkemize getirmenin heyecanıyla görevimize devam ediyoruz. İlk radyo yayınının ilk uydunun, ilk telefonun ilk telgrafın kullanıldığı kurum burası.
Bu manada yeni olan ne varsa ilk elektrikli araçların dağıtımda kullanılmaya başlandığı, temassız teslimatın yapıldığı kurum. Teknolojik açıdan ne varsa biz bunları yapmaya ve geliştirmeye devam edeceğiz. Sonrasında bunların yaygınlaşması diğer kurum ve kuruluşlar tarafından da kullanılması bizim de gurur kaynağımız olacaktır.”