Türkiye'nin, 2017 yılında yüzde 7 seviyelerinde büyümeyi yakalamış olabileceğine kesin gözle bakılırken, 2018'in ilk çeyreğinde açıklanan makroekonomik veriler, büyümenin 2017'ye göre yavaşlasa da dünya geneline göre oldukça iyi bir performans göstereceği beklentilerini artırıyor.
Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi Ocak ayında önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 12 artarken, Şubat ayına ilişkin imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi 55 seviyesinin üzerindeki seyrini korudu. Reel Kesim Güven Endeksi Şubat'ta 2,5 puan artarak 110,8'e çıkarken, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, Şubat'ta ihracat, geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 14,8 artarak 12 milyar 889 milyon dolar oldu.
Suriye'de gerçekleştirilen Zeytin Dalı harekâtı'nın sorunsuz bir şekilde devam etmesi ve başarıyla sonuçlanmasının çok yakın olduğu açıklamaları da ekonomik aktiviteye ilişkin bir risk unsurunun ekonomistlerin modellerinden çıkarılmasını sağladı.
Türkiye, 2017 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 11,1 büyürken, bu ayın 29'unda açıklanması beklenen 2017 yılına ilişkin büyüme beklentileri de yüzde 6 ila yüzde 7 arasına yerleşti.
Uluslararası kuruluşlar büyüme tahminlerini yukarı revize ediyor
Açıklanan öncü göstergelerin ardından Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), Türkiye'nin büyüme tahminini 2017 için yüzde 6,9'a, bu yıl için yüzde 5,3'e, 2019 için de yüzde 5,1'e çıkarttı.
Uluslararası Para Fonu (IMF) da Türkiye’ye yönelik 2018 ve 2019 büyüme tahminlerini yüzde 4,3’e yükselttiğini açıkladı. Ayrıca, raporda, Türkiye’ye yönelik 2017 büyüme tahmini de yüzde 5,1’den yüzde 6,3’e yükseltildi. IMF tarafından yayımlanan raporda, küresel büyümenin geçen yılın ikinci yarısından itibaren ciddi derecede artan yatırımlar ve ticaretle birlikte ivme kazandığına işaret edilirken, birçok ülkenin beklenenden iyi performans göstermesinin 2018 ve 2019 yıllarına yönelik küresel büyüme beklentilerinin yukarı çekilmesine neden olduğu hatırlatıldı.
Ekim 2017’de IMF tarafından yayınlanan bir önceki raporda Türkiye'nin 2018 ve 2019'da yüzde 3,5 büyüyeceği tahmin edilmişti.
Analistler, ekonomi yönetiminin, bu yıl da devam eden Kredi Garanti Fonu (KGF), KDV iadesine yönelik düzenlemeyle dikkati çeken KDV Kanun Tasarısı ve bu ay sonu açıklanması beklenen teşvik programları ile reel sektörü güçlü bir şekilde desteklediğini belirterek, Avrupa ekonomisindeki toparlanmanın etkisiyle ihracat ve rekor seviyelere çıkması beklenen turizm gelirleri ile büyüme ivmesinin 2018 yılı geneline yayılabileceğini söyledi.
Enflasyon ve cari açık risk unsurları
Türkiye'nin büyümesinin 2018'de Orta Vadeli Program hedefi olan yüzde 5,5 seviyesini yakalayabileceğini kaydeden analistler, yükseliş eğilimini sürdüren cari işlemler açığı ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın deyimiyle enflasyonun ana eğilimindeki katılığın, ekonomik büyümenin sürdürülebilirliğine ilişkin risk unsurları olduğunu dile getirdi.
Analistler, TCMB'nin sıkı para politikasını devam ettirerek enflasyonun yükseliş eğilimini durdurmayı başardığını, ancak tekrar düşüş trendine girmesi için yapısal reformların hayata geçirilmesi gerektiğini kaydederek, cari işlemler açığının azaltılması için de katma değerli üretime ve ihracata desteklerin artarak devam etmesi gerektiğini ifade etti.
Kaynak: AA