Alman Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (DIHK) Üst Yöneticisi (CEO) Martin Wansleben yaptığı açıklamada, Türkiye'de yatırımı olan en büyük şirketlerin Alman olduğunu, bunun da Türk Alman ilişkilerinin ne kadar iyi, Türk insanına ve Türkiye'ye güvenin göstergesi olduğunu söyledi.
Almanya'da DIHK'e üye 3 milyondan fazla şirket bulunduğunu, Almanya'da 79 ticaret ve sanayi odasının DIHK'e bağlı olduğunu belirten Wansleben, "DIHK'e üye olup Türkiye'de yatırımı olan 6 bin Alman şirketi var. Türkiye ve Almanya çok yakın ilişkilere sahip. Ben Köln'de büyüdüm. Benim birçok komşum Türk'tü." dedi.
Türkiye'nin son zamanlarda çektiği sıkıntıları bildiklerini ifade eden Wansleben, "Avrupa, Almanya ve diğer ülkeler de zorluklar yaşıyor. Kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye'ye kısa vadeli kredi notu verdiler. Ama Alman şirketlerinin Türkiye'de uzun dönem perspektifleri var. Biz yaşanan zorlukları ve Türkiye'ye verilen sözleri biliyoruz." şeklinde konuştu.
"Türkiye'nin güçlü geleceğine inanıyoruz"
Martin Wansleben, Alman şirketlerin Türkiye'de uzun vadeli yatırım yaptığını belirterek, Türkiye'nin güçlü geleceğine inandıklarını, Türkiye'nin sağladığı potansiyele de güvendiklerini söyledi.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları Standard & Poor's ve Moody's'in kararına rağmen Türkiye'deki Alman şirketlerinin burada uzun vadeli yatırıma inandığını ifade eden Wansleben, şunları kaydetti:
"Bazı yatırımlar daha iyi günler için ertelendi. Türkiye'nin en önemli avantajı genç nüfusu. Bu da ekonomi için büyük bir avantaj. Çünkü genç nüfus, iş gücü ve müşteri yaratır. Gelişen ekonomi ve gelişen toplum, şirketler ve insanlar için büyük bir avantajdır. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile iş birliğimiz var. Kurum ve kişiler olarak birbirimizi 10 yıldan beri tanıyoruz. Güçlü ve yakın bir şekilde TOBB ile çalışıyoruz. Türk ve Almanların birbiri ile iş yapmalarını istiyoruz."
Wansleben, Almanya'daki şirketlere Türkiye'nin potansiyelini ve bölgesel gücünü anlattıklarını bildirdi.
Wansleben, DIHK olarak görevlerinin Alman şirketlerini Türkiye'deki genç ve becerikli nüfus ile buluşturmak olduğunu belirterek, "Türk hükümetinin yeni şirketleri desteklemesi harika bir şey." ifadesini kullandı.
15 Temmuz'daki darbe girişiminden 3 gün sonra Türkiye'ye geldiğini anlatan Wansleben, "Birçok insan bana 'şu anda Türkiye riskli, gitme' dedi. Ben de 'asıl şimdi gitmek gerekiyor', Türk halkına arkadaşlığımı ve destek için gitmem gerektiğini söyledim." diye konuştu.