Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, döviz bozdurma kampanyalarına ilişkin, "Bizim için önemli olan Türkiye'nin finansal kaynaklarının yastık altında olmaması, sistemde olmasıdır. Bizim için en kritik değişken bu. Vatandaşın tercihlerine saygılıyız, vatandaş yeter ki kaynağını atıl tutmasın, yastık altında tutmasın." dedi.
Hazine Müsteşarı Osman Çelik, Kredi Garanti Fonu Yönetim Kurulu Başkanı Faik Yavuz ve Genel Müdür İsmet Gergerli'nin de hazır bulunduğu protokolün imza töreninde konuşan Şimşek, krediye erişimi artıracaklarını belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
"Yani KOBİ'ler ana eksen olmakla birlikte, KOBİ dışındaki firmaların da finansa erişimini bu çerçevede mümkün hale getiriyoruz, yani kullanımı esnek hale getiriyoruz. Bu birinci husus. Kredi Garanti Fonunun kendisi daha çok bu işte koordinatör rolünü oynayacak. Bankalar daha çok reyting sistemleriyle, kendi değerlendirmeleriyle krediye karar verecekler. Burada her bankaya bir üst limit tanınacak. Her bankanın da bu verdiği kredilerden dolayı yazacağı, yani takibe dönüşecek kredi oranını da biz yüzde 7 ile sınırlıyoruz. Kefalet Hazine'nin kefaletinde, artırıyoruz. KOBİ'lere yüzde 85'e kadar kefalet veriyoruz. İhracatçıya ise yüzde 100. KOBİ dışındaki daha büyük firmalara da yüzde 75'lik bir kefalet söz konusu. Dediğim gibi limitler belirlenecek, standartlar belirlenecek. Bankacılık sektörü esas itibariyle bu kredilendirmeyi kendileri yapacaklar. Şu andaki imkanlarımız 20 milyar liraya kadar bir kredi hacmini sunuyor. Ama inanıyorum ki yakın dönemde ilave bütçeden gelecek kaynaklarla bunu kat kat daha yükseğe çıkarma imkanımız olacak."
'Önemli olan dövizin, finansal kaynağın sisteme girmesi'
Konuşmasından sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Şimşek, döviz bozdurma kampanyalarının sorulması üzerine şunları söyledi:
"Bizim için önemli olan Türkiye'nin finansal kaynaklarının yastık altında olmaması, sistemde olmasıdır. Bizim için en kritik değişken bu. Vatandaşın tercihlerine saygılıyız, vatandaş yeter ki kaynağını atıl tutmasın, yastık altında tutmasın. Temel konu bu. Bu altın içinde geçerli, döviz ve diğer finansal kaynaklar için geçerli. Önemli olan sisteme girmesi ve sistem üzerinden bunun reel sektöre, ekonomiye yatırımlara kanalize edilmesi."
Şimşek, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya'nın "Yakın dönemde yaşanan döviz kuru hareketlerinin 2017 yılı birinci çeyreğinden itibaren enflasyon üzerinde etkili olacağını değerlendiriyoruz." şeklindeki açıklamasının sorulması üzerine şunları kaydetti:
"Merkez Bankamız dün aslında netti. TCMB'nin söylediği şey, genelde liradaki değer kaybı zamanla enflasyona yansıyor. Onu kastetti herhalde. Burada da tabi para politikası duruşunu ona göre belirleyecek. Merkez Bankamız bağımsız olduğu için benim para politikası duruşuna ilişkin yorum yapmam doğru olmaz. Bugüne kadar da yapmadım."
Bankalardan düşük maliyetli kredi kullanmanın önü açıldı
Bu mekanizmayla birlikte finansmana erişimdeki sıkıntılar giderilecek, bankalardan düşük maliyetli kredi kullanımının önü açılacak. Ayrıca kefalet sisteminin de kapsamı genişleyecek. Bu da KOBİ'lere, ihracatçılara ve finans kurumlarına birçok yenilik, kolaylık ve avantajlar getirecek.
KGF öz kaynaklarından verdiği kefaletlerde kullanılan Portföy Garanti Sistemi, artık Hazine kaynaklı kefaletlerde de kullanılacak. Bununla birlikte KOBİ'ler belli bir limite kadar, bankanın talebi üzerine hiç beklemeksizin kendisine verilen kredi limiti içerisinde Hazine kefaletine sahip olabilecek.
Getirilen diğer bir değişiklik ise mevcut sistemde KGF bünyesindeki kredi onay komiteleri kaldırılıyor. Bu komiteler yerine kredi reyting sistemine geçilecek ve yeni sistem ile mevcut sistemdeki kredi onay komitesinin neden olduğu zaman kaybı ortadan kaldırılacak. Bu da sistemin daha verimli çalışmasına yol açacak.
Yeni sistemde kefalet kullandırılacak KOBİ ve ihracatçılar, KGF tarafından objektif kriterler ile belirlenecek böylelikle çok daha hızlı Hazine kefaleti olanağı sağlanacak.
İşletmelerin kredi riskinin, daha yüksek kefalet oranları ile Hazine Müsteşarlığı tarafından paylaşılması sayesinde, finansal sistem tarafından daha az riskli olarak algılanacak ve Hazine kefaleti, işletmelerin daha düşük faiz oranları ile kredi kullanmaları imkanını da beraberinde getirecek.