Takvimler 31 Ekim 2008 tarihini gösteriyordu. Dünya, o sıralarda etkileri küresel boyutlara ulaşan krizlerle uğraşırken pek çok kimse, finans dünyasını derinden etkileyecek bir sistemin temellerinin atıldığının farkında değildi. Satoshi Nakamoto adında, hala kim ya da kimler oldukları bilinmeyen biri, metzdowd.com adlı sitede 9 sayfalık bir dosya yayınlandı: “Bitcoin: A Peer-to-Peer Electronic Cash System”...
Bu dosyada Bitcoin sistemini anlatan Satoshi Nakamoto, sistemin bir parçası olarak ilk blockchain yani blokzincir veri tabanını tasarladı. Bu sistem üzerinden 2010 yılı Aralık ayına kadar Bitcoin’i geliştirmeye devam eden Nakamoto, bir süre sonra ortadan kayboldu. Arkasında dünyaya bir süre sonra hızla yayılacak olan Bitcoin dışında hiçbir iz bırakmadan.
2140 yılında üretimin bitmesi bekleniyor
Yüz binlerce insanın rağbet gösterdiği Bitcoin üretiminde sınır 21 milyon adet. Son Bitcoin’in yani 21 milyonuncusunun 2140 yıl civarında üretilmesi bekleniyor.
Peki Bitcoin ve alt coinleri dediğimiz diğer kripto paralar ile blokzincir, dünyanın gidişatını ne yönde etkiliyor, sistemin güvenilirliği nedir, devletlerin geleceğine ne tür bir etkisi olacak, bir şirket ya da devlete ait olmayan bu sistemin kalıcılığı olacak mı?
Coin sayısı 4 binden fazla
Geçmişi çok uzak olmasa da tüm coinlerin atası diyebileceğimiz Bitcoin ve onun alt coinleri, hiçbir merkeze veya kişiye bağlı olmadan varlığını sürdüren, ödeme birimi olmayan bir kripto paradır. Yalnızca kripto paranın kendisinin alınıp satıldığı bu sistemde de tıpkı gerçek ekonomilerde olduğu gibi arz-talep dengesi bulunuyor. Bitcoin’e olan talep arttığında değeri yükselirken, talep azaldığında değeri düşüyor. Örneğin Türk Lirası ile belli bir miktarda seçtiğiniz herhangi bir kripto paradan satın alıp, bir süre sonra bunu tekrar bozdurabiliyorsunuz. Bir tür döviz alım-satım işlemi gibi… Ancak bu işlemler internet üzerinden herhangi bir muhatap olmadan yapıldığı için akıllarda soru işareti oluşturuyor.
“Blokzincir bambaşka bir önerme ile geldi”
Gözle görülür, elle dokunulur bir yanı olmayan kripto paralarla ilgili işlemlerin yapıldığı soğuk cüzdanlar adı verilen sistem, adını bu aralar sıkça duyduğumuz blokzincir üzerine kurulu. Avrasya Blokzincir ve Dijital Araştırmaları Derneği Başkanı Avukat Kadir Kurtuluş, blokzinciri “yeni nesil kayıt teknolojisi” şeklinde tanımlıyor.
“Kripto paraların varlığının kaynağı blokzincir teknolojisidir. Blokzincir sistemi, merkezi olmayan dağıtık ağ yapısına ve konsensüse dayanıyor ayrıca sürekli kriptolanıyor. Bu sürekli şifrelendirme ve verilerin dağıtık bir halde tutulması yaşanabilecek tüm riskleri büyük ölçüde ortadan kaldırıyor. Blokzincir sistemi sayesinde sanal ortamda güven garantiye alınıyor. Blokzincir sistemi gelecek ile dijital bir köprü kurmamızı sağlayan, son dönemde en hızlı ve temel prensiplerini yerine getiren bir ağ ve bir veritabanı yani kayıt teknolojisinde gelinmiş en güvenli sistem.
Halihazırda kayıtları yetkili ya da lisanslı kurumlar tutar. Nüfus kaydını devlet tutar, tuttuğu kayıtlardan şüphe etmeyiz. Bu yüzden devlet gereklidir, paranın kaydını devlet ve hazineleri tutar, kayda güveniriz. O zaman elimizde tuttuğumuz kağıt parçası anlam kazanır ve para olur, gayrimenkulleri tapu, paramızın kaydını bankalar gibi güvenilir otoriteler tutar. Ancak blokzincir bambaşka bir önerme ile geldi. Artık kayıtları tutmak ve bu sayede birbirimize, aldığımıza, verdiğimize güvenmek için koca koca devletlere, kurumlara, bankalara ihtiyaç yok. Yeni kayıt teknolojisi ile tek bir merkeze güvenmek yerine yüz binlerce insanın ortak doğrulamasına güveneceğiz. Blokzincirde kayıtlar dağıtık tutulur ve herkes kaydın varlığına dair bilgiye sahip olur.”
Ulus-devlet yapısına etkisi ne olacak?
Peki, kendi kulvarında güvenli olarak tanımlanan ve dağıtık bir sisteme sahip olan blokzincir teknolojisi ile merkezi olmayan, yani devletin kontrolünde bulunmayan kripto paralar, gelecekte ulus-devletlerin yapısına ne tür bir etkide bulunacak?
“Monopol dev pazar yerleri ya altyapılarını blokzincire taşıyacak ya da yerlerini yepyeni merkezsiz işletmelerle değiştirebilir” diyen Kurtuluş, geç kalınmaması görüşünde.
“Rusya Devlet Başkanı Putin, 2 yıl önce parlamento açılışında blokzincir teknolojisini takip etmeyenlerin önce finansal bağımsızlığını sonra da tam bağımsızlığını kaybedebileceğini söyledi. Bu değerlendirme sistemin bir dezavantajı değil belki, ama onu kullanmak ya da gerekli alt yapıları oluşturma konusunda geç kalan ülkeler için hayati önemde bir dezavantaj.
Dünya finans sistemine etkisi
Devletlerin çıkaracağı kripto para birimleri ve çok uluslu şirket ya da “W” ile başlayan organizasyonların kripto para birimleri, dünya finans sisteminin kökten değiştirilebilmesine olanak sağlayabilir. Blokzincir teknolojisi bu noktada önemli bir konuma sahip. Uluslararası para transferlerinin aktörlerinden tutun da, doların rezerv para birimi olma özelliğine kadar birçok noktada büyük değişimler yaşanmaya çoktan başlamıştır.
Aslında çok büyük güce sahip olan fakat mevcut küresel ekonomideki kurgu nedeniyle yönetimde söz sahibi olamayan ülkeler artık sadece kendi kripto para birimleri ile değil, aynı zamanda ulusal, bölgesel, ideolojik, stratejik veya başka ortak nedenlerle AB ortak para birimi euroya benzeyen fakat ondan daha anlamlı, içeride bağımsız para birimlerini etkilemeyen ve dışarıda etkin ticari avantaja odaklı yeni ortak kripto para birimlerini de düşünme noktasına gelmeliler. Bu gibi ortak para birimleri ile Türkiye, Rusya, Japonya, Çin, Hindistan, İran gibi ülkeler ortak kripto para ile ciddi tasarruflar elde edebilir, ortak hareket eden ülke şirketleri uluslararası ticaretlerinde rekabetçi ve avantajlı konuma geçebilir.
"Adı konmamış dijital kayıt birliği"
Kripto paraların arkasındaki blokzincir teknolojisi aslında adı konmamış bir dijital kayıt birliğidir. Ülkeler blokzinciri yasalaştırdıkça aslında Avrupa Birliği’nin tek dijital pazar yasası eIDAS’a benzer ortak bir regülasyona sahip olacaklar. AB’nin eIDAS Yasası ile sağladığı yıllık tasarrufun 435 milyar euro olduğu göz önüne alındığında, dijital ortak pazarın AB benzeri hiçbir birliğe üye olmayan ülkeler nezdinde çok büyük bir önem taşıyacağı aşikardır.
Blokzincir, önümüzdeki yıllarda tüm bankacılık işlemleri, tapu devirleri, ödeme sistemleri, değerli taşlar, telif hakları ve diğer hakların korunması, e-devlet çalışmaları, yerel ve genel seçimler, sağlık hizmetleri, e-ticaret, dijital sözleşmeler ve daha birçok alanın teknolojik altyapısı olacak. Yineoy sistemleri, lojistik, noterlik hizmetleri, tarım, IOT gibi birçok alanda blokzincir projeleri hayatımızda olmaya devam edecek gibi görünüyor.”
“Coin kullanımı için özel hukuki düzenleme yok”
Kripto para, tüm dünyada yoğun ilgi görüyor. Türkiye’de de aynı durum söz konusu. Kripto para borsaları üzerinden binlerce insan alım satım işlemi yapıyor. Peki, ülkemizde coin kullanımının hukuki zemini ne durumda?
Coin kullanımı için kapsamlı özel hukuki düzenlemelerin olmadığını söyleyen Avukat Elçin Karatay, hukuki bir düzenlemenin olmamasının hiçbir hukuk kuralının uygulanmadığı anlamına gelmeyeceğinin altını çiziyor ve ilave ediyor:
“Blokzincir tabanlı varlıklara, içerdikleri özellikler, örneğin sağladığı haklar, doğurduğu borçlar, çıkarılma şekli ve benzeri kıstaslar doğrultusunda yürürlükte olan hukuk kuralları uygulanacaktır. Kripto varlıklara ilişkin özel birtakım düzenlemelerin olmaması kripto varlıkları yahut kripto varlıklarla ilgili hukuki işlemleri hukuka aykırı bir hale getirmemektedir.
Türk Borçlar Kanunu kapsamında ortada sözleşmesel bir ilişki olduğu söylenebiliyorsa, sözleşmeye aykırılık ve her ihtimalde hukuka aykırı bir eylem yahut işlem varsa haksız fiil hükümlerine dayanarak talepte bulunulabilecek. Türk Ceza Kanunu kapsamında bir cezanın unsurları oluşmuş ise suçu işleyen kişinin kanunda gösterilen şekilde cezalandırılması gündeme gelebilecektir. Türk Borçlar Kanunu kaynaklı talepler açısından çoğu durumda zararın, hukuka veya sözleşmeye aykırılığın, sözleşmesel bir ilişki değilse kusurun ve illiyet bağının kanıtlanması gerekecektir. Ancak, somut olay özelinde bu korumadan yararlanmak her zaman mümkün olmayabilir.
“Kişinin tespit edilmesi neredeyse imkansız”
Bilgisayar programını ortaya çıkaran kişiyi bilmediğimiz ve açık kaynak kodlu sağlanan yapılar bakımından soğuk cüzdanlarda bir sorun oluşması halinde blokzincir tabanlı varlık sahibinin haklarının koruması ve bu kapsamda ‘hukuki olarak sorumlu’ olarak nitelendirilebilecek bir kişinin tespit edilmesi somut olay nezdinde neredeyse imkânsızdır.
Eğer blokzincir tabanlı varlığı çıkaran, cüzdan hizmeti sağlayan veya sizin adınıza cüzdanlarınızı saklayan bir kişi varsa ve bu kişiler ile cüzdan kullananlar arasında bir sözleşmesel ilişki bulunuyorsa, bu sözleşmesel ilişkiye dayanarak sözleşmeye aykırılık halinde zararlar talep edilebilir. Ancak, bu durumda da sözleşmeyle sorumluluğun sınırlanmış olması söz konusu olabilir. Yine, sözleşmenin tarafı yabancı bir kişiyse, yabancı bir ülkede çeşitli hukuki süreçleri başlatmak ve takip etmek gerekebilecektir. Bu durumda genellikle zamansal ve parasal anlamda maliyetli bir süreçle karşılaşılması olasıdır.
“Kara paranın aklanmasının önlenmesi için düzenlemeler öngörülüyor”
Ama her ne kadar hukukumuzda kapsamlı bir hukuki düzenleme olmasa da bazı düzenlemelerin yakın zamanda hayatımıza gireceği de aşikardır. Blokzincir ve blokzincir tabanlı varlıklar hem 11. Kalkınma Planı’nda hem de Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda kendine yer bulmuştur. Ayrıca Sermaye Piyasası Kurulu’nun blokzincir tabanlı varlık ve blokzincir tabanlı varlık arzlarına ilişkin çeşitli açıklamaları bulunmakta, Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı’nın Şüpheli İşlem Bildirim Rehberleri’nde yükümlüler nezdinde blokzincir tabanlı varlıklara ilişkin bazı işlemlerin bildirimi zorunlu kılınmaktadır. Türkiye’nin de taraf olduğu bazı uluslararası kuruluşlar tarafından da özellikle kara paranın aklanmasının önlenmesi noktasında çeşitli düzenlemeler yapılması öngörülmektedir.”
Kripto paraya ılımlı yaklaşanlar da var şüpheyle bakanlar da. Oldukça yeni bir sistem olması nedeniyle her iki tutum da haklı gerekçelere sahip. Devlete, bankaya, aracılara ihtiyaç var mı? Devlet, banka ve aracılara kayıt tutma konusunda ihtiyaç olmazsa bunun yaşamımızdaki karşılığı ne olur? Sorular muhtelif, yanıtlar soyut kavramlardan besleniyor. Ancak sistemin kalıcı mı, geçici mi olduğunu yıllar içerisinde daha net bir şekilde görebileceğiz.