Türkiye Müteahhitler Birliği’nin (TMB) "Temmuz 2018 İnşaat Sektörü Analizi" yayımlandı.
Analizde, ekonominin genel dinamiklerinin inşaat sektörünün performansını doğrudan etkilediği belirtilerek, "Yeni dönemde ekonomik programda uygulanmasının elzem olduğu değerlendirilen mali ve parasal sıkılaştırma tedbirlerinin, yavaşlama sinyalleri veren inşaat faaliyetlerini kısa-orta vadede daha da baskılayacağı değerlendirilmektedir" denildi.
Ekonomik reform programının uygulamaya konulmasının, genel ekonomiyle birlikte inşaat sektöründe de sürdürülebilir büyümeyi destekleyeceğine işaret edilen analizde, bu durumun hem altyapı yatırımlarının sürekliliği hem de uluslararası finansman boyutu açısından fayda sağlayacağı belirtildi.
Ekonominin tek elde toplanmasının yarattığı memnuniyete dikkatin çekildiği analizde, "Daha önce de dışsal şoklara karşı dirençli olduğunu kanıtlamış olan Türkiye ekonomisinin ihtiyacı bulunan tedbirlerin alınması halinde, orta-uzun vadede ekonominin atağa kalkabileceği ve eskisinden çok daha olumlu bir konumda olabileceği düşünülmektedir" değerlendirmesi yapıldı.
Analize göre, Türkiye müteahhitlik şirketleri tarafından 1972'den bu yılın haziran ayı sonuna kadar 120 ülkede üstlenilen 9 bin 375 projenin toplam bedeli 367 milyar dolar oldu. 2012 ve 2013 yıllarında yurt dışında yeni üstlenilen iş tutarı 30 milyar dolara ulaşırken, bu tutar bölgedeki jeopolitik gelişmeler, petrol fiyatlarındaki gerileme ve Rusya ile yaşanan krizin etkisiyle 2016 yılında 14 milyar dolara indi.
Yeni üstlenilen proje tutarı 2017 yılında yaklaşık 15 milyar dolar olurken, bu yılın ilk 6 ayında ise 9,2 milyar ile yeniden yüzünü yukarıya döndü.
Enerji fiyatlarının katkısı
Belirgin düzeyde artış ivmesi kazanan enerji fiyatlarının Suudi Arabistan, Cezayir, Türkmenistan gibi Türk müteahhitlik firmalarının referanslarının güçlü olduğu pazarlardaki yatırım ortamı ve finansman koşullarına olumlu yansıyacağı belirtilen analizde, "Rusya ile ilişkilerimizdeki normalleşmenin yanı sıra Sahra Altı Afrika başta olmak üzere potansiyel pazarlardaki fırsatlar da göz önüne alındığında, bu yıl yurt dışında üstlenilen yeni proje bedelinin yeniden 20 milyar dolar bandına ulaşabileceği değerlendirilmektedir" ifadesine yer verildi.
Konut satışları ve ipotekli satışlardaki artışa da dikkatin çekildiği analizde, şunlar kaydedildi:
"Mevcut göstergeler, 2018 yılının ikinci yarısına yönelik projeksiyonlar, dövizdeki dalgalanma nedeniyle tüm girdi maliyetlerinde oluşan artışın yanı sıra aylık ortalama yüzde 1,7-1,8 seviyesine çıkmış bulunan konut kredisi faizlerinin de yükseliş eğilimi dikkate alındığında, sektörün desteklenmeye devam etmesi önem arz etmektedir."
Kaynak: AA