İstanbul'un saklı köyü: Garipçe

Yeşili ayrı, mavisi ayrı güzel... Ne şehrin içinde ne de şehrin dışında, İstanbul’ un huzur veren eski bir köyüne yolculuk burası.

Buraya geldiğinizde sizi ilk karşılayan dalgaların ve rüzgarın sesi oluyor. Burası neresi mi? Garipçe köyü.

Rumeli Feneri ve Rumeli Kavağı arasında bir köy. Burası İstanbul değil diyebilirsiniz çünkü Karadeniz gibi görünüyor adeta yeşilin hakim olduğu bir köy.

Burada ilk gözümüze çarpan ise ormanlık alan. Ki zaten köyün yüzde 85'i ormanlık alandan oluşuyor. Geriye kalan yüzde 10luk kısımsa yerleşim alanı.

10 kilometre mesafedeki köye toplu ulaşım ve özel araçla gidilebiliyor

İstanbul Sarıyer’e 10 kilometre uzaklıkta bulunan köye toplu ulaşımla gidecekseniz eğer Hacıosman metro durağından 150 hat numaralı İETT otobüsüne binmeniz gerekiyor.

Eğer özel aracınızla bu yolculuğu yapacaksanız, Sarıyer’den Kilyos’a doğru ilerledikten sonra Rumeli Feneri ayrımından dönüp devam etmelisiniz. Yolda göreceğiniz Garipçe tabelası size yönünüzü gösterecektir.

Garipçe köyünün sakinliği huzuru daha yoldayken karşılıyor sizi; yeşile uzayan bir yol…

Yaklaşık 45 dakika süren yolculuğun sonunda, işte iki katlı evleri, dar sokaklarıyla, küçücük şehirde uzak oluşuyla sanki garip kalmış gibi "garipçe"

İstanbul'un küçük Kardeniz'i

Köyün girişinde ilk karşılayan köy halkının ellerinden çıkan lezzetler oluyor.

Üstelik sadece reçeller yok. Dumanı üzerinde buram buram kokan Trabzon ekmeği de var.

Buranın halkı da genellikle Trabzon ve Rize'den göç eden karadeniz halkından oluşuyor. Haliyle Karadeniz demek balık demek dolayısıyla buranın halkı da balıkçılıkla uğraşıyor tabi sezon açıldığı için şu anda tüm balıkçılar denizde.

Köyde bir bakkal, bir kahve, bir camii ve az sayıda restoran bulunuyor. Kulağa çok az gelebilir ancak köy halkı için oldukça yeterli.

Yeşil ve mavinin birleştiği tepe manzarasıyla turistlerin uğrak noktası

Yeşil ve mavinin en güzel birleştiği yer Garipçe'yi yukarıdan seyretmek için ise Garipçe Tepesi'ne çıkmanız yeterli.

Sahildeki restoranların yanındaki merdivenlerden yukarı tırmandığınızda, kendine hayran bırakan bir manzara çıkıyor karşınıza. 

Bu muazzam manzarayı seyretmek istiyorsanız Garipçe tepesine çıkmanız yeterli. Ancak çıkarken dikkatli olmakta fayda var çünkü taşlık bir nokta burası. Bir yanda Garipçe Kalesi diğer yanda ise Yavuz Sultan Selim Köprüsü yani 3. köprü bulunuyor.

Burası bilinen bir yerdi ancak çok ziyaret edilen bir yer değildi. Ne zamanki Yavuz Sultan Selim Köprüsü açıldı hem yerli ve hem de yabancı turistlerin uğrak noktası haline geldi

Tarihi güzellik: Garipçe Kalesi

Bu köyü özel kılan bir diğer yer ise tarihi Garipçe Kalesi…

Normalde Garipçe Kalesi’ni sakin bulmak pek mümkün değil, çünkü sürekli bir ziyaretçi vardır. Ancak şu anda restorasyonda olduğu için kale ziyarete de kapalı.

İlk kaleye girdiğimizde ıssız ve ürkütücü olabilir ancak kalenin denize açılan bu pencerelerinde sonsuzluğa bakmak da gerçekten doyum olmayan bir güzellik.

Bu güzel köyde biraz soluklanıp yemek yemek ve kahve içmek istediğinizde ise seçeneğiniz çok da fazla değil.

Haber: Sema Akbulut
Kamera: Musa Toprak
Kurgu: Burcu Saraç