İlçenin ortasından geçen Ezine Çayı'nın taşmasından sonra çok sayıda ev ve iş yeri sular altında kaldı. Selden etkilenenler o anlarda yaşadıklarını anlattı.
Esnaf Ahmet Kalyoncu, AA muhabirine, selin geldiği anda arkadaşlarıyla kahvenin önünde çay içtiklerini söyledi.
Her şeyin bir anda yaşandığını dile getiren Kalyoncu, "Öğle sularında aşağıdan bir ses geldi. Derenin taştığını söylediler. Sirenler çalıyordu ama biz başta uyanamadık. Yağmur yağıyordu, hastalık vardı, sirenleri ona yorduk. Halbuki 8-10 dakika siren çaldı, biz uyanamadık." dedi.
Aşağıdan vatandaşların, "Sel geliyor" diye bağırdığını dile getiren Kalyoncu, "Bir ara sel geliyor denince biz apar topar aşağıya indik. Hükümet binasının önüne doğru ne afet ne afet. Biz oradan yukarıya doğru kaçmaya başladık. Bir arkadaşımızın cenazesi vardı. Cenazeyi musalla taşına getiriyorlardı. O ara, 'Cenazeyi kaçırın' dedim. Direkt gasilhaneye koydular ve kaçtık. Biz de evin üst katlarına doğru çıktık. Böyle afet yok, televizyonlarda görüp içimiz sızlıyordu ama başımıza gelince çok farklıymış." diye konuştu.
Ömer Çilingir ise o gün başta derenin çok hafif yükseldiğini söyledi.
Her şeyin çok hızlı olduğunu belirten Çilingir, şöyle dedi:
"Sel bir anda, 10 dakika içerisinde geldi. Polis araçları geldi uyarıda bulundu. Polis arabası gidene kadar sel bastı. Bütün binadakiler en üst kata toplanmıştık. Ertesi sabah AKUT'çular geldi. Bize işaret ettiler. 10 kişi olduğumuzu söyledik. Bir iki apartmandan daha insanları çıkardılar. Bizi de 2. katı penceresinden dışarı aldılar. Helikopteri çağırdılar. Helikoptere bindik bizi Abana'ya bıraktılar. AKUT ekibine çok teşekkür ediyoruz. Bizi kurtardılar."
Çocukların çok korktuğunu dile getiren Çilingir, "Ben sakin bir insanım ama çocuklar çok korktu. Evde üniversite sınavına giren genç kızdan ilkokula giden çocuğa kadar küçük yaşta çocuklar vardı. Çok korktular, ağladılar. Gece zifiri karanlıkta dereden gelen sesi duysanız anlaşılır bir şey değil." diye konuştu.