Çalıştığı kurumdan 7 yıl önce emekli olan bir çocuk babası Bulut, askerliğini 1982'de İstanbul Kasımpaşa Taş Kızak Tersanesi'nde bahriyeli olarak yaptığını söyledi.
Askerliği sırasında bazı subay ve astsubayların kıl testere kullanarak tahta parçalarından çeşitli eşyalar yaptığını anlatan Bulut, kendisinin de bu işe merak salarak kısa sürede öğrendiğini ifade etti.
Bulut, askerlik sonrasında bir kamu kurumda işe başladığını ve öğrendiği el sanatını yapmayı bıraktığını belirterek, "Kurum değiştirdikten sonra boş zamanlarımda bu sanat tekrar aklıma geldi ve yapmaya başladım. Emekli olmaya da karar verince atölyeyi açtım hem ürün yapıyorum hem de satıyorum." dedi.
Kağıt üzerindeki modelleri tahta parçalarına çizdikten sonra kıl testereyle şekillendirdiğini aktaran Bulut, yaptığı işten zevk aldığını dile getirdi.
"Sanat dünyasına bir şeyler katmaya çalışıyorum"
Bulut, tahta parçalarını oyup şekillendirerek çerçeve, saat ve sandık gibi ürünler ortaya çıkardıkça mutlu olduğunun altını çizerek, "Sanat dünyasına bir şeyler katmaya çalışıyorum. Üretiyorum, üretmekten zevk alıyorum. İnsanların gelip sorması, ilgi duyması hoşuma gidiyor." diye konuştu.
Askerlikte hobi olarak öğrendiği sanatın, 42 yıl sonra mesleği olduğunu anlatan Bulut, "Trabzon Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğine bağlı Marangozlar Odasına kayıtlıyım. Bu işten para da kazanıyorum, o da ayrı bir mutluluk benim için. Güzel bir duygu. Para kazanmasam bile böyle bir sanat öğrettikleri için subay ve astsubaylarıma müteşekkirim. İnsanı rahatlatıyor, ufkunu açıyor. Kıl testereyle kesim yaparken çok derin hayaller kuruyorum. Vaktin nasıl geçtiğini anlamıyorum." ifadelerini kullandı.
"Ürünümün yurt dışına satılmasından dolayı çok mutlu oldum"
Bulut, ürünlerini gürgen, ceviz, şimşir ve kiraz ağacından yaptığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"İlimizde gürgen ve ceviz ağacı bulmak kolay ancak çalıştığım kalınlık yaklaşık 6 milim. Onu burada bulmak zor oluyor. Onun için ağaç parçalarının yüzde 80'ini Bursa'dan getirtiyorum. Modeller konusunda bir arşivim var. Türkiye genelinde bu işi yapan arkadaşlarla paslaşıyoruz, modeller değiştiriyoruz. Çizilen modelimizi üzerine yapıştırıyoruz, motifleri tek tek deliyoruz ve kesiyoruz. Bir modeldeki motif için o deliğe en az 4 kez işlem yapıyorum, delme, kesme, zımparalama ve cilalama olarak. Bir modelde bin tane delik varsa, ben her bir motife 4 işlem sonucu 4 bin kez gitmiş oluyorum."
Dikkat, sabır ve özen isteyen hassas bir iş yaptığının altını çizen Bulut, şöyle devam etti:
"2 milimlik bir motifi oymanız gerekiyor. O kısımlarda testereyi döndürmek çok zor oluyor. Modeline göre bir günde yaptığım iş de var, bir haftada yaptığım iş de var. En çok beni uğraştıran 30 günde yaptığım saatim var. Bugüne kadar Özbekistan'a üç saat siparişi yaptım. Ürünümün yurt dışına satılmasından dolayı çok mutlu oldum."
Bulut, çerçeve, kalemlik, takı sandığı ve duvar saati gibi farklı eşyalar imal ettiğini belirterek, "Tasarımını kendi yaptığım eserlerden çok daha mutlu oluyorum. İğneyle kuyu kazmak ya da samanlıkta iğne aramak gibi bir iş yapıyorum. Sabır ve dikkat gerekiyor." dedi.
Herkesin bir hobisi olması gerektiğini dile getiren Bulut, "Öğrenmek isteyen birkaç kişiye yardımcı oldum. Keşke ben de bu sanatı başkalarına öğretebilsem ama çok fazla ilgi duyan yok. Gençlere tavsiyem bir hobi edinsinler, bu el sanatı da olabilir." diye konuştu.