Balıkesir Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü, Büyükşehir Belediyesi, Ege Üniversitesi, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi ile Havran Belediyesinin ortaklığında proje başlatıldı.
İlçede 65 dönüm alana sahip mezarlıktaki taşlarda bulunan yazıların Türkçeye çevrilmesiyle Havran'ın son 300 yılına, soyağaçlarına, salgın hastalıklarına ve ilçede yaşanmış kimi kitlesel felaketlere de ışık tutulması amaçlanıyor.
Proje kapsamında 4'ü profesör 10 kişilik ekip tarafından başlatılan çalışmada 2 binin üzerinde Osmanlı mezarının envanteri çıkarılacak. Yıl sonuna kadar sürmesi planlanan projede mezar taşları numaralandırılıp dijital ortama aktarılacak. Mezarlığı ziyaret edenler, üzerlerine konulacak kare kodları telefonlarıyla okuttuklarında kabrin kime ait olduğunu, taşta ne yazdığını öğrenebilecek.
Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden Prof. Dr. Vehbi Günay, Havran Mezarlığı'nın Batı Anadolu'da korunmuş en büyük kabristanlardan olduğunu söyledi.
Bu alandaki mezar taşlarının 18'inci yüzyıldan itibaren yoğunlaştığına dikkati çeken Günay, şöyle devam etti:
Bu mezarlıkta 2 bin civarında mezar taşı bulunduğunu biliyoruz. En azından tespitlerimiz böyle. Mezarlık büyük olduğu için şimdiye kadar üzerinde çalışılamadı. Parça parça çalışmalar yapılmış olsa da bütünüyle bu mezarlık gün yüzüne çıkarılamadı. Umuyoruz, beklentimiz o ki büyük bir ekiple bu mezarlıktaki çalışmalar sonlandırılacak ve ortaya geçmiş kültürümüze ait büyük bir eser parçası kazandırılmış olacak.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Türk İslam Arkeolojisi Bölümünden Prof. Dr. Ersel Çağlıtütüncigil de amaçlarının kazı ve sondaj yapmak olmadığını aktardı.
Bölgedeki ailelerin geçmişleri ve kültürel varlıkları, burada yaşamış insanların soy kütüğü bakımından bu çalışmanın değerli bilgiler vereceğine inandıklarını dile getiren Çağlıtütüncigil, "Sanat tarihi ve arkeoloji açısından da belki üzerinde tespit edeceğimiz usta kitabelerine ilişkin birtakım verileri de kayıt altına alıp kültür tarihimize kazandırmayı amaçlıyoruz. Ekip, sahada belirli gruplara ayrılacak. Bu gruplar eserleri fotoğraflayacak ilgili hocalarımız da bu eserlerin üzerindeki yazıları okuyacak" dedi.
Çanakkale kahramanı Seyit Onbaşı'nın memleketi
İKÇÜ Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömür Ceylan, ekibin hem tarih hem sanat tarihi hem de edebiyatçı uzmanlardan oluşturulmasının nedeninin, Osmanlı mezar taşlarının özgünlüğü ve çok yönlülüğünden kaynaklandığını belirtti.
Osmanlı mezar taşlarının ait oldukları toplumların hafızası olduğuna dikkati çeken Ceylan, bunların içerdikleri şiirsel ve düz yazı metinlerle merhumun yalnızca vefat tarihini ve ismini vermediğini, aynı zamanda pek çoğunun ölüm sebebini, yaşarken başından geçen kimi felaketleri hatta bölgedeki salgın hastalıklara ait de bilgi içerdiğini dile getirdi.
Ceylan, çalışmanın önemine işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
2023 yılı sonunda tamamlamayı planladığımız bu projeyle mezarlık kayıt altına alınmış olacak. Bugüne kadar ihmal edilmiş olması da aslında bu mezarlığın benzersiz özelliğiyle ilgili. Bireysel çalışmalarla ya da makale projeleriyle kotarmanın mümkün olmadığı bir büyüklükten, 65 dönümlük bir büyüklükten ve binlerce taştan söz ediyoruz. Umuyoruz Cumhuriyetimizin 100'üncü yılında hem Havran'a hem de Cumhuriyet'imize emek mahsulü bir hediye vermiş olacağız.
Havran Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Yılmaz da Havran'ın Çanakkale Savaşı kahramanı Seyit Onbaşı'nın memleketi olmasının yanı sıra Osmanlı yadigarı çok sayıda eserle dolu bir şehir olduğunu hatırlattı.
İlçede bugüne kadar restorasyonu yapılan ve müze olarak açılan çok sayıda yapının bulunduğunu kaydeden Yılmaz, "Havran Mezarlığı'nın da özel olarak çalışılması gerekiyordu. Eski yıllardan beri itinayla koruduğumuz, bugünlere kadar sağlam bir şekilde kalmasını sağladığımız Havran Mezarlığı'ndaki Osmanlı mezar taşlarının bugün itibarıyla artık çalışmasını yapmaya başladık. Bu tarihi değerleri korumak açısından da çok kıymetli bir çalışma olacak ve Havran'a çok büyük bir değer katacak" diye konuştu.