Köydeki 37 çiftçi tarafından 320 dekar alanda 160 yıllık ata tohumu kullanılarak üretilen ve 4 yıl önce Türk Patent ve Marka Kurumunca coğrafi işaretle tescillenen acı kırmızı biber, mayıs ayında ekimi yapıldıktan sonra eylül ile kasım arasında hasat ediliyor.
Öğütülmüş halde Ege Bölgesi ve İstanbul başta olmak üzere birçok kente gönderilen ürün, kurutma döneminde evlerin dış duvarları ile balkonlarına asıldığı köyü adeta kırmızıya boyuyor. Türkiye'nin çeşitli illerinden kafileler halinde köye gelen fotoğrafçılar, hem biberin oluşturduğu görüntüyü fotoğraflıyor hem de köylülerden alışveriş yaparak bölgeye ekonomik katkı sağlıyor.
"Biberimizin hem tanıtımını hem de satışını yapıyoruz"
Çukurören Köyü Muhtarı Muhittin Dündar, ziyaretçilerin çoğunun İstanbul, Ankara ve Bursa'dan geldiğini söyledi. Durumdan memnun olduklarını anlatan Dündar, "2019'dan beri bu şekilde devam ediyoruz. Gruplar bizi arayarak gelecekleri tarihleri söylüyorlar. Biz de ona göre yardımcı oluyoruz. Biberleri böyle görünce beğeniyorlar ve tekrar geliyorlar. Böylece biberimizin hem tanıtımını hem de satışını yapıyoruz. Üretici de alıcı da memnun" dedi.
Köye Ankara'dan gelen Trabzon Vakfı Fotoğrafçılık Kulübü üyesi Aynur Şahin de köyü şirin ve fotojenik bulduğunu dile getirdi. Çukurörenlilerin kendilerini sıcak karşıladığını belirten Şahin, "Biber de satın aldık. El emeği ürünler bizim için her zaman değerlidir. Çektiğimiz fotoğrafları vakfımızın yıl sonu sergisi için hazırlıyoruz. Fotoğrafların renkleri ve doğallığı bizler için önemli. Kareyi hangi fotoğrafı yakalamak istediğimize göre oluşturuyoruz" diye konuştu.
Aynı vakfın fotoğrafçılık eğitmeni Muammer Zeki Güven de Çukurören'in hem görüntüsü hem de insanların sıcakkanlılığı anlamında ender görülebilecek bir yer olduğunu kaydetti. Güven, köyü en kısa sürede yeniden ziyaret etmek istediklerini vurgulayarak, "Genelde bu tür yerlerde ticaret ön plandadır ama burada o yok. Onu görmek, hoşsohbet etmek, kendini anlatabilmek, 'ben buradayım' diyebilmek inanılmaz bir duygu" ifadesini kullandı.