Başta Urartular olmak üzere Ahlatşahlar, Eyyubiler, İlhanlılar, Anadolu Selçuklu, Akkoyunlu ve Osmanlı devletlerince yerleşim yeri olarak kullanılan Van Kalesi'nin güneyindeki "Eski Van Şehri"nin turizme kazandırılması için çalışmalar devam ediyor.
Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen "Eski Van Şehri'nin Canlandırılması Birinci Etap Projesi" kapsamında yürütülen kazı çalışmalarında önemli bulgulara ulaşılıyor.
Van Müze Müdürlüğünün koordinasyonunda ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülsen Baş'ın bilimsel danışmanlığında 3 aydır yürütülen kazılarda 46 hektarlık alanda bulunan surlar, Ulu Cami, Kızıl Minare, Abbasağa Camisi, Hüsrev Paşa Hanı, Çifte Hamam, Miri Ambarı, 2 kilise ve sarnıcın restore edilmesi hedefleniyor.
Aralarında sanat tarihçisi ve arkeologların olduğu 35 kişilik uzman ekip tarafından sürdürülen kazılarda, yapılar arasında bağlantıyı kuran yeni bir yol, yapıların güvenliğini sağlayan surlar, top gülleleri, şarapnel ve tüfek parçaları bulundu.
"Alanda bugüne ulaşılan her şeyi restore edeceğiz"
Prof. Dr. Baş, proje sayesinde Eski Van Şehri'nin ölü bir kent olmaktan çıkarılacağını söyledi.
Çalışmalar kapsamında alandaki tarihi yapıların restore edilip güçlendirildikten sonra yollarla birbirine bağlanacağını anlatan Baş, "Arkeolojik kazılarla milattan önceki dönemlerden Osmanlı'nın son dönemlerine kadar tarihi geçmişin kesintisiz olarak devam ettiği bu alanda tüm veriler toplanacak. Bu bulgularla kent hafızası yeniden canlı hale getirilecek. Bu yılki çalışmaları kalenin güneyindeki surların etrafında yoğunlaştırdık. Amacımız surların hem mimari yapısını ortaya çıkarmak hem de restorasyona yönelik sağlam veriler etmek" dedi.
Surların dibinde yeni kerpiç yapılara ulaştıklarını belirten Baş, şunları kaydetti:
"Sur kazıları esnasında bölgede 1896-1897 Ermeni ayaklanmalarını takiben yaşanan 1. Dünya Savaşı dönemine ait olduğu düşünülen bazı bulgularla karşılaştık. Kazılarda top gülleleri, tüfek ve yoğun şarapnel parçaları ile mermi kovanları ortaya çıkardık. Kazılarda özellikle bu savaşın izine rastladık. Surlardaki tahribatı ortaya çıkardık. Yıkılan ve yakılan tabakalar aslında o dönemde yaşanan tahribatın ne kadar şiddetli olduğunu belgeliyor. Alanda bugüne ulaşılan her şeyi restore edeceğiz. Çok kapsamlı bir restorasyon olacak. Bu yapılar geleceğe aktarılacak. Bu açıdan son derece önemli bir proje."
"Geçmişi milattan önce 3000'lere dayanıyor"
Çalışmaların tamamlanmasıyla alanın turizme açılacağını ifade eden Baş, "Eski Van Şehri'nin geçmişi milattan önce 3000'lere dayanıyor. Urartu medeniyeti döneminde başkent olarak kullanılıyor. Sonra pek çok medeniyetin iz bıraktığı, yaşamın kesintisiz devam ettiği bir merkez haline gelmiş. Yani Van'ın tarihinin yaşandığı hafıza mekanı olarak nitelendirmek mümkün. Çok heyecanla takip edilen bir proje. Arkeolojik kazılar ve restorasyon çalışmalarıyla kent alanı hem turizme kazandırılacak hem de kültür tarihi açısından çok önemli sonuçlar doğuracak. Van'ın belleğini taşıyan bu alan dönüştürülmüş olacak" şeklinde konuştu.