Sakarya'da yaşayan İsmail ve Ali Aşık kardeşler, unutulmaya yüz tutmuş meslekler arasında yer alan yorgancılığı yaşatmak için 42 yıldır birlikte yün yorgan dikiyor.
Adapazarı ilçesindeki 30 metrekarelik dükkanlarında kış günlerinin vazgeçilmez unsurlarından yün yorgan diken 59 ve 65 yaşındaki iki kardeşin uyumlu çalışması takdir topluyor.
İki ustanın marifetli ellerinde hazırlanan yün yorganlar, Türkiye'nin yanı sıra yurt dışındaki müşterilere de ulaştırılıyor.
Yıllardır çeşit çeşit motiflerle yorgan diken İsmail ve Ali usta, unutulmaya yüz tutmuş mesleklerinin gelecek nesillere aktarılmasını istiyor.
"Yaptığımız işte birbirimizi tamamlıyoruz"
İsmail Aşık, AA muhabirine, Trabzon'un Maçka ilçesinde ilkokulu bitirdikten sonra yorgancılık mesleğini öğrenmek için Sakarya'ya yerleştiklerini söyledi.
Kardeşiyle çıktıkları bu yolda birbirlerine olan güven ve sevgilerinin daha da artığını belirten Aşık, uzun yıllar birlikte çalışarak bugünlere geldiklerini anlattı.
Ağabey olduğu için kardeşine öncülük ettiğini aktaran Aşık, "Beraberce bu işin araştırmasını yaptık, yeniliğe açık olmayı düşündük. 50 yıl önceki yorganla şimdiki yorgan farklı, bugünkü çağa ayak uydurmamız lazım. Son dönemlerde makineyle dikim ve kolaycılık tercih ediliyor. Biz bu işi devam ettiriyoruz fakat bizden sonra yapacak yok, yetişen yok, üzülüyorum. Ali'yle birbirimize kardeş, anne-babayız. İkimizden birine bir şey olsa diğeri bu işi yapmaz. O kadar birbirimize bağlıyız. Yaptığımız işte birbirimizi tamamlıyoruz." diye konuştu.
"Sağlık ve rahatlık açısından yün yorgan tercih edilmeli"
Aşık, yün ve pamuk yorganların doğal ve sağlıklı olduğunu belirterek, bu yorganların kullanılmasını tavsiye etti.
El emeğiyle diktikleri yorganları günün şartlarına uygun hazırlamaya çalıştıklarını dile getiren Aşık, şöyle devam etti:
"Evlerin çoğu doğal gazlı, yorganın incecik yumuşak olması gerekiyor. Bu yenilikleri yorgancıların yapması lazım. Bu mesleğin üniversitelerde eğitimi yapılmalı. Çok güzel bir meslek ama kayboluyor. Bu meslek de süpürgeciler gibi semerciler gibi kaybolup gidecek. Biz doğallıktan yana olduğumuz için elde dikime devam ediyoruz. Sağlık ve rahatlık açısından yün yorgan tercih edilmeli. Eskiler boyunları ağrıdığında yün sararlardı, ağrıyı alırdı."
Aşık, kardeşiyle günde 2 yorgan diktiklerini aktararak, "Bu dükkan bizim yuvamız oldu. Gençlerimizi kendi işlerinin yanında bu işlere de yönlendirmemiz gerekiyor. Maddi manevi katkısını görürler." dedi.
"Sabit kalmıyoruz, kendimizi yeniliyoruz"
Ali Aşık da 42 yıldır ağabeyiyle yorgancılık mesleğine hizmet ettiklerini söyledi.
İhtiyaç ve talepler doğrultusunda yorgan diktiklerini ve bunu da zamanın şartlarına uygun yapmaya çalıştıklarını anlatan Aşık, "Ağabeyimle çalışmak çok güzel, yorgan dikerken birbirimizin eksik kısımlarını tamamlıyoruz. Birlikteliğimiz daha güzel işler ortaya çıkarıyor. Bize bazen soruyorlar, 'Nasıl böyle beraberce uzun zaman çalışıyorsunuz?' diye. Bir son var, hepimiz ölüp gideceğiz. Kırmanın, üzmenin bir anlamı yok." ifadelerini kullandı.
Aşık, diktikleri yorganlara olan talepten memnun olduklarını belirterek, "Sabit kalmıyoruz, kendimizi yeniliyoruz. Müşteriyi iyi dinliyoruz. Sözümüzü tutmaya çalışıyoruz. Müşteriye verdiğimiz güne işimizi bitirmeye çalışıyoruz. Avusturya, Almanya, İsviçre ve Amerika'ya da yorgan gönderiyoruz. Türkiye'den neredeyse tüm şehirlerden sipariş alıyoruz." diye konuştu.
Mesleğin yok olmaya yüz tuttuğuna işaret eden Aşık, "42 yıldır müşterilerimiz bizden memnun. Zanaatkar bir kere ahlaklı olmalı. Yaptığı işi düzgün yapmalı, kendi zanaatına saygılı olmalı. Çırak yetişmediğinden mesleğimiz biteceği için çok üzülüyoruz." dedi.