Etkinlik, Türkiye'nin AB Daimi Temsilcisi Mehmet Kemal Bozay'ın ev sahipliğinde Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye-AB Dostluk Grubu, AB Başkanlığı, Yunus Emre Enstitüsü ve Brüksel merkezli sivil toplum kuruluşu ECOPNET'in iş birliğinde organize edildi.
"Diplomacy On the Menu" (Menüde Diplomasi) başlıklı etkinliğe Fransa, İtalya, AB dönem başkanı Slovenya gibi çok sayıda AB ülkesinin büyükelçisinin yanı sıra Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Şeref Ateş, AB kurumlarının temsilcileri, AP Türkiye röportörü Nacho Sanchez Amor, Belçikalı siyasetçiler, düşünce kuruluşları ile iş dünyasının temsilcileri katıldı.
"Akdeniz mutfağını tanıtmayı ve bu kültürde buluşmayı amaçlıyoruz"
Türkiye'nin AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi Mehmet Kemal Bozay, "mutfak diplomasisi" ve "gastrodiplomasinin" son yıllarda turizm diplomasisinin araçlarından biri haline geldiğini söyledi.
"Ülkemiz de geçmişten gelen asırlık gelenekleri ve tarifleriyle bu alanda önemli bir marka olma yolunda ilerlemektedir. 'Diplomacy on the Menu' etkinliğiyle Türkiye ile AB’nin ortak kültürü Akdeniz mutfağını tanıtmayı ve bu kültürde buluşmayı amaçlıyoruz."
Akdeniz mutfağının tek bir ülkeye veya kültüre ait olmaktan öte ortak etkileşimin bölgedeki kültürel alışverişin ürünü olduğunu ifade eden Bozay, Akdeniz mutfağına özgü Türk yemeklerinin ve ürünlerinin, Türkiye’nin Avrupa kültürel mirasının ve zenginliğinin ayrılmaz bir parçası olduğuna dair önemli bir sosyo-kültürel gösterge olduğunu vurguladı.
"Paylaştığımız yemekleri Yunus’un evrensel dili ile birleştirdik"
Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Şeref Ateş ise Türkiye’nin ve Akdeniz ülkelerinin ortak mutfağına dikkati çekerek, "gastrodiplomasinin" bugün kültürel diplomasinin en önemli unsurlarından birisi olduğunu kaydetti.
UNESCO’nun Yunus Emre’yi anma yılı olarak ilan ettiği bu sene içerisinde böyle bir etkinlik yapılmasının önemine işaret eden Ateş, Yunus Emre'nin "marifet makamının bir kapısının da perhiz makamı" olduğunu belirtti.
"Yunus’un can felsefesi çokluk içinde birliğe gitmeyi öngörür. Tıpkı paylaştığımız hava bizi nefes alarak nasıl yaşatıyorsa paylaştığımız yiyecekler de birlikte bereket ve bolluk içinde tüm canlara enerji olabilir. Onun için AB Büyükelçiliğimizle 'Menüde Diplomasi' ile salgın sonrası paylaştığımız ortak nefesi ve paylaştığımız yemekleri Yunus’un evrensel dili ile birleştirdik."
Gastronominin birleştirici gücü
Etkinlikte Türkiye ile AB’nin sahip olduğu ortak Akdeniz kültürü ve mutfağı tanıtıldı. Türkiye ile AB arasında kültürler arası diyaloğun gelişmesine destek olunmasını amaçlayan toplantıda, bölgeye ve Akdeniz havzasına özgü yiyecek ve içeceklerin sunulmasıyla gastronominin birleştirici gücü ön plana çıkarıldı.
Gecede konuklara birçok stantta Akdeniz mutfağına ait yiyecek ve içecek ikram edildi. Türk aşçılar ve profesyonel İtalyan Şef Giovanni Terracciano, Türkiye ve özellikle AB üyesi Akdeniz ülkelerinin yerel ürünleriyle mutfak atölyesi çalışması düzenledi.
Müzikteki etkileşimlerin ve ortak kültür birikiminin temsil edilmesi amacıyla Akdeniz ezgilerinin sunulduğu dinletinin de yapıldığı etkinlikte konuklara geleneksel Türk kahvesi ve Türk kolonyası hediye edildi.