Lavanta yağı, kremi, kolonyası, parfümü, suyu, oda spreyi, kurusu ve sabunun üretildiği Lisinia Doğa Proje Merkezi'nin bünyesinde, Karakent köyü ile Burdur Gölü kenarında susuz tarımı yaygınlaştırmak amacıyla hayata geçirilen lavanta tarlaları, sezonun ilk misafirlerini konuk ediyor.
Ziyaretçiler masmavi göl manzarası ve lavanta tarlaları, çevredeki ardıç ağaçlarıyla mavi, yeşil ile moru bir arada görüyor.
Bölgede nem ve sıcaklığın az olması nedeniyle genellikle sahil bölgelerinden gelen ziyaretçiler serin havada lavanta tarlalarını geziyor, bol bol fotoğraf çektiriyor.
Ayrıca lavanta tarlalarının yakınındaki Lisinia Doğa Proje alanını da gezen ziyaretçiler, tıbbi aromatik bitkiler ve susuz tarımla ilgili geliştirilen projeler hakkında bilgi alıyor. Merkezde satılan lavanta ürünlerinden, doğal bitkisel yağlardan ve diğer tıbbi aromatik bitkilerden üretilen ürünlerden satın alıyor.
"Türkiye lavantada 'Fransa ve Bulgaristan'a rakip durumda"
Lisinia Doğa Proje Merkezi kurucusu Öztürk Sarıca, bölgede su tasarrufu farkındalığını artırmaya yönelik 2005'ten beri susuz yetişen aromatik bitkiler ve lavanta üzerine çalışmalar yürüttüklerini söyledi.
Bu kapsamda çevredeki üreticilere model olacak Lisinia proje alanı, Akçaköy Lavanta Deresi ve Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi yerleşkesinde toplamda 3 bin 400 dekarlık alanda su tüketmeyen tıbbi aromatik bitki ürettiklerini belirterek, bu alanın bin 700 dekarında lavanta yetiştirdiklerini anlattı.
Lavantanın katma değerinin yüksek bir bitki olduğunu vurgulayan Sarıca, "Lavanta görselle bitmiyor, bunun yanında son yıllarda gelişen bir eko turizm var. Yağı ve kurutulmuşu uluslararası piyasalarda ciddi anlamda talep görüyor. Türkiye lavantada 'angustifolia' ve 'intermedia' türleriyle Fransa ve Bulgaristan'a rakip durumda. Biz yurt dışına artık bu lavanta türlerinin yağını direkt satabiliyoruz. Bunların yanında lavanta balı da Türkiye'de bolca üretilmekte. Lavanta alanlarından arıcılar da faydalanmakta. Ülkemizde üreticiler lavanta yağı, kremi, kolonyası, yastığı gibi nihai ürünlerin yapımıyla ciddi gelirler sağlıyor." diye konuştu.
"Lavanta yağının litre fiyatı 30-60 avro arasında"
Sarıca, Almanya, İngiltere, Fransa, Kanada ve Singapur'a kadar lavantanın kurusunu ve yağını ihraç ettiklerine dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Yurt dışına kolonyası ve kremi gibi lavanta ürünlerini bile artık gönderiyoruz. Lavanta fidesi yetiştirmede yıllık 10 milyona yakın bir fide üretimimiz var. Eskiden lavanta fideleri tamamen yurtdışından geliyordu, şu anda Türkiye fide konusunda da zincirlerini kırmış durumda. Artık fidelerin büyük bir kısmını yurt dışına biz satar durumdayız. Lavanta yağının litre fiyatı da dünyadaki yıllık üretim miktarlarına göre 30 ile 60 avro arasında satılıyor. Susuz, gübre ve ilaca ihtiyaç duymadan kolay yetişen bir aromatik bitki olduğu için lavanta ekonomisi her geçen yıl hızlı bir şekilde gelişiyor."
Tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliğinde Türkiye ve Avrupa'nın en büyük üreticilerinden biri olduklarını, yıllık 5 tona yakın lavanta yağı ve kuru lavanta ürettiklerini dile getiren Sarıca, günde ortalama 100 kadına yevmiyeli iş imkanı sağladıklarını da kaydetti.
"Göl manzaralı lavanta bahçelerimiz var"
Merkezin eko turizm sorumlusu Kadir Sarıca da lavanta turizminin bölgede başladığını, "Ağustos sonuna kadar sürecek lavanta sezonunda Kovid-19 salgının öncesindeki ziyaretçi sayılarını yakalayacağımızı düşünüyoruz. Burada göl manzaralı çok güzel 8-9 yaşlarında büyük lavanta bahçelerimiz var." ifadelerini kullandı.
"Görseller, lavantalar, ortam harika"
Aydın'dan gelen bir turizm acentesi temsilcisi Emine Sözen de misafirlerinin lavanta tarlalarını gezmekten keyif aldığına değinerek, "İnsanlar burayı internette gördükleri lavanta görsellerini kendi gözleriyle görmek için tercih ediyorlar. Görseller, lavantalar, ortam harika." ifadesini kullandı.
Diğer bir tur acentesi sahibi Yeşim Tongal da talebin her sene yoğun bir şekilde arttığını dile getirerek, lavanta turlarının vazgeçilmez hale geldiğini anlattı.
Songül Yurtseven de "Lavanta bahçelerine geldik, tek kelimeyle muhteşem, herkesin bu güzellikleri görmesi lazım" dedi.
Antalya’dan gelen Bilgi Üke ise Burdur Gölü kenarındaki lavanta tarlalarının efsane güzellikte olduğunu belirtti.
Fatma Karagöz de organik yağlardan aldığını, lavanta manzaralarını beğendini kaydetti.