Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Ayaz, AA muhabirine, boğazda son günlerde yaptıkları dalışlarda müsilaj yoğunluğunun yüzeyden itibaren 5-6 metrede biraz hafiflediğini gördüklerini söyledi.
Bu seviyelerin altındaki durumu aktaran Ayaz, "Derin suda hala büyük bir katman var. Çanakkale Boğazı'nda yaklaşık 15 metreye kadar ulaşan kalınlıkta ciddi bir müsilaj katmanı var. Bu yoğunluk Ege suyunun içine girildiğinde de var." dedi.
Ayaz, köpüksü yapının boğazın Ege Denizi çıkışında derinlerde parça parça hareket ettiğini dile getirdi.
Müsilajın hem Marmara hem Ege'de diplerde bütün canlıların üzerini örttüğüne dikkati çeken Ayaz, "Suyun içinde büyük bir gölge yaratıyor, güneş ışığını tamamen kesiyor diyebilirim. Yukarıdan suya vuran ışık 6-7 metreden itibaren su üstündeki tabakaya çarptığında bir ışıma meydana geliyor ve denizin rengi mavi değil turkuaz olarak görülüyor." diye konuştu.
Prof. Dr. Ayaz, Kuzey Ege'de Çanakkale'nin Tavşan Adası'ndan Yunanistan'ın Limni Adası'na doğru müsilaj hareketliliği olduğu bilgisini verdi.
Müsilajın Bozcaada açıkları ve Gökçeada civarında diplerde az miktarda bulunduğunu anlatan Ayaz şöyle devam etti:
"Çanakkale ve Edirne sınırları içindeki Saros Körfezi'nde 30 metre derinliğe kadar herhangi bir müsilaj gözlenmedi. Bunu da Saros'taki ağ dalyanlarımızın kurulu olmasından biliyoruz. Burada faaliyette 18 ağ dalyan var. Eğer müsilaj bu bölgede olsaydı bunların çalışması akıntının etkisiyle imkansız olacaktı. Dip ağ çalışan balıkçılarla yaptığımız görüşmelerde ise 150 metre derinliklerde müsilajın büyük sıkıntılar yarattığı bilgisini aldık. Tavşan Adası açıklarında büyük gözlü ağlarla av yapan balıkçılardan aktarılanlara göre şu anda kendilerinin müsilajdan etkilenmediğini biliyoruz ancak Çanakkale Boğazı'nda durum böyle değil. Şu anda hala boğazda ve yakınlarında ağ balıkçılığı yapmak pek mümkün değil."
"Ağustos başı itibarıyla deniz artık kendini toparlayacak diye tahmin ediyoruz"
Ayaz, müsilajı oluşturan fitoplankton türlerinin suda yaşaması ve çoğalması için gerekli ısının 9 ila 24 derece olduğunu, 20 dereceden sonra gelişimlerinin giderek düştüğünü belirtti.
Haziranın yağışlı devam ettiğini ve ortama sürekli taze besin girişi olduğunu aktaran Ayaz şunları kaydetti:
"Sular hala 20 derece civarlarında seyrediyor. 20 derecenin üzerine çıkmadığı için Marmara'da hala müsilaj üretiminin devam ettiğini düşünüyoruz. Bundan dolayı su sıcaklığının yağmurların kesilmesinin ardından 22-24 derecelere yaklaştığında müsilaj üretiminin denizde duracağını tahmin ediyoruz. Temmuz ayında beklenen fırtınalarla, bu fırtınalara bağlı akıntılarla bir kısmı kıyıya atılarak bir kısmı bakteriler tarafından parçalanarak ağustos ayı başı itibarıyla deniz artık kendini toparlayacak diye tahmin ediyoruz."
Prof. Dr. Adnan Ayaz, yaptıkları incelemelerde müsilajın büyük gemileri pek etkilemediğini ancak küçük tekneler için risk oluşturduğunu tespit ettiklerini bildirdi.
Küçük teknelerdeki su soğutma sistemlerinin üst kısma yakın olduğunu aktaran Ayaz, "Yüzeye yakın yerden su alıp sisteme gönderdikleri için buradan giren müsilajlı su filtreleri tıkıyor. Girişler küçük olduğundan filtreler tıkanıyor ve makine hararet yapıyor. Makinenin kondeselerine kadar su kaçabiliyor. Bu durum büyük sıkıntı yaratıyor." uyarısı yaptı.
Balıkçılar ve küçük tekne sahiplerine tavsiyelerde bulunan Ayaz, "Tekneleri çalıştırdıktan sonra minimum 45 dakika içinde filtrelerin temizlenmesi gerekiyor. Teknemizin filtre sistemini sürekli temiz tutmamız, gözümüzü sürekli hararet göstergesinde tutmamız gerekiyor. Aksi halde motoru yakabiliriz. Bu da bize çok ciddi, onarılamayacak boyutta sonuçlar doğurabilir." diye konuştu.