TBMM Genel Kurulunda, Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu Teklifi'nin birinci bölümü üzerinde milletvekilleri söz aldı.
İYİ Parti Adana Milletvekili Mehmet Metanet Çulhaoğlu, iktidarın yeni bir kolluk kuvveti yarattığını savunarak bir ülkede güvenliğin silahla değil, adaletli yönetimle tesis edilebileceğini ifade etti. Teklifteki "çarşı" ibaresinin hukuki kapsamının belli olmamasının, kanunun uygulanabilmesinin önünü kapattığını öne süren Çulhaoğlu, "24 Nisan 1914 ve 14 Temmuz 1966'da çarşı tarifi bugünkünden farklıydı, AVM kavramı yoktu. Bu nedenledir ki çarşı ibaresi tanımının hukuki çerçevesi çizildikten sonra teklif metnine eklenmesi gerekmekteydi" diye konuştu.
"Evden hırsızlık vakalarının günde ortalama 282'den 151'3 düştü"
MHP Düzce Milletvekili Ümit Yılmaz, bekçilerin sayısındaki artışla son bir yıl içerisinde evden hırsızlık vakalarının günde ortalama 282'den 151'e düşerek yüzde 47'lik bir azalma sağlandığının İçişleri Bakanlığının yaptığı tespitlerde görüldüğünü aktardı.
Yılmaz, "Birkaç münferit olayı baz alarak 30 bine yakın personeli olan bekçilik teşkilatını karalamaya yönelik açıklamaları doğru bulmadığımızı ifade etmek istiyorum. Her meslekte yanlış yapan insanlar olmuştur ve olacaktır. Önemli olan, bu hataları yapanların adalet önünde hesap vermeleridir." şeklinde konuştu.
Yeni bir kolluk kuvveti oluşturulduğu iddiasına da değinen Yılmaz, teklifte, bekçilerin "kolluk kuvvetine yardımcı sıfatı"nın belirtildiğini, kanunda bile yazılan sıfatına rağmen bir kişiye bağlı yeni bir kolluk kuvveti oluşturulacağına dair dayanaksız iddiaların kafa karışıklığı oluşturmaktan başka bir şeye yaramayan safsatalar olduğunu söyledi.
HDP Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrul, genel kolluğa bağlı yardımcı statüdeki bekçilerin, kanun teklifiyle, genel kolluğun hemen tüm yetkileriyle donatıldığını savundu. Toğrul, "Bu durumda sorulması gereken soru şudur: 'Genel kolluk varken, hemen hemen de aynı yetkilerle donatılmışken alternatif, daha doğrusu paralel bir kolluk rejimi oluşturmanın amacı nedir?' Bu soru, ne teklifin genel gerekçesinde ne de madde gerekçelerinde tatmin edici bir şekilde cevaplandırılmamıştır" ifadelerini kullandı.
"Sanki biz bekçilik müessesine karşıyız"
CHP Bursa Milletvekili Erkan Aydın, CHP olarak teklife karşı olmadıklarını, teklif içerisindeki sakıncalı bazı maddelere karşı olduklarını belirtti. Aydın, "Sanki biz bekçilik müessesine karşıyız, CHP bunların tamamen karşısında, istemezükçülük yapıyormuş gibi bir algı yaratılıyor. Bu kanunun içerisinde üç dört tane madde var ki düzeltelim, hep birlikte çıkalım ve bizim o çocukken bildiğimiz mahallenin bekçi amcasına, herkesin tanıdığı o yere geri dönelim. Bunu yapmaz isek işte gördük, tipini beğenmediğini, gece yaşam tarzını beğenmediğini ya da önceden husumeti olan birini çağırıp, yolda çevirip, kimlik sorup, alıkoyup, darbedip… 1028 tane olay olmuş, bunlar İçişleri Bakanlığının gönderdiği rakamlar." şeklinde konuştu.
AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, teklifin yeni bir kanun olmadığını, 1960'lı yıllarda yapıldığını ve o zamandan bu yana kadar bu asayiş biriminin görev yaptığını dile getirdi.
"Kolluğun görevi vatandaşının başını yastığa rahat koymasını temin etmek"
AK Parti hükümetleri olarak temel görevlerinin vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlamak olduğunu ifade eden Muş, "Kolluğun görevi vatandaşının başını yastığa rahat koymasını temin etmek, illegal yapılanmaların, terör örgütlerinin onlara haraç kesmesini, dükkanlarını talan etmesini, onlara zorla kepenk kapattırmasını engellemektir. 'Bekçide silah var.' Bekçide silah yeni bir şey değil. Geceleyin insanların can ve mal güvenliğini korumak için görevlendirdiğimiz bir güvenlik biriminin elinde sadece düdük olmaz, tabii ki silahı olacak. Kurulduğu ilk günden itibaren de bunların belinde silah var. Yeni bir düzenleme değil, mevcut düzenlemenin güncellenerek bugünlere getirilmesiyle alakalı meseledir." değerlendirmesinde bulundu.
Muş, geçen günlerde Etimesgut'ta bir gencin katledildiğini, olayı HDP'nin, "Kürtçe şarkı dinlediği için onu katlettiler." şeklinde kamuoyuna aktardığını, bu yönde tweet'ler atıldığını söyledi.
Mehmet Muş, şunları kaydetti:
"Yalan, provokasyon, kışkırtma, ayrıştırma, kutuplaştırma, faşizmdir bu. Çocuğun babası olayı anlatıyor, aile olayı anlatıyor. Çocuğu katledenler yakalanıyor, savcılığa teslim ediliyor, hepimizi derinden üzen bir hadise fakat buradan bile, utanmadan, sıkılmadan, kızarmadan 'Kürt olduğu için bunu yaptılar.' diyorsunuz. Canın Kürt'ü, Türk'ü, Arap'ı yok. Can, candır. Kaybedilen canın etnik kökenine bakılmaz, kaybedilen her bir can bu ülkeden gidiyor. Meseleye böyle bakmıyorsunuz, her bir meseleyi buraya koyup 'Acaba biz buradan kaç kişiyi daha bu ülkeden, bu devletten soğuturuz?' diyorsunuz."
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, "Ben o tweet'i attım. Bizden binlerce, on binlerce 'tweet' atıldı." diye konuştu. Olayın yargıda olduğunu, yargının beklenmesi gerektiğini söyleyen Beştaş, "Yargı olayın sonucunda ne karar verecek, telaşsız, sakin, bunu izleyelim" dedi.