Erzurum'da, Selçuklu döneminden kalma Çifte Minareli Medrese, Vakıf Eserleri Müzesine dönüştürülmesinin ardından kapılarını yerli ve yabancı turistlere açtı.
Selçuklularca 13'üncü yüzyılın sonlarında yaptırılan medrese, yaklaşık 35x46 metre boyutlarında iki katlı, dört eyvanlı ve açık avlulu medreseler grubunun en önemli örneklerinden olarak tanımlanıyor.
Vakıflar Genel Müdürlüğünce 2011-2016'da yapılan restorasyon sonrasında 2019'da Tabiat Varlıkları Koruma Kurulunun kararı ile teşhir ve tanzimi yapılan medrese, "müze" statüsüne alındı.
Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansının (KUDAKA) destekleriyle başlatılan çalışma kapsamında, bölge genelinde özellikle camilerde tespit edilen 2 binin üzerinde tarihi eserden 500'ünün gün yüzüne çıkarılması için yetkililer tarafından çalışma başlatıldı.
Çalışma kapsamında 4 yıllık süreç içerisinde tespit edilen taşınır teberrükat eşyaları, araziden getirilip bakteri, nem, rutubet ve güveden temizlenip arındırıldıktan sonra detay için atölyelere alındı.
El yazması, hat levha, şamdan, halı, kilim, saat, cami sancağı, imaret kazanı, buhurdan, gülabdan, şamdan ve ahşap eserler gibi restorasyonu ve konservasyonu yapılarak hazır hale getirilen 90 tarihi eser, Vakıflar Genel Müdürlüğünce yürütülen çalışma ile kapılarını müze olarak açan Erzurum Çifte Minareli Vakıf Müzesinde sergilenmeye başlandı.
Kentin sembolü olan tarihi medrese, vakıf eserleri ve teberrükat eşyalarının sergilendiği vakıf müzesiyle yerli ve yabancı turistlere kapılarını açtı.
"500 eser de hazır ve sergiye açık hale getireceğiz"
Vali Okay Memiş, müzeyi gezdikten sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, Erzurum'un Anadolu'nun en önemli Selçuklu kentlerinden biri olduğunu söyledi.
Kentin Türkiye'nin doğusundaki önemli Selçuklu kenti olduğunu ifade eden Memiş, "Türk-İslam medeniyetinin bin yıllık eserlerinin birisinin içerisindeyiz. Burası muhteşem bir tarihi eser. Daha önceden odalarımız boştu. Şimdi burayı yazma eserler müzesi haline getirdik. Şu anda 90 eser sergiliyoruz ama sergiye layık en az 500 eserimiz var. Onlar da hazır ve sergiye açık hale getireceğiz." dedi.
Memiş, çalışmalarda emeği geçenlere teşekkür ederek şunları kaydetti:
"Burası milyonlarca insanı ağırladığımız bir merkez. Erzurum Kalesi, Çifte Minareli Medrese, Ulu Cami, Üç Kümbetler, Millet Bahçesi, Lalapaşa Camisi ve Yakutiye Medresesi adeta Sultan Ahmet Meydanı gibi. Bin yıllık tarihi eserlerin hepsinin bir arada olduğu bir alan burası. Ben bu alanda yürümeyi ve bulunmayı çok değerli buluyorum. Gerçekten çok güzel eserler. Büyükşehir Belediyemizin çalışmalarıyla Yakutiye Kent Meydanı'ndaki alana kadar olan kısımda kentsel dönüşüme başlanacak. O zaman çok daha muhteşem bir tarihi silüeti göreceğiz."