Çiftçi, sel felaketinin yaralarını sarmak amacıyla yürütülen çalışmaları koordine etmek üzere İçişleri Bakanlığınca görevlendirildiği Sinop'un Türkeli ilçesine yaşadığı, kendisini duygulandıran bir olayla ilgili anısını sosyal medya hesabından paylaştı.
Çiftçi, köy ziyaretleri sırasında selde evi zarar gören Beyzattin Üstündağ ile karşılaştığını belirterek, "Kendisine geçmiş olsun dileklerimi ilettim, herhangi bir ihtiyacı olup olmadığını sordum. Çadırda kaldığını, mümkünse konteyner talep ettiğini söyledi. Talebi gayet makuldü, evi ağır hasarlıydı, evin fotoğraflarını çekip isteğinin karşılanması için kaymakama ilettim." ifadelerini kullandı.
Üstündağ'ın İstanbul'da çalıştıktan sonra emekli olup tüm birikimiyle ata yurdunda ev satın alıp yerleştiğini anlatan Çiftçi, şunları kaydetti:
"Tam oradan ayrılacakken, 'Bir bardak çayımı iç de öyle git.' diye ısrar etti. Kendisini kırmadım. 84 bin dolara aldığını ifade ettiği evi neredeyse yan yatmıştı. Evin önüne hemen üç sandalye attı, bizi buyur etti. Genel sekreterle ben oturduk, kendisine üç dört defa, 'Sen de otur.' dememe rağmen oturmadı, ayakta bekledi. Çay hazır oluncaya kadar biraz sohbet ettik. Hevesle yerleştiği evi ve arazisi selden oldukça etkilenmiş, canlarını zor kurtarmışlar.
Biraz sonra hanımı çayla beraber, Allah ne verdiyse, bir de sofra hazırlayıp getirdi. Afetzede olduklarını, zaten zor durumda iken niçin sofra hazırladıklarını söyledim. 'Misafirimsiniz.' dedi. Afetten üç gün sonra yollarının açıldığını, görevlilerin ekmek ve su getirdiklerini, devlet görevlilerinden razı olduğunu anlattı. Evi ağır hasar görmüş Anadolu insanı, zor durumda olmasına rağmen misafirine izzetüikramda bulunmayı ihmal etmiyor. Canını bağışladığı için Yaradan'ına şükrediyor, bizlere de böylece güzel örnek oluyor. İnsanımızdan öğreneceğimiz çok şey var."