Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası tarafından Gastro İnovasyon Merkezi'nde düzenlenen program kapsamında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye'nin farklı kentlerinden gelen şefler, Karacadağ pirinci, Karacadağ peyniri, Diyarbakır mercimeği, reyhan ve sumak ile yeni tariflerle farklı yemekler hazırladı.
Mutfakta hünerlerini gösteren şeflerin hazırladıkları yemekler merkezin bahçesinde sergilendi.
Yerel şeflerin hazırladıkları yöresel yemekler ile misafir şeflerin "yeni reçetelerle" hazırladıkları tatlar katılımcılara ikram edildi.
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya, programda yaptığı konuşmada, Gastro İnovasyon Merkezi'nin hizmet verdiği binanın geçmişten günümüze farklı amaçlar için kullanıldığını belirtti.
Bir süre öncesine kadar DTSO binası olarak kullandıkları yapının şu anda Gastro İnovasyon Merkezi olarak değerlendirildiğine işaret eden Kaya, merkezin kurulması için yapıyı tahsis eden Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na teşekkür etti.
Merkezin bir akademi gibi çalışacağını ifade eden Kaya, merkezde farklı eğitim ve atölye programlarının düzenleneceğini aktardı.
Şu anda 80 katılımcının eğitim programına katıldığı merkezde yöresel yemek sunum ve üretim alanlarının bulunduğunu aktaran Kaya, şunları kaydetti:
"50 coğrafi işaretli ürünümüz var. Bunlardan ikisini önümüzdeki hafta tanıtacağız. Eylül 2023'te burası halkımıza açık olacak. İnsanlar özellikle unutmaya yüz tutmuş bu yemekleri gelip burada yiyebilecekler. Öte yandan burası yöresel ürün satış merkezi olacak. Özellikle kırsalda ve kentte kadın kooperatiflerinin ürettiği ürünlerini buradaki satış merkezimizin üzerinden satacağız. Buradaki temel amacımız gastronominin yerel gıda üretimi, gıda üretimi zincirinin kurulması, kültürel değerlerin korunması ve sürdürülmesi ve turizmde önemli bir katma değer yaratmak"
Anadolu Aşçılar Federasyonu Başkanı Tamer Özkan da Diyarbakır mutfağını bildiklerini fakat bugün bunu yaşadıklarını söyledi.
Yeni tarifle hazırladığı kahvaltı yemeğine "Günaydın Diyarbakır", öğle için "Diyarbakır usulü kaktüs" ana yemek için de "Güzelim Diyarbakır" ismini koyduğunu aktaran Özkan, Diyarbakır kültürü ve mutfağının tartışılmaz olduğunu fakat bunu anlatmaları gerektiğini belirtti.
Kadınlara yönelik inovasyon merkezinin kurulmasının önemli olduğunu dile getiren Özkan, "Gençlerin ve kadınların önünü açmamız lazım. Ne zaman isterlerse buradayım. Burada emeği geçen herkese, devlete, yerel yöneticilere ama özellikle buradaki geç kızlarımıza saygıyla eğiliyorum" dedi.
"Herkesin Diyarbakır'ın bu son halini görmesi lazım"
Karadenizli olmasına rağmen Doğu ve Acem kültürünü çok iyi bilen biri olduğunu belirten Özkan, şöyle devam etti:
"Herkesin Diyarbakır'ın bu son halini görmesi lazım. Buradaki mutluluğu, buradaki insanların ne kadar güzel insanlar, ne kadar kalplerinin kocaman olduğunu, sevgi dolu olduğunu görmeleri lazım. Diyarbakır'ın şu anda turist dolması lazım. Gastronomide Diyarbakır'ın önüne şu anda geçecek hiçbir şey yok. Diyarbakır da yeni yeni gastronomiyi ön plana çıkartıyor. Biz de bunların elçisiyiz. Buradaki inovasyon merkezi gençler, bayanlar için yapılmış olsa da bizim gibi kişilerin de buraya gelip Diyarbakır mutfağını anlatacak aksiyonlar yapması lazım. Bu sizi temel görevimiz. Sonuna kadar da buraya geleceğiz. Diyarbakır mutfağı 3-5 yıl içinde Türkiye'de ses getirecek bir mutfak olacak"
Şef Hazer Amani ise kentte, farklı kültürlerden kaynaklı güzel ve çok zengin bir mutfak kültürünün oluşmuş olduğunu ifade etti.
Gastroturizmin son 15-20 yıldır dünyada büyüyen bir trend olduğunu aktaran Amani, şöyle konuştu:
"Gastroturizme meraklı insanların gelip Diyarbakır'da bir hafta sonu 2-3 yemek yiyip geri döneceği bir hale gelmesi bence en doğrusu. Birçok şehir bunu yapıyor. Avrupa'daki şehirlerde sadece gastroturizm ile dönen şehirler var. Bir otelinde yer bulunmuyor. Diyarbakır elinin altındaki cevherle bunu su yüzeyine eğer çıkarabilirse bu destinasyonlardan çok güzel bir tanesi olabilir. Avrupa'da San Sebastian, Barselona gibi sırf gastroturizme oynayan şehirler var"
Azerbaycan'ın "Şah Pilavı, "İran Pilavı" ile burada kendilerine malzeme olarak sunulan Karacadağ pirinci ile peyniri, badem, sumak ve reyhan kullanarak yeni bir tarifle yemek yaptığını belirten Amani, "Ben de bunların hepsini kullanarak şah pilavı yaptım, ismini 'Ekşili kuzulu Karacadağ pirinci' koyduk. İran, Azerbaycan ve Diyarbakır karışımı bir yemek oldu"
Daha sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden gelen Şef Selim Yeşilpınar'a üzerinde KKTC kazılı karpuz verildi.