Diyarbakır'da 4 ayda 2 kez yeni tip koronavirüs (Kovid-19) teşhisi konulan ve uygulanan tedavilerle sağlığına kavuşan anestezi teknikeri Özgül Tatar, kurallara uyulması çağrısında bulundu.
Diyarbakır Selahaddin Eyyubi Devlet Hastanesinde çalışan 2 çocuk annesi 41 yaşındaki anestezi teknikeri Özgül Tatar, geçen yıl temmuz ayında çalıştığı sırada boğazında, burnunda şiddetli bir kuruluk ve gözlerinde bir ağrı hissetmesi üzerine PCR testi yaptırdı.
Testinin pozitif çıkması üzerine Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesinde de yapılan muayene ve tetkiklerinde akciğerlerinde Kovid-19'a bağlı tutulum tespit edildi.
Evinde 13 gün karantinada kaldıktan sonra 5 gün de hastanede tedavi gören Tatar, sağlığına kavuşarak, görevine başladı. Tatar, ekim ayında da nefes darlığı ve eklem ağrısı şikayetiyle yeniden hastaneye başvurdu.
Kovid-19 teşhisi konan Tatar, evde gördüğü 10 günlük tedavinin ardından hastalığı yenerek, görevinin başına döndü.
Tatar, AA muhabirine, Kovid-19 hastalığı nedeniyle karantina dönemi boyunca hayatının en zor dönemini geçirdiğini söyledi.
Hastalığın Türkiye'de ilk görüldüğü mart ayında itibaren önerilen tüm tedbirlere dikkat ettiğini belirten Tatar, test sonucunun pozitif çıkması üzerine çok korktuğunu anlattı.
"Akciğerlerimde inanılmaz bir yanma vardı"
Test sonucunun pozitif olduğunu öğrendiğinde evde olduğunu anlatan Tatar, çok dikkatli olduğu için sonuca şaşırdığını aktardı.
Boğaz ve gözlerinde şiddetli bir ağrı yaşadığını, sonra durumunun ağırlaştığını dile getiren Tatar, şöyle devam etti:
"İlk başta kime bulaştırdığımı düşündüm. Kimin yanına oturdum, kimin yanında maskesizdim. En çok çocuklarım beni tedirgin etti. Çok küçükler kendilerini ifade edemiyorlar. Çocuklarım ve eşimin testi negatif çıkınca rahatladım. Kimsenin bu korkunç duyguyu yaşamasına vesile olmamıştım. Akciğerlerimde inanılmaz bir yanma vardı. Çok hafif nefes alıyordum. Konuşmanın, stresin beni daha fazla etkilediğini fark ettim. Daha derin nefes almaya başladım. Bu sıkışmalarda ölüm korkusunu daha çok yaşıyorsunuz."
Tedavisini düzenli yaptığını, aile olarak zor bir dönemden geçtiklerini anlatan Tatar, bu süreçte en çok çocukları için kaygılandığını dile getirdi.
"Çocuklarımı bir daha göremeyeceğim. Büyüdüklerini göremeyeceğim. Onlar benim sevgimden, ilgimden muhtaç mı yaşayacaklar? Bunları düşündüğüm zaman daha çok strese giriyordum. 14 günlük sürecin ardından iyileştim." diyen Tatar, kendisi için hayatın normale dönmeye başladığını, görevinin başına döndüğünü anlattı.
İkinci tedavi dönemi daha rahat geçti
İlk hastalığı atlatmasının ardından geçen yıl ekim ayında nöbeteyken yine gözünde şiddetli bir ağrı ve boğazında da kuruluk hissetmesi üzerine tekrar test yaptırdığını bildiren Tatar, bu testinin de pozitif çıkması üzerine korktuğunu dile getirdi.
Tatar, şöyle konuştu:
"İlkinde bilinmezliğin korkusu vardı. İkincisinde artık yaşanmışlığın korkusu oldu. Daha da çok korktum. Okuduğum makalelerde ikinci kez yakalananların daha ağır geçirdiğini öğrenmiştim. Bu ben de daha büyük bir korku yarattı. İkinci tedavim evde daha rahat geçti. Hastalığın gittikçe daha kötüye gitmediğini fark edince korkularım azaldı."
İkinci tedavisinin evde 10 gün sürdürdüğünü anımsatan Tatar, herkese Kovid-19 önlemlerine uyma çağrısında bulundu.
Tatar, herkesin önlem alması gerektiğini anlatarak, "Alınmayan önlemleri düşününce insanların neden maske takmadığını çok anlamsız buluyorum. Yapılacak iş çok kolay. Sağlık Bakanlığının, sağlık uzmanlarının devamlı olarak telkin ettiği şey, mecbur kalmadığınız sürece evinizde oturun. Zorunlu olarak dışarı çıktığınızda maskenizi takın. Yüzünüze fazla dokunmayın ve el hijyenine dikkat edin. İnsanlardan uzak duracağız ve maske takacağız." ifadelerini kullandı.