Bilecik'te ormanlık alan yakınında yaptırdığı evinde yalnız yaşayan memur emeklisi Ayten Çobanoğlu, doğayla iç içe yaşama hayalini gerçeğe dönüştürürken hobileriyle uğraşma imkanı da buluyor.
Adalet Bakanlığında memurluk yaparken 2009 yılında emekliye ayrılan 65 yaşındaki Çobanoğlu, ömrünün kalanını şehirlerden uzak geçirmek için internette yaptığı araştırmalar sonucu bazı illerde arazi baktı.
Doğal güzelliklerine hayran olduğu Bayırköy'de karar kılan Çobanoğlu, 3 yıl önce satın aldığı araziye ev yaptırıp burada yaşamaya başladı.
Bugüne kadar 2 bine yakın çocuğun eğitimi için maddi manevi destek sağlayan Çobanoğlu, bazı günler 20 kilometre uzaklıktaki kent merkezine giderek seramik kursuna katılıyor.
Sadece ihtiyaç duyduğunda şehre inen, odun kesip fide yetiştiren Çobanoğlu, seyrine doyum olmayan manzara eşliğinde çayını demleyip, şiirler yazıyor, kitap okuyup resim çiziyor.
Eşini 1992 yılında kaybeden Çobanoğlu'nun 3 çocuğundan ikisi Ankara'da, biri Adana'da aileleriyle yaşıyor. Hepsi memur olan çocukları zaman zaman Çobanoğlu'nu ziyarete geliyor.
"Kaderim beni buraya getirdi"
Ayten Çobanoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 20 yıl Ankara'da Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünde, 10 yıl da Adana Adliyesinde çalıştığını, işini her zaman disiplin içinde ve eksiksiz yapmaya gayret ettiğini söyledi.
Emekli olduktan sonra hayatı boyunca hep bir mücadelenin içinde olduğu düşüncesiyle arayışa girdiğini belirten Çobanoğlu, Giresun ve Gümüşhane ile Ankara'nın Şereflikoçhisar ilçesinde arazi baktığını anlattı.
Daha sonra Bilecik'te karar kılıp 5,5 dönüm arazi aldığını ve buraya ev yaptırdığını belirten Çobanoğlu, "Kaderim beni buraya getirdi. Toprağı seviyorum. Hayatım boyunca yaşamak için mücadele ettim, şimdi artık koynunda yatacağım toprağa emek vermek istiyorum, tüm derdim bu. Burası yüksek bir bölge, insanlar hep korkuyor ben korkmuyorum. Yılanlar, tilkiler benden korkarken ben onlardan niye korkayım?" diye konuştu.
Bahçesine diktiği 70 zeytin ve 20 hurma fidesiyle ilgilendiğini ifade eden Çobanoğlu, günlerini dolu dolu geçirmeye çalıştığını aktardı.
Çobanoğlu, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin dört bir yanını gezerek topladığım fideleri bahçemde toprakla buluşturdum. Ben saray istemiyorum, çok güzel bir yer de istemiyorum, yapabildiğim kadarını görmek istiyorum. Elimden geleni yapıyorum. Ben hiçbir hayvanı öldürmem. Kapımın önündeki ağaçta yaşayan sincap var, zaman zaman ona fındık, ceviz veririm. Tavuk, horoz, hindi beslemek de istiyorum, Allah nasip ederse bu yıl o hayalimi gerçekleştireceğim. Allah ömür verdiği kadar buradayım. 70'e merdiven dayadım ama ölene kadar burada yaşamak istiyorum."
Şiir yazma merakının ilkokulda başladığına değinen Çobanoğlu, emekliye ayrıldıktan sonra resim, seramik ve çini kurslarına katıldığını söyledi.
Seramik kursunda eğitmenlik yapan Beyza Gülsoy da Ayten Çobanoğlu'nun, mücadelesi ve hikayesiyle farklı bir kişiliğe sahip olduğunu vurguladı.
Gülsoy, "Şu ana kadar çok güzel çalışmalar yapmış, kursumuzda da güzel çalışmalara imza atıyor. Çalışırken her şeye bir anlam yüklüyor, her şeyi severek yapıyor." diye konuştu.