Kentte Tarihi Üç Kümbetler ve Çifte Minareli Medrese civarındaki Millet Bahçesi'nin yanında bulunan 11 bin metrekare kapalı alana sahip 2 katlı Erzurum Müzesi, Ağustos 2023'te kapılarını açtı.
Müzede, Erzurum'un Cumhuriyet tarihine kadar olan gelişimi, insanoğlunun ilk çağdan bugüne uzanan serüveniyle ilgili tunç, demir ve kalkolitik çağ, Helenistik, Roma ile Bizans dönemlerine ait eşi ve benzeri olmayan bulgu ve eserler görsel ve dijital materyallerle sergileniyor.
Çocuk ve engelli dostu olarak tasarlanan Doğu Anadolu'nun en büyük müzesinde, Muş'un Malazgirt ilçesinde 38 yıl önce arkeolojik kazılarda çıkarılan altın kaplamalı ve "çift başlı ejder" işlemeli tuğ, yaklaşık 2 bin 500 yıl öncesine ve 10 binli yıllara ait taş baba ve dikili taş gibi heykellerin sergilendiği müze, İran, Azerbaycan ve Almanya gibi ülkelerin yanı sıra yurt içinden gelenlerle 10 ayda 90 bin ziyaretçi sayısına ulaştı.
Erzurum Müze Müdürü arkeolog Hüsnü Genç, müzenin koleksiyonlarıyla ziyaretçilerin ilgisini çektiğini, müzede defile, sergi ve fotoğraf yarışmaları gibi etkinlik ve program düzenlediklerini söyledi.
"10 ayda yaklaşık 90 bin ziyaretçiye ulaştık. Aylık ortalama 10 bin ziyaretçi ağırlıyoruz. Bu bölge ve Erzurum için çok iyi rakam" diyen Genç, en eski çağlardan başlayıp kronolojik dizilim bulunan müzede, ziyaretçilere ilk önce sinevizyon salonunda tanıtım filmi izlettiklerini söyledi.
Genç, mamut fosili ile müze girişinde tarihi serüvenin başladığını anlatarak, "Ziyaretçileri ilk insanlar dediğimiz tarihin başlama noktası gibi neolitik dönem salonuyla karşılıyor, bu dönemde Erzurum'da ya da bölgede bir insan ne yapardı, nasıl beslenirdi ne tür ticaret yapardı gibi konuda bilgilendirmenin ardından peyderpey tarihi yolculuğa çıkarıyoruz. Cumhuriyet dönemine gelinceye kadar dijital, görsel ve etnografik olarak desteklenen konseptle müzemizde ziyaretçileri karşılıyor ve tarihi serüven yaşatıyoruz" diye konuştu.
Müzede en eski olarak insanların kullandığı ve pişmiş topraktan yapılan seramik, Karaz kültüründen ahşap ve kıyafetlerin bulunduğunu ve bunları konu mankenleriyle sergilediklerini söyleyen Genç, o dönemde yapılan sikke ve savaş aletlerinin imalatına kadar eserlerin sergilendiğini vurguladı.
Genç, müzede ünik eser olan Türklere ait taş baba, milattan önce ölü gömme adetleri gibi konseptler oluşturulduğunu anlatarak, şunları söyledi:
"Yapay olarak höyük, Müslüman mezar taşları gibi eserleri konu anlatımlı gösteriyoruz. Osmanlı çarşısı, Selçuklu tuğu, hükümdarların yaşadığı kıl çadır, tarihi saat kulesi gibi eserleri daha çok interaktif ve dijital olarak destekliyoruz. Selçuklu dönemine ait başka bir örneği ve benzerini bulamadığımız hayatağacı altında tuğ ve alemden eserler var. Müzemizde 2 bin eserimiz var. Bunları sanal rehberler eşliğinde hem görsel hem de belgesel olarak anlatıyoruz, ziyaretçiler büyülenmiş olarak müzeden ayrılıyor."
Geçen yıl Dünya Mimarlar Örgütünce "İç Mimari Tasarım ve Uygulama" alanında ödüle layık görülen müzenin engelli ve çocuk dostu olduğunu söyleyen Hüsnü Genç, Müzeler Haftası kapsamında "Deseni Selçuklu" gibi defile gösterisi ve çeşitli etkinlikler yapacaklarını anlattı.
Hüsnü Genç müzeye gelen ziyaretçiler ile ilgili, "En çok yurt dışından İran, Azerbaycan tarafından yoğun ziyaretçi ağırlıyoruz. Almanya'dan ve çeşitli Batı ülkelerinden gelenler oluyor. Turizm şehri Erzurum kayak merkezleriyle öne çıkıyor. Yurt içi ve dışından kayak için gelenler müzemizi de geziyor" dedi.
Litvanya'dan gelen Eryk Tatol da ilk defa geldiği Erzurum'un doğasını, karlı dağlarını çok beğendiğini anlatarak, "Bu müze çok güzel, çok beğendim. Herkes gelip gezebilir" sözlerini kullandı.
Büşra Çitras da müzenin tarihi yolculuğa çıkardığına işaret ederek, "Müzede çok güzel ilgi çekici eserler var. Tarihi objeleri çok beğendik. Resmen tarihi yolculuğa çıktık. Artık kurgu yapmaya başladık. Herkese gezmesini tavsiye ederim. Boş zaman olursa yine geleceğiz" diye konuştu.