Parçalı Bulutlu 0.3ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Güncel
AA 03.03.2020 11:35

Geleneksel yöntemlerle 200 yıllık değirmende un öğütüyor

Manisa'nın Demirci ilçesinde yaklaşık 200 yıldır ayakta olan değirmen, gelişen teknolojiye rağmen ilçe sakinlerinden hala ilgi görüyor.

Geleneksel yöntemlerle 200 yıllık değirmende un öğütüyor
[Fotoğraf: AA]

Manisa'nın Demirci ilçesindeki tarihi su değirmeni, yaklaşık 200 yıldır hizmet veriyor.

İlçeye bağlı Hoşçalar Mahallesi'nden geçen Mudullu Çayı üzerinde kurulan ve geleneksel yöntemle çalışan değirmen, gelişen teknoloji ve un sanayisine rağmen ilçe sakinlerinden hala ilgi görüyor. Çevresindeki 10'a yakın değirmenin kapanmasına rağmen bu değirmen ilk günkü gibi çalışmaya devam ediyor.

Değirmeni işleten 70 yaşındaki Necati Çakmak, ömrünün yarısından fazlasını geçirdiği su değirmeniyle çocuğu gibi ilgilenip çarkının dönmesini sağlıyor.

Çakmak, çocuklarını bu değirmen sayesinde okutup meslek sahibi yaptığını, yuvalarını kurduğunu anlattı.

Tarihi değirmenin gelişen teknolojiye rağmen hala müşterileri olduğuna dikkati çeken Çakmak, "Değirmencilik ağır ve zor bir meslek. Değirmen aynı arabaya benzer. Düzenli ve terazili bir şekilde çalıştırdığın zaman uzun süre rahat hizmet verir. Şimdi yine çok müşterimiz var ama eski yıllarda daha yoğun çalışırdık. Gecelere kadar çalıştığım günler vardı. Hoşçalar Mahallesi'nin yanı sıra Demirci, Küçükoba, Esenyurt, Çandır ve Ören'den tarlasından buğdayını kaldıran merkeple veya traktörle değirmene getirirdi." dedi.

Değirmene çocuğu gibi bakıyor

Tarihi değirmene gözü gibi baktığını söyleyen Çakmak, "Demircililer burada öğütülen buğdaydan elde edilen unun kalitesini biliyor. Burada elde edilen undan yapılan ekmek uzun süre tazeliğini koruyor, bu yüzden bizi tercih ediyorlar. Fabrikasyon üretimi olan unlardan yapılan ekmek iki gün içinde tazeliğini kaybediyor. Su değirmeninde öğütülen undan yapılan ekmek ise uzun süre tazeliğini korurken yumuşak kalır sertleşmez." diye konuştu.

Çakmak, mesleğini severek yaptığını belirterek şunları kaydetti:

"Bu, benim baba mesleğim, Allah'ıma şükür aç kalmadık, açıkta kalmadık. Ömrünün yettiği, elim ayağım tuttuğu sürece bu mesleği sürdüreceğim. Bu değirmene çok büyük özenle, adeta çocuğum gibi bakıyorum. Çocuklarım başka mesleklerde şimdi, sanırım benden sonra değirmencilik sona erecek burada. Allah kapısında rızık kazanıyorsak, Allah için de sadaka vermek lazım. Yeri geldiğinde çok kimsenin para almadan buğdaylarını öğüttüm. Helalühoş olsun. Sadaka büyük bir sevap. Ne kadar verirsen, Rabb'im de sana o kadar verir."

Sıradaki Haber
Ordu'da Minik Eller Toprağa Değiyor projesi için protokol imzalandı
Yükleniyor lütfen bekleyiniz