Açık 0.6ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Güncel
AA 18.08.2020 11:52

Halının ustası, Anadolu'nun unutulan hazinelerinden Ladik halısını yaşatmaya çalışıyor

Konya'da halı ticareti yapan, eski halı ustalarından Mustafa Karadoğan, Anadolu'nun önemli el sanatları arasında gösterilen ve kaybolmaya yüz tutan el dokuması Ladik halısının son örneklerini muhafaza ederek, halının ismini yaşatmaya çalışıyor.

Halının ustası, Anadolu'nun unutulan hazinelerinden Ladik halısını yaşatmaya çalışıyor
[Fotoğraf: AA]

Konya'nın Sarayönü ilçesinde halı ticaretiyle uğraşan Mustafa Karadoğan, yakın zamana kadar el işçiliği halı, kilim ve seccade üretiminin önemli merkezleri arasında gösterilen Ladik Mahallesinde, ünü ülke dışına da ulaşan Ladik halısını, son örnekleriyle yaşatmaya çalışıyor.

Görselliği ve kalitesiyle ön plana çıkan Ladik halısı, 10 yıl öncesine kadar mahalledeki dokuma tezgahlarında, yün ipler kullanılarak, kendine has renk ve motifleriyle dokunuyor.

Her metrekaresi tek tek atılmış 200 bin düğümden oluşan Ladik halısı, kalite olarak Hereke halısından sonra Türkiye'de ikinci sırada geliyor.

Anadolu'nun önemli kültürel değerleri arasında yer alan ve tarihi 17. yüzyıla kadar uzanan Ladik halısı, endüstriyel üretimin yaygınlaşması ve el işçiliği maliyetinin yüksekliği nedeniyle satışı yapılamadığı için zaman içerisinde tezgahlardan indi.

Ladik halısının elinde kalan son örneklerine gözü gibi bakan, halı ustası 61 yaşındaki Mustafa Karadoğan, AA muhabirine, sahip olduğu halıları koruyarak, Ladik halısı ismini yaşatmaya çalıştığını söyledi.

Geçmişte İstanbul ve Ankara'daki alıcıların, tezgahtan çıkacak bir yıllık halıya talip olduğunu kaydeden Karadoğan, artık el dokuma halı soran dahi olmadığını anlattı.

"Makine halısı kadar değeri yok"

El dokuması halıcılığını 40 yıl sürdürdüğünü ifade eden Karadoğan, "Ladik halısı çok değerli ve kıymetli bir halıydı ama bugün makine halısı kadar değeri yok. Bütün malzemeler, ipler, yünler, tezgahlar, modeller elimde kaldı. Bunların hepsi hurda haline geldi. Sümerbank bize hazır bir pazardı. Sümerbank’ın Türkiye içinde ve yurt dışında birçok satış yeri vardı. Sümerbank kapandı, yavaş yavaş bizim imalatlar da bitti." diye konuştu.

"Bunun değeri sağlıkla ölçülür"

Karadoğan, el dokuması halıların sağlık açısından faydasına da değinerek, şunları söyledi:

"Her şey naylona, plastiğe döndü. Bugün makine halısında hiçbir el emeği yok, yün yok. Bunun en büyük değeri sağlıkla ölçülür. Ladik halısı yüzde yüz yün olduğu için tamamen sağlıklıdır. Görüştüğüm profesörlerin 'El dokuması yün halılar gitti, makine halıları geldi. Bronşit, astım gibi hastalıklar dünya çapında bu yüzden çoğaldı.' dediğine birçok kez şahit oldum."

Mesleğini halen çok sevdiğini aktaran Karadoğan, bu meslek tamamen ölse bile, Ladik halısının ismini yaşatmaya, dünyaya duyurmaya devam edeceğini vurguladı.

"Elimde bulunan halılar belki yarın olmayacak"

Ladik halısının artık son demlerini yaşadığını ve yakın bir zamanda tamamen kaybolacağını belirten Karadoğan şunları söyledi:

"Halıcılığı sevdiğim için bu halıları elimde tutuyorum. Bazen satanlar oluyor. Alıp buraya koyuyorum. Para kazandığımdan falan değil, sadece sevdiğimden. Gelecekte insanlarımız 'el dokuması halı da mı varmış?' diye merak edecek. 'Nasıl bir şeymiş?' diyecek. Şimdi zaten bu halıyı dokuyan kadınlar yaşlanıyor. Onlar da öldükten sonra, arkadan yetişen kimse olmadığı için tamamen unutulacak. Dokuyabilecek kimse olmayacak. Elimde bulunan halılar belki yarın olmayacak."

Sıradaki Haber
Sözleşmeli üreticilik modeline geçen çiftçiler ilk hasada başladı
Yükleniyor lütfen bekleyiniz