İçerisinde Hz. İsa'nın havarilerinden Yahya (Yuhanna), Yunus (Pavlus), Şem'un-u Sefa (Simun Petrus) ile onlara ilk inanan Antakyalı marangoz Habib-i Neccar'ın türbesi de bulunan cami dinler arası hoşgörünün bir simgesi olarak görülüyor.
Hz. Ömer'in komutanlarından Ebu Ubeyde Bin Cerrah kumandasındaki İslam ordusunun Antakya'yı fethetmesi üzerine 638 yılında fethin sembolü olarak Hz. İsa'nın havarileri ve Habib-i Neccar'ın şehit edildiği yerde yapılan cami, kentte gelen turistler tarafından ziyaret edilen en önemli yerler arasında bulunuyor.
İl Müftüsü Ömer Faruk Bilgili, AA muhabirine, Müslümanlar tarafından yaptırılan camiye Hristiyanlığa ilk inanan kişinin adının verildiğini söyledi.
Anadolu'da İslamiyet'e açılan ilk kapının Antakya'nın olduğunu belirten Bilgili, şöyle devam etti:
"Burası sadece Müslümanlar için değil diğer din mensuplarının da ziyaret ettiği önemli bir yer. Habib-i Neccar hazretleri tevhidin sembol ismidir. Hz. Adem'den beri gelen hak ve batıl mücadelesinde hakkın yanında ve tevhit akidesinin yanında yer alan isimlerden bir tanesidir. Habib-i Neccar ismini taşıyan cami ve dağın gölgesinde ibatelerimizi diğerlerine saygı gösterme kabilinde hayatımızı devam ettiriyoruz."
"Camide huzur buluyorum"
Konya'dan Hatay'ı gezmeye gelen Süleyman Öz, kentteki ziyaretlerine ilk olarak Habib-i Neccar Camisi'nden başladığını belirtti.
Camiyi çok merak ettiğini aktaran Öz, "Hatay'da İlk olarak Habib-i Neccar Camii'ni ziyaret etmek istedim. Buranın hem Hristiyanlar hem de Müslümanlar açısından kıymetli bir yer olduğunu öğrendim. Buradaki atmosferde kendimi çok duygusal hissediyorum. Tarihi dokusunu çok beğendim. Burada olduğum için çok memnunum." diye konuştu.
Habib-i Neccar Camii'nde ibadetini yapan Mustafa Bilgi de "Ramazan ayının çoğu gününde ibadetimi bu camide yerine getiriyorum. Cami her vakitte kalabalık oluyor. Camide huzur buluyorum." dedi.
Camiyi daha önce de üç kez ziyaret eden İbrahim Pınarkara ise tarih kokan caminin ayrı bir mistik havası bulunduğunu belirtti.