Bahar Kalkanı Harekatı kapsamında özellikle insansız hava araçlarını oldukça etkin ve koordineli kullanan Türkiye, yeni hamlesiyle bölgedeki alçak ve orta irtifa hava saldırılarına karşı da önemli bir adım atmış oldu.
Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir’in, “Büyük bir müjde olarak şunu söyleyebiliriz; Hisar A ve O sistemlerimiz inşallah sahada olacaklar. Bu hava savunma sistemimizin kurulduğunu önümüzdeki bir hafta içinde sahada görmek başka bir müjde olacak. Bu da hava savunmamıza başka bir boyut ekleyecek” açıklaması, gözleri bir kez daha sistemin imkan ve kabiliyetlerine çevirdi.
Tamamen yerli ve milli
Savunma Analisti Hakan Kılıç, mevcut durumda sahada ABD’li Stringer füzelerini ateşleyen Atılgan sisteminin bulunduğunu hatırlatarak, “Şimdi Hisar A ve O’nun sahaya ineceği açıklandı. Her şeyden önce şunu belirtelim; Hisar tüm bileşenleriyle tamamen yerli ve milli bir sistem” şeklinde konuştu.
Hisar’ın kullandığı füzelerin güdüm sisteminden, roket motoruna veya arayıcı başlığına kadar kadar tamamen ‘Türk Malı’ olduğuna işaret eden Kılıç, şöyle devam etti:
“Uzun yıllardır yapılan çalışmaların meyveleri alınmaya devam ediyor. Yerli bir hava savunma sistemi en ihtiyaç duyduğumuz gereksinimlerden biriydi. Şimdi Hisar-A ve Hisar-O ilk kez Suriye gibi çok ciddi güçlerin bir şekilde var olduğu sahada görücüye çıkıyor.
Hisar A, 5 kilometre irtifa sınırı, 15 kilometre yatay menzile sahip. 5 kilometre irtifanın altındaki herhangi bir hava aracına karşı sahadaki askerlerimizi veya tesisi, birliği koruyabiliyor. Böylece sahadaki birliklerimiz alçak irtifa hava savunma sistemine kavuşmuş olacak.”
Hisar O, orta irtifada göz açtırmayacak
İdlib’de kullanılacak Hisar O’nun ise 10 kilometre irtifa sınırı, 25 kilometre menzile sahip olduğunu anlatan Kılıç, “Rejim unsurlarının akıllı mühimmatı çok az” bilgisini paylaştıktan sonra şunları söyledi:
“Hisar O’nun da ileride devreye girmesiyle orta irtifadaki riskleri de bertaraf edeceğiz. Rejim genelde hava harekatlarını orta irtifadan icra ediyor. Böylece askerlerimiz için söz konusu irtifa sınırında ciddi bir koruma kalkanı oluşturmuş olacağız.”
En büyük avantajları mobil olmaları
Kılıç, Hisar-A ve Hisar-O sistemlerinin en büyük avantajının ‘mobil’ niteliği olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
“Böylece her iki sistem de sizin istediğiniz yere konabiliyor. Tabur/bölük seviyesinde harekât yapabiliyor veya önemli tesisleri koruyabilir. Şu an kullanılan MIM-23 Hawk sistemi öyle değil. Daha çok sabit tesis koruması için. Yeterli mobiliteye sahip değil. Sahada tank ve zırhlı araçlarla birlikte gezemez. İdlib’de bunun eksikliğini hissettik. Hisar-A bu eksiği giderecek ve Hisar-O da devreye girdiğinde alçak ve orta irtifa hava savunma sistemi kademelendirilmiş olacak.”
Mükemmelleştirme çalışmaları için altın değerinde
Savunma sanayii ürünlerinin sahada bizzat kullanıldıkça ve geri dönüşler alındıkça üzerinde iyileştirmeler yapılabildiğini hatırlatan Kılıç, “Hisar ilk kez sahaya iniyor ancak öyle bir yerde iniyor ki burada çok önemli geri dönüşler alabileceği bir ortam var. Bu nedenle sahadan yapılacak geri dönüşler sistemin iyileştirme ve hemen ardından mükemmelleştirme çalışmaları için altın değerinde olacak. Böylece bir çok yeni silah sistemimiz gibi Hisar-A da Combat Proven (Bir sistemin kendini gerçek savaş ortamında kanıtlaması) olmuş olacak” şeklinde konuştu.