Saldırılar nedeniyle ailesiyle göç ederek, İdlib kırsalında çadıra yerleşen 13 yaşındaki Erva Mervan, "Buraya Esed'in bombardımanından kaçıp geldik. Fakat burada yaşamak, Esed'in bombardımanından daha zor." dedi.
Suriye'de Esed rejimi ve Rusya'nın saldırılarından kaçarak, güvenli bölgelere göç eden ailelerin yaşamı, yürek burkuyor.
Sarmada ilçesi yakınlarındaki bir tarlaya kamp kuran aileler, yaşadıkları birçok sorunun yanı sıra yağışlar ve soğuk hava nedeniyle de zor günler geçiriyor.
Bazı çadırların çamur içerisinde kaldığı kampta, insanlar ayakta durmakta dahi zorlanıyor.
Siviller, kamp ortasına koyulan ve yağmur suyuyla günde bir kez dolan plastik su depolarıyla içme suyu ihtiyacını karşılamaya çalışırken, 130 ailenin yaşadığı kampta yalnızca 4 tuvalet bulunuyor.
Yaklaşık 2 haftadır yağışın etkili olduğu bölgede hava sıcaklığı, geceleri sıfır dereceye kadar düşüyor. Yakacak bulamayan aileler, çevreden plastik, karton, eski ayakkabı ve elbise toplayıp yakarak, çadırlarını ısıtmaya çalışıyor.
"Her şeye ihtiyacımız var"
İdlib'in güneyinden ailesiyle kampa gelen 13 yaşındaki Erva Mervan, AA muhabirine, soğuk ve yağış nedeniyle zor günler geçirdiklerini söyledi.
Mervan, "Yemeğe ihtiyacımız var. Battaniye ve çadır gibi, birçok şeye ihtiyacımız var. Aslında her şeye ihtiyacımız var. Soğuk ve yağış, çok fazla. Burada Esed'in bombardımanından kaçıp geldik. Fakat burada yaşamak, Esed'in bombardımanından daha zor." şeklinde konuştu.
"Öğlen yumurta yedik, akşam ise yemeğimiz yok"
Sarut isimli kampın sakinlerinden dört çocuk annesi Semir Abdullah Casım da bölgeye yaklaşık 20 gün önce Hama'nın kuzeyinden geldiklerini ifade etti.
Casım, yanlarına birkaç parça eşya alarak kaçtıklarını vurgulayarak, şunları anlattı:
"Çadırımızı sel vurdu. Isınmak için eski ayakkabıları, kumaş parçalarını bulup yakıyoruz. Ancak dumanından o kadar rahatsız oluyoruz ki; geceleri çadırın kapısını açıyoruz. Bize burada her şey lazım. Geldiğimiz yeri vuruyorlar. Isınamıyoruz bile. Öğlen 3 tane yumurta ile ekmek yedik. Akşam ise yemeğimiz yok. Ne bulursak onu yiyoruz. Cebimde sadece bin - bin 200 Suriye Lirası (7-8 lira) para var. Dün ne yediğimizi hatırlamıyorum. Sadece ekmek yemiş olabiliriz."
Havanın çok soğuk olduğunu ve üşüdüklerini söyleyen 14 yaşındaki Fatıma Karima da, okula gidemediği için ayrıca üzgün olduğunu belirtti.
Sarut kampı sorumlusu Ebu Casim de kampta yaşayan aile sayısının her gün arttığını dile getirerek, "Çadırların durumu çok kötü. Yağmurlar her yeri su içerisinde bıraktı. Kampın ana yolu bile, su içerisinde. Bazı çadırlarda soba bile yok. Sobası olan çadırlar da ısınmıyor. Bölgeye acilen yardım bekliyoruz." ifadelerini kullandı.
Astana anlaşmaları ve Soçi mutabakatına uymadılar
Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib ili neredeyse iç savaşın başından bu yana muhaliflerin ve rejim karşıtı silahlı grupların kalesi niteliğinde bulunuyor. İç göçle, nüfusu 4 milyona ulaşan İdlib'in merkezi, 2015'te muhaliflerin kontrolüne geçti. İdlib, rejimin en yoğun hedef aldığı bölgelerin başında geliyor.
Türkiye, Rusya ve İran’ın katıldığı, 4-5 Mayıs 2017'deki Astana toplantısında, İdlib ili ve komşu illerin (Lazkiye, Hama ve Halep vilayetleri) bazı bölgeleri, Humus ilinin kuzeyi, başkent Şam'daki Doğu Guta ile ülkenin güney bölgeleri (Dera ve Kuneytra vilayetleri) olmak üzere 4 gerginliği azaltma bölgesi oluşturuldu.
Ancak rejim ve İran destekli teröristler, ateşkes ilan edilerek durumun muhafaza edilmesinin kararlaştırıldığı 4 bölgeden İdlib hariç kalanları, Rusya’nın hava desteği sayesinde ele geçirdi. Saldırılardan kaçan yüz binlerce sivil, kuzeyde Türkiye sınırına yakın kesimlere göç etti.
Rusya’nın, Türkiye’yle 17 Eylül 2018’de vardığı Soçi mutabakatından bir süre sonra da saldırılar devam etti. İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'ni hedef alan Rusya, rejim ve İran destekli teröristler, yalnızca 2019 başından bu yana Türkiye sınırı yakınlarına, yaklaşık 1 milyon 300 bin sivilin göç etmesine sebep oldu. Bombardımanlarda bin 600'den fazla sivil, can verdi.
Kaynak: AA