Keçe sanatına iğneleme tekniğiyle yeni bir soluk getiren Hande Sümer Yıldırım, geleneksel sanatı genç nesillere öğretiyor.
Anadolu'da yüzlerce yıldır kullanılan, geçmişi milattan önce 6 bin yıllara kadar uzanan keçecilik, günümüzde kaybolmaya yüz tutmuş meslekler arasında yer alıyor.
Sanatına gönül vermiş ustalar ise Türkiye'de keçe işleme sanatını yaşatmaya devam ediyor. Keçe ustası ve eğitmeni Hande Sümer Yıldırım, iğneleme tekniğiyle keçeden portreler ve hayvan baskılı ürünler yaparak, geleneksel keçe sanatında fark yaratıyor.
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sahne Dekor Kostüm Bölümünden mezun olduktan sonra dizi film ve tiyatro oyunlarında dekor ve kostüm çalışmaları yapan Hande Sümer Yıldırım, İSMEK kurslarında geleneksel keçe dersleri aldı.
Yıldırım, 2015'te kurduğu Hande Sanat Atölyesi'nde, geleneksel ıslak keçe, keçe iğneleme gibi çalışmalar yapıyor.
AA muhabirine konuşan Yıldırım, geleneksel el sanatlarından keçenin tarihinin milattan önce 6 binlere kadar dayandığını belirterek, kazı alanlarında çıkan malzemelerde tekstil ürünleri olarak keçelere rastlandığını anlattı.
Göçebe olan Türklerin Orta Asya'nın iklim ve coğrafi koşullarına göre, çadırlarda, atlarda ve yerde keçeyi kullandıklarını dile getiren Yıldırım, kendisinin de keçe sanatına 5,5 yıl önce ilgi duyarak eğitim aldığını söyledi.
Hande Sümer Yıldırım, geleneksel keçe üzerine çalıştığını ancak keçe iğneleme alanında yoğun işler çıkardığını belirterek, şöyle devam etti:
"Yaptığım keçe iğneleme, gelenekselden çok daha farklı bir yöntem. Normalde geleneksel keçede su, sabun ve baskı yöntemiyle bir kumaş elde edilir. Aslında bu en eski kumaş çeşididir. Bizim yaptığımızda minik keçe iğneleri, uçlarında minik çentikler var. Bu iğnelerle yünleri sabitleyerek bir resim yapıyoruz. Yoğun olarak hayvan ve insan portreleri üzerinde çalışmalar yapıyorum ve bu anlamda eğitimler veriyorum. Keçeye iğneyle daha fazla detay verme şansımız oluyor. Keçe sanatında iğneleme, geleneksel yöntemin içine girmez ama sanatı yeni nesile taşıma açısından oldukça önemli olduğunu düşünüyorum."
Keçe iğneleme tekniğiyle fotoğraflara bakarak aynısını yaptığını anlatan Yıldırım, "Yünlerim, boyalarım ve fırçam benim keçe iğnem olmuş oluyor. Fotoğrafa bakarak da bire bir o renkleri kullanarak, keçe üzerine resmediyorum. Keçeden resmettiğim kişiler arasında Mustafa Kemal Atatürk, Michael Jackson, Bob Marley, Barış Manço, Cem Yılmaz var. Yine özel siparişler alarak da portre çalışmaları yapıyorum." diye konuştu.
"Pandemi döneminde doğal malzeme kullanmak önemli"
Yıldırım, keçeden tekstil ürünleri de yaptığını belirterek, ürünlerini ortaya çıkarırken koyun, keçi, deve, tavşan gibi hayvanların kıllarından elde edilen yünleri kullandığını dile getirdi.
Doğal ürünlerden uzaklaşıldıkça hastalanma riskinin arttığını dile getiren Yıldırım, şöyle konuştu:
"Hiçbir kimyasal barındırmayan malzeme olduğu için keçe ürünlerine yönelmek aslında en doğrusudur. Şu an daha uygun ve ucuza kaçabilmek için kimyasallara maruz kalan tekstil malzemesini kullanıyoruz. Bu ürünleri giydiğimizde de kimyasallar vücudumuza temas ediyor. Pandemi ve diğer zamanlarda da keçeden elde edilen ürünlerin önemi büyük. Cildimiz kimyasalı emiyor. Keçe kimyasallarla dolu bir malzeme olmadığı ve doğal olduğu için terletmez, gözenekli bir yapıya sahip olduğu için teri yavaş yavaş dışarı verir. Keçe gibi doğal olan malzemelere yönelmek en iyisidir."
Atölyede verdiği eğitimlerin yoğun ilgi gördüğünü ifade eden Yıldırım, kişiye özel tasarımların ve çalışmaların her zaman talep gördüğünü ve pandemi sürecinde de sadece kişiye özel ürünlerin dikkati çektiğini vurguladı.
Yıldırım, "Keçe bu dönemde, yavaş yavaş canlanıyor. Eski dönemlerden sonra keçe, yoksul kesim için düşünülen bir malzeme iken, şimdi öyle değil. Keçe oldukça emekli bir malzeme. O açıdan keçe sanatına merak var. İSMEK ve atölyelerde keçe eğitiminin daha fazla yaygın olmasının, keçe sanatını sevdirme açısından faydalı olacağını düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
Keçe sanatıyla uğraşacak genç nesillerin iyi birer araştırmacı olması gerektiğini dile getiren Yıldırım, işini aşkla yapmanın ve profesyonelleşmenin önemini vurguladı.