İzmir'de doğal güzelliklerinin yanı sıra, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından belirlenen dalış noktalarıyla da son yıllarda adından söz ettiren Karaburun, yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadelede kapsamında başlayan normalleşme süreciyle yine yoğun ilgi görüyor.
Virajlı yolları nedeniyle yıllarca vatandaşların ilgi göstermediği Karaburun, Karayolları Genel Müdürlüğünün 5 yıl önce tamamladığı duble yolları ve su altı tutkunlarına hizmet vermeye başlayan dalış merkezleriyle dikkati çekiyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığının ilçe genelinde belirlediği 14 dalış noktasında geçen yıl 5 bin dalış meraklısına eğitim verilip Karaburun'un su altı güzelliklerinin keşfedilmesi sağlandı.
Su altı canlılığının yanı sıra İzmir Körfezi'nde yıllarca hizmet veren emektar vapurlar 9 Eylül ve Alaybey batıklarına da ev sahipliği yapan ilçe, su altını keşfetmek isteyenlere unutulmaz anlar yaşatıyor.
1 Haziran'dan sonra başlayan normalleşme sürecinin ardından turizm ve dalış merkezleriyle hizmet vermeye başlayan ilçe, dalış meraklılarının ve tatilcilerin yine uğrak adreslerinden oldu.
Dalış meraklıları, temiz denizi ve kıyılarıyla dikkati çeken Karaburun'da dalış sırasında orfoz, akya, orkinos, çipura, barakuda, müren, deniz böcekleri, ahtapot gibi deniz canlılarını görebiliyor.
"Karaburun, kıyılarıyla doğal koruma alanı ilan edilebilir"
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tevfik Tansel Tanrıkul, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Karaburun yarımadasının su altı canlılığı bakımından zengin bir bölge olduğunu söyledi.
Kovid-19 nedeniyle uygulanan sokağa çıkma kısıtlamasının, denizde yaşayan canlılar için olumlu katkı sağladığını belirten Tanrıkul, "İnsanların denizlerde yaptıkları tahribatlar ve kirlilik bu şekilde azaldı. Balık popülasyonunda bir artış olmadı ama balıklarda davranışsal olarak farklılıklar görüldü. Balıklar daha çok insanlara yaklaşmaya başladılar." dedi.
Tanrıkul, Karaburun'da batırılan vapurların, deniz canlılığının korunup geliştirilmesi açısından önemli olduğunu, son yıllarda Türkiye'nin birçok bölgesinde böyle çalışmaların artmaya başladığının altını çizdi.
Karaburun'un balık popülasyonu konusunda çok zengin bir bölge olduğunu dile getiren Tanrıkul, "Denizleri ve içinde yaşayan canlıları korumamız gerekiyor. Bunun için bazı bölgelerde doğal koruma alanları ilan edilmesi gerekir. Karaburun da kıyılarıyla doğal koruma alanı olabilecek yerlerden bir tanesi. Bölgede dalış eğitimi veren merkezler var. Bu sayede su altı turizmi de gelişir." şeklinde konuştu.
"Alaybey vapuruna ilk daldığım günü hala unutamıyorum"
Dalış için Karaburun'u seçen 55 yaşındaki avukat Mustafa Kemal Çankırı da Türkiye'nin birçok bölgesinde batıklara daldığını Karaburun'un su altı güzelliklerini ilk kez geçen sene keşfettiğini söyledi.
Karaburun'un doğasını ve su altı güzelliklerini keşfettikten sonra bir daha kopamadığını belirten Çankırı, "Alaybey vapuruna ilk daldığım günü hala unutamıyorum. Yıllarca Karşıyaka'da oturdum. Bir dönem işime, o zaman körfez ulaşımında kullanılan Alaybey ve 9 Eylül vapurlarıyla gidiyordum. Daldığım zaman o günler geldi aklıma. Su altı benim için özgürlük demek. Orada anı yaşıyorum." dedi.
Celal Solmaz ise 4 yıldır profesyonel dalış yaptığını, ilk kez Karaburun'da daldığını dile getirerek "Buranın su üstü kadar su altındaki güzelliği de beni çok etkiledi. Daha önce görmediğim birçok balığı görme şansı buldum. Vapurların batırılması da su altı canlılığı için çok önemli." şeklinde konuştu.