Kentteki tarihi Semerciler Sokağı'nda bulunan dükkanında ahşaptan yaptığı eşyalarla geçimini sağlayan Güven, işini titizlikle yapıyor.
Her müşterisini güler yüzüyle karşılayan ve çevresinde "marangoz dede" olarak bilinen Güven, sağlığı el verdiğince mesleğini sürdürmek istiyor.
İş yerine gitmediğinde huzursuz oluyor
Halit Güven, marangozluğa 13 yaşında çırak olarak başladığını söyledi.
İş yerinde ahşaptan beşik, kaşık, oklava ve baston gibi ürünleri yapıp satarak geçimini sağladığını belirten Güven, "Müşterilerim ve sevenlerimin ziyaretleriyle bugüne kadar hiç yalnızlık hissetmedim" dedi.
Güven, ilerleyen yaşından dolayı çalışırken zaman zaman zorlandığını ancak iş yerine gelmediği zaman kendisinde bir eksiklik hissettiğini, huzursuz olduğunu dile getirdi.
Mesleğini gücü yettiğince sürdüreceğini anlatan Güven, "1964'te kendi iş yerimi açtım. O zamandan bu yana kendi işimi yapıyorum. İlerleyen yaşıma rağmen burada hem zamanımı en güzel şekilde değerlendiriyorum hem de ailem için de gelir elde ediyorum. Hayatı dolu dolu yaşamayı seviyorum" dedi.
"Ben bu mesleği kalben seviyorum"
Güven, marangozlukta başarının ustalığa ve kerestenin kalitesine bağlı olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Eskiden evlerin kapıları, pencereleri, dolaplar ahşaptan yapılırdı. Bunları yapmak için iyi ustalık kaliteli kereste gerekirdi. Şimdi birçok malzeme plastikten yapılıyor. Ahşap sağlıklıdır. Biz mesleğe başladığımızda birçok şeyi el gücüyle yapardık. Şimdi çivi bile makineyle çakılıyor. Küçük ev aletlerini benden başka yapan kalmadı. İhtiyacı olan gelir alır. Marangozluğu yapmak insanın içinden geldiğinde bütün yorgunluğu gider. O yaptığın şeyi kendin beğendiysen fevkalade iştir. Ben bu mesleği kalben seviyorum. Beğenmediğim hiçbir ürünü müşterime satmam. Öncelikle ürünü ben beğeneceğim. Hala da marangozluğa doyamadım. Bugün dünyaya gelsem yine marangoz olmak isterim. Şu karşıdaki caminin ahşap minaresinde benim çivilerim bulunuyor. Bu bana gurur veriyor."