Kente yaklaşık 60 kilometre mesafede bulunan, Bünyan ve Sarıoğlan ilçeleri sınırında yer alan, haziran-ekim döneminde yağışların azalması ve buharlaşmanın artmasıyla alanı daralan göl, suyun çekildiği kısımlarda 10-15 santimetre kalınlığında tuz tabakası oluşumuyla dikkati çekiyor.
Göl çevresindeki sulak çayır habitatı, kuşların üreme ve beslenme alanı olarak kullanıldığından biyolojik çeşitlilik açısından önem arz ediyor. Alandaki toplam 295 damarlı bitki taksonundan 22'si endemik özellikte bulunuyor.
Çevresinde farklı habitatları bir arada bulunduran Tuzla-Palas Gölü, kuş gözlemi, doğa gezileri, doğa fotoğrafçılığı ve çamur banyosu imkanıyla birçok yerli ve yabancı gözlemci, bilim adamı ve doğaseverin ilgisini çekiyor.
"Kuş çeşitliliği oldukça yüksek"
Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) Kayseri Temsilcisi Prof. Dr. Osman Özsoy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Tuzla-Palas Gölü doğal sit alanının, etrafında barındırdığı ekosistem, bitki ve hayvanlar açısından önemli konumda bulunduğunu vurguladı.
Bölgenin, göçmen kuşların Kayseri'de tercih ettiği dört yerden biri olduğunu dile getiren Özsoy, "Tam da mevsimindeyiz, kuş çeşitliliğinin maksimuma ulaştığı bir dönemdeyiz. Öncelikle bu açıdan çok önemli. Burası, safari yapmak, fotoğraf çekmek isteyen kuş severlerin tercih ettiği, kuş çeşitliliği oldukça yüksek bir alan." dedi.
Özsoy, insanlığın asırlardır buradaki tuzu kullandığına da dikkati çekti.
Bölgenin aynı zamanda İpek Yolu üzerinde bulunduğunu belirten Özsoy, şöyle konuştu:
"O kadar büyük olmasa da Tuz Gölü'ndeki mekanizmayı, ekosistemi görmek için bu bölgeye çok rahatlıkla gelebilirsiniz. Tuzla Gölü, kapladığı alan, sakinliği, özellikle kuşların çokluluğu, çeşitliliği ve ulaşılabilirliğiyle, turizm açısından önemli potansiyel teşkil etmekte. Gelince sadece Tuzla Gölü'nü görmeyeceğiz. Hemen etrafta tarihi Sultanhanı, Şahruh Köprüsü var, yanından Kızılırmak geçiyor. Bir rota çıkarılabilir ve Tuzla Gölü bu rotanın üzerinde bir destinasyon olarak değerlendirilebilir."
Gölün 1984 yıllarda çekilen fotoğraflarına baktığını, bugüne kıyasla neredeyse hiçbir değişiklik görmediğini anlatan Özsoy, bunun da iyi bir gelişme olduğunu kaydetti.
Özsoy, burayı besleyen kaynakları korumanın, taban suyunu kontrollü şekilde kullanmanın, kirliliğin önüne geçmenin, bölgeye turizm veya gezi amaçlı yapılan seyahatlerde de etrafı kirletmemenin önemli olduğunu sözlerine ekledi.