Yaklaşık 350 kişinin yaşadığı Karaş köyünde yüzyıllardır yapılan ve bölgede "muhabbet geceleri" olarak adlandırılan program, adeta bir okul gibi hem gençlerin kültürünü tanımasına hem de çeşitli sanatsal faaliyetlerde bulunmasına vesile oluyor.
Kış aylarında "köy kültür evinde" cuma akşamları bir araya gelen köy sakinleri, saz çalıp türküler söylerken, çeşitli oyunlarla hoşça vakit geçiriyor.
Köy sakinlerinden Mustafa Kuşoğlu, dedelerinden ninelerinden öğrendiklerini gençlere aktarmak için yola çıktıklarını söyledi.
Muhabbet gecelerinin bir ara yapılamadığını ifade eden Kuşoğlu, şunları söyledi:
"Teknolojinin gelişmesi ile bir ara kopukluk oluştu. Elektrik, televizyon, bilgisayar, telefonun hayatımıza girmesi ile bir ara yapılmadı. Birkaç arkadaşımızla 2011 yılında yeniden yola çıktık. Eski sağlık ocağını kültür evine dönüştürdük. Bağlama, enstrümanlar aldık. Biz gençlere bağlama çalmasını, türkülerin nasıl söylendiğini öğrettik. Gençlerde saz çalma, türkü söyleme sevdası oluştu. Biz ilk başladığımızda çocuk yaşta olanlar yetişti, şimdi saz çalıyorlar, türkü söylüyorlar."
Köyde küs olanlar barıştı
"Muhabbet geceleri"nin köy halkı tarafından kısa sürede yeniden benimsendiğini vurgulayan Kuşoğlu, "Teknoloji bazı geleneklerimizi bizden çalıyor. Biz de bizden çalınmak istenen adetlerimizi inatla yaşatmak istiyoruz. Bu vesile ile köylü birbiriyle kaynaştı. Dargın olan üç dört aile vardı, onlar barıştı. Bu programlarla, gençler kültürünü, gelenek göreneklerini öğrendi" diye konuştu.
Kuşoğlu, "muhabbet geceleri"nde yapılanlar hakkında şu bilgileri verdi:
"Bu gecelerde, önce sohbet edilir, ardından birkaç türkü söylenir, seyirlik oyunlar yapılır. Sohbetlerde gelenek göreneklerimiz konuşulur. Bu sanatı icra ederken, yanımızda çalıp söyleyenler hem müziği hem de sanatı sevdiler. Yapılan seyirlik oyunlarda tiyatro yapmayı öğrendiler. Burada gördüğünüz hizmetle, sohbetle, kültürümüzü öğrendiler."
Mustafa Kuşoğlu, "Muhabbet geceleri"ne hem çevre köylerden hem de Kastamonu'dan çok sayıda misafir geldiğini sözlerine ekledi.
"Burası benim için bir okul gibiydi"
Saz çalan gençlerden Altan Recai İğdirli ise 6 yaşından itibaren "muhabbet geceleri"ne gelmeye başladığını dile getirerek, "Büyüklerimden nasıl davranacağımı öğrendim. Burada herkes bir şey çalıp söylüyor. Ben de yapabilir miyim diye düşünüyordum. Onlara baka baka saz çalmayı öğrendim. Burası benim için bir okul gibiydi. Gelmeye devam edeceğim" dedi.
Cemal Taşkın da "muhabbet geceleri"nde darbuka ve bağlama çalmayı öğrendiğini belirterek, "11 yaşımda ekibe katıldım. Burada büyüklerimizden enstrüman çalmayı, toplumda nasıl davranacağımızı, geleneklerimizi öğrendim. Özellikle kış gecelerinde sağda solda gezmek yerine burada büyüklerimizin yanında geleneklerimizi öğreniyoruz" diye konuştu.
Misafirlerden Çetin Küçük ise "Ben böyle gecelere sık geliyorum, çok mutlu oluyorum. Çoğu unuttuğumuz şeyi burada yeniden görüyoruz. Gerçekten çok güzel bir şey yapılıyor. Bin yıllık bir köyde bin yıllık adetlerin yaşatılması gurur verici" dedi.