Mayıs ayında binlerce flamingonun olduğu gölde şimdi parkla sayılabilecek kadar az kuş barınıyor.
Flamingoların en çok konuşlandığı Yarışlı Gölü ilkbahar aylarında su tutmuşken sıcaklığın artmasıyla tekrar eski kurak zamanlarına döndü. Gölü besleyen en önemli su kaynağını inceleyen uzman ekip kaynak üzerine köylüler tarafından kurulan bir çok sondaj motorunu tespit etti.
Dünyada sadece burada yaşayan iki balık türünün olduğu bu kaynaktan su alınması hem bu canlıları tehlikeye atıyor hem de gölü besleyen su miktarının azalmasına neden oluyor.
DKMP 6. Bölge Müdürlüğü'nün sekreteryasını üstlendiği Burdur ve Antalya Gölleri Yönetim Planı Hazırlama Projesi'nde bulunan uzman ekipler tarafından Yarışlı Gölü’nde yapılan incelemeler sırasında gölü besleyen en önemli kaynaklardan birini inceleyen uzmanlar bu kaynak üzerine köylüler tarafından kurulan seyyar sondaj motorlarının kaynak içerisinde bulunan ve sadece burada yaşayan endemik balık türleri için tehlike arz ettiğini tespit etti. Ayrıca bu sondaj motorları gölde barınmaya devam eden az da olsa flamingoların yaşamlarını da tehlikeye sokuyor. Gölü inceleyen uzman ekip içerisinde yer alan Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İskender Gülle Yarışlı gölü hakkında yaptığı açıklamada;
“Yarışlı gölünün yüz ölçümü yaklaşık olarak 10 ila 15 kilometre arasında değişiyor. Aslında bir zamanlar bu göl sürekli bir gölmüş ama günümüz şartlarında tam bir göl değil. Çünkü mevsimlik olarak su tutabiliyor. Biz bu tür göllere geçici göller diyoruz. Bu gölün özelliği bir kısmının tabak şeklinde olması. O nedenle bu gölleri tuzlu göl, tuzla gölleri veya pilaya gölleri olarak isimlendiriyoruz. Türkiye’de çok sayıda buna benzer göl var. Fakat Yarışlı gölünün şu anda en önemli özelliği kış aylarında en fazla 20-30 santimetreye kadar su tutabiliyor olması. 20-30 santimetre su tutarsa bizim için çok iyi. Ama normalde günümüzde yağışların da azalması nedeniyle en fazla 10 santimetreye kadar su oluyor. Haziranın başında o da tamamen kuruyor. Bu göl geçici göl olmasına rağmen özellikle mikroskobik canlılar açısından da son derece zengin. Böyle olduğu için de başta flamingo olmak üzere çok sayıda su kuşu için adeta bir beslenme alanına dönüşüyor. Sığ olduğu için flamingolar burayı çok fazla tercih ediyorlar. Besin kaynağı da çok fazla tabi ki o açıdan Yarışlı gölünün en önemli özelliği biyolojik olarak iyi bir kuş alanı olması.” dedi.
Yarışlı Gölü yıllardır koruma altında
Yarışlı gölünün hem çevredeki mermer ocaklarından hem de kaçak avcılık ve göl arazisinin tarım amacıyla kullanılmasına karşı koruma altında olduğunu dile getiren Prof. Dr. Gülle; “Bu göl yıllardır korunuyor. Korumayı sadece mermer ocaklarından ibaret görürsek yanılmış olabiliriz. Onun dışında bir de özellikle Milli Parkların yapmış olduğu dolaylı koruma yöntemleri var. Kara avcılığı, su avcılığı göl kenarlarındaki alanların işgal yerlerinin fazla artmaması şeklinde. Görsel olarak baktığımızda farklı bir manzarası var. Suyu da biraz tuzlu. Kış aylarında binde 14 yani 1 litre suda 14 gram tuza kadar yükselebilen tuz özelliği var. Suları herhangi bir tarımsal faaliyette kullanılmıyor. İçme suyu amacıyla da kullanılmıyor. Ayrıca gölün içerisinde değil ama gölün kıyılarındaki tatlı küçük su kaynaklarında dünya için endemik 2 tane tatlı su balığı türümüz var. Bunların sadece bu bölgede yaşadığını söyleyebiliriz. Göl kenarlarındaki pınarlar özellikle görmüş olduğunuz sazlık alanlar bu balıkların yaşamı açısından son derece önemli.” ifadelerine yer verdi.
Yönetim planlarında artık birinci öncelik “Su”
Çalıştay hakkında da açıklama yapan Prof Dr. İskender Gülle; “Göllerin her beş yılda bir sulak alan yönetim planları yapılıyor. Bu yönetim planları çerçevesinde yeniden bir bilimsel, ekolojik ve çevresel değerlendirme yapılıyor. Beş yıl boyunca doğru yapılan veya eksik yapılan ya da beşinci yılın sonunda ortaya çıkan yeni durumlar neler bunları gözden geçiriyoruz. Yönetim planlarını beş senede bir revize ediyoruz. Şu anda iki gündür yapmış olduğumuz çalıştayımız bir bilimsel altlığa dayalı olarak yapıldı. Onun neticesinde bugün de bir arazi gezisi yapıyoruz. Bu arazi gezimizde durumu gözlemliyoruz. Palanlarımızda hangi değişiklikleri yapabiliriz, onları gözden geçiriyoruz. Gördüğümüz kadarıyla şu anda tüm Türkiye çapında, Burdur çapında öncelikli konu su. Yani su tedariği göller için ve yönetim planları için birinci madde haline geldi. Bundan 20-30 sene önce daha ziyade kirlilik ağırlıklı bir yönetim planı yapıyorduk artık birinci önceliğimiz su oldu.” dedi.
Burdur ve Antalya gölleri yönetim planı koordinatörü Peyzaj Yüksek Mimar Seda Yıldız ise yaptığı açıklamada; “ Burdur yöresinde Sulak alan yönetim planı çalışmasını DKMP 6. Bölge Müdürlüğü adına yürütüyoruz. Göllerimiz ile ilgili çalıştayımız dün gerçekleşti. 2016 yılında yine göller ile ilgili Sulak Alan Yönetim Planı yapılmıştı. Şu an revizyon zamanı geldiği için yenilenebilirliğini sağlayabilmek ve biyon verebilmek için şu an tekrar Sulak Alan Yönetim Planlarımızı yeniliyoruz.” şeklinde konuştu.