Nefes darlığı ve kalp çarpıntısı şikayetlerinin artması üzerine sıkıntı yaşayan Ahmad Kraimish hastanenin kalp ve damar cerrahisi kliniğine başvurdu.
Tetkiklerde 12 milimetre olması gereken kalp kası dokusu 20 milimetreye ulaştığı belirlenen hastaya hipertrofik kardiyomiyopati teşhisi konuldu.
Kalp ve damar cerrahisi uzmanı Doç. Dr. Mehmet Erin Tüysüz tarafından ameliyata alınan Kraimish'e "tıraşlama" olarak da bilinen cerrahi rezeksiyon yöntemi uygulandı. Kısa sürede tedavisi tamamlanan hasta taburcu edildi.
Kraimish, günlük yaşamını olumsuz etkileyen nefes darlığı ve kalp çarpıntısı şikayetlerinden tıraşlama yöntemi sayesinde kurtulduğunu, kendini çok daha iyi hissettiğini söyledi.
Doç. Dr. Tüysüz de kalp kası dokusunun aşırı büyüme nedeninin genetik bir durum olduğunu belirtti.
Hastalığın nefes darlığı, bayılma ve ritim problemleri gibi birtakım sıkıntılara yol açtığını aktaran Tüysüz, kas dokusu aşırı büyüyen hastaların hızlıca tedavisini gerçekleştirdiklerini anlattı.
Tüysüz tedavi yöntemiyle ilgili şöyle bilgi verdi:
"Açık kalp cerrahisi ameliyatlarına benzer prosedürle hastalarımızı kalp akciğer makinesine bağlıyoruz. Daha sonra 'ana damarımız' dediğimiz aort damarda bir kesi yaparak kalp kapaklarına ulaşıyoruz. Aort kapağının altındaki kas dokusunu görüyoruz. O kas dokusundaki aşırı büyümeyi, anatomik bölgelerde yaptığımız 'kas tıraşlaması' yöntemiyle kalbin uç kısmındaki kapakçıkları destekleyen kalp dokusuna kadar olan bölümü oradan çıkarıyoruz. Kalbin uç kısmındaki özel kas kitlesini gördüğümüz zaman işlemi tamamlıyoruz"
"Cerrahi tekniğin uygun zamanda yapılması hasta için avantaj sağlıyor"
Tüysüz, ameliyat olmayan hastalarda bazı problemlerin ortaya çıktığını belirterek şunları kaydetti:
"Genellikle genç yaş gruplarında karşılaştığımız için yeterince tedavi edilememişlerse kalp yetmezliğiyle karşımıza çıkıyorlar. Erken yaşta ortaya çıkan bu hastalığın tedavisi ancak organ nakli ile mümkün oluyor. Bu tablo ortaya çıktığında cerrahi tekniğin uygun zamanda yapılması hasta için avantaj sağlıyor. Bu hastalara sahip olan ailelerin kendilerini kontrol etmelerinde fayda var. Bunu kardiyoloji departmanlarında ekokardiyografik tetkiklerle yapabilirler. Bu hastalığın atlanmaması, kalp yetmezliğine kadar giden sürecin erken yakalanması, ilaç ve diğer tedavilerin erken yapılması hastaların lehine olacaktır"