Denizli'de "tekstilin başkenti" olarak ünlenen ve önemli dokuma merkezlerinin yer aldığı Babadağ ilçesinde dokuma tezgahlarının sesiyle yetişen ve konusunda uzmanlaşan tezgah ustası, teknolojiye yenik düşen tezgahların minyatürünü yaparak nostaljiyi yaşatmaya devam ediyor.
Türkiye'nin önemli tekstil merkezlerinden Babadağ'da dokuma tezgahlarının sesiyle büyüyen 68 yaşındaki Metin Özmen, küçüklüğünden itibaren dokuma tezgahları konusunda kendini geliştirerek ustalaştı.
Merkezefendi ilçesine bağlı Gümüşçay Mahallesi'ndeki atölyesinde 40 yıl boyunca kol gücüyle çalışan dokuma tezgahları yapan Özmen, eski tezgahların yerini bilgisayarlı makinelere bırakmasının ardından geleneğin unutulmasını istemedi.
Mesleğine aşık olan Özmen, motorlu yarı otomatik tezgahların 100 katı küçüklüğünde minyatürünü yaparak dokuma kültürünü ve dokumacıların vazgeçemedikleri nostaljik sesi yaşatmaya karar verdi.
Emeklilik hayatında tezgah ustalığını sürdüren Özmen, normalde 4 metre civarında olan tezgahın kamçı, falaka, mekik, tefe, eksantrik gibi ağaç ve metal parçalarının birebir küçültülmüşünü yaparak 55x40x36 santimetre ebatlarında minyatür dokuma tezgahı ortaya çıkardı.
Torna, demir ve marangoz ustası Özmen, 3 ayda tamamladığı ve elektrikle çalışan tezgahın yurt içinden ve yurt dışından ilgi görmesi üzerine minik ürünler dokuyabilen bu tezgahlardan yaparak meraklılarına ve nostalji yaşamak isteyenlere satıyor.
"Geleneği devam ettirmek için her gücümü kullanıyorum"
Metin Özmen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eskiden Babadağ'da her evde bu tezgahların büyüklerinin olduğunu, dokuma tezgahlarından çıkan seslerle büyüdüklerini ifade etti.
Daha önce tezgah yapımı ve bakımıyla ilgilendiğini ama teknolojinin gelişmesiyle bunların yok olduğunu dile getiren Özmen, şunları söyledi:
"1964 yılından beri tekstilin içindeyim. Dokuma tezgahları teknolojiye yenik düşüp susunca o sesi yeniden yaşatmaya karar verdim. Eski tezgahların birebir aynısı olarak yaptığım minyatür tezgahlar çok güzel çalışıyor. Yapılışı zor olsa da bunu yapmak için bu mesleği sevmek gerekiyor. Eskiden bu tezgahların büyükleri vardı. Ben bunların minyatürünü yaptım. Çok güzel müşterisi var. Allah'ın izniyle bundan sonra artık bu işe devam edeceğiz. Bu tezgahların büyükleri piyasadan kalkınca ben bunların küçüğünü yapmaya başladım. O tezgahların sesinin unutulmaması için bunu yaptım. Allah'a şükür çok güzel ses çıkarıyor, çalışıyor. Bu geleneği devam ettirmek için var gücümle çalışacağım."
"Yapımı en az 2-3 ay sürüyor"
Geçmişi hatırlatan ve dokuma yapan minyatür tezgahların çok beğenildiğinin altını çizen Özmen, "Bu tezgahlardan çok isteyen var. Dünyanın değişik yerlerinden talep geliyor. Benim bu talepleri karşılamam mümkün değil. Çok zor, çok işçiliği var. Zaten bunu sevdiğim için bu işe başladım. Bir tezgahı yapması en az 2-3 ay sürüyor." diye konuştu.
Özmen, 20 bin liraya sattığı minyatür tezgahlardan 4'ünün meraklılarınca alıcı bulduğunu kaydetti.