Dünya bir yılı aşkın bir süredir koronavirüsle mücadele ediyor. Virüsle ilgili her gün yeni bir tablo karşımıza çıkıyor. Aşılama çalışmaları devam ederken gelen mutasyon haberleri ise endişe yaratıyor. Son günlerde İngiltere, Güney Afrika ve Brezilya’da görülen mutasyonla ilgili gelişmeler tüm dünyada yakından izleniyor.
Türkiye'de mutasyonlu virüs kaç kişide görüldü?
Mutasyonlu virüsün yayılımına ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yapan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, şu ifadelere yer verdi:
"Riskli mutasyonlar sınır tanımadan yayılıyor. Ülkemizdeki İngiltere mutasyonu 196 oldu. İki Güney Afrika, bir de Brezilya varyantı ile karşılaşıldı. Yeni mutasyonların görüldüğü ve vakaların yeniden artışa geçtiği bugünlerde tedbirlerden taviz vermeden mücadelemizi sürdüreceğiz."
Mutasyonlu virüs kaç ilde görüldü?
Bilim Kurulu Üyesi ve Ankara Şehir Hastanesi Yoğun Bakım Uzmanı Doç. Dr. Sema Turan, mutasyonlu virüs görülen kent sayısının 23'e yükseldiğini açıkladı.
Mutasyonlu virüs koronavirüsten daha mı bulaşıcı?
Bilim Kurulu Üyesi Sema Turan, virüslerin doğada var olabilmesi için daima kendilerinde bir değişim yaratmaları gerektiğini ifade ederek şunları söyledi:
"Bütün viral enfeksiyonlarda her yıl virüs yapısını bir miktar değiştirir. O nedenle virüsler de kendini korumaya alıp, mücadele etmeye devam ederler ve yapılarını değiştirirler. Bunu bazen tek bir proteinini değiştirerek yapabilmekteler. O nedenle şu anki mutasyonlu virüslere baktığımızda kendi yapılarında bir miktar değişiklik yarattıklarını görüyoruz. 23 şehirde mutasyonlu virüse rastlandı. Özellikle yurtdışından gelen veriler yüksek bulaştırıcılık oranına sahip olduğunu gösteriyor. Ancak hastalık şiddetinin nasıl olduğu konusunda net bir bilgi yoktu. Fakat son günlerde özellikle İngiltere’deki görüntüler bu virüsün yarattığı hastalığın da şiddetinin oldukça yüksek olduğu şeklinde. Bu da aslında şu anlama geliyor ki bireylerin hastaneye, yoğun bakıma ihtiyaç duyma oranları artabilir. Bu nedenle dikkatli olmak zorundayız. Mutasyonel virüsün yayılmaması için elimizden geleni yapmamız gerekiyor."
Mutasyonlu virüs nasıl tespit edilir?
Bilim Kurulu Üyesi Turan, mutasyonlu virüsün belirlenme sürecine ilişkin ise 81 ilde laboratuvarlarda yapılan analiz ile mutasyonlu virüs olup olmadığının tespit edildiğini söyledi.
Turan, "Aslında bu da benzer şekilde bir PCR testi. Bunun çok büyük bir farklılığı yok. Sadece mutasyonel virüsü tanımlamak için de özel bir takım çalışmalar yapılıyor. Laboratuvarda yapılan işlemlerle virüsün mutasyonlu olup olmadığı ortaya konabiliyor. Mutasyona uğramış virüs çok önemli bir konu. Aslında bu dünyanın yaşadığı bir sorun. Mutasyonlu virüsün hastalık şiddetinin de yüksek olduğunu öğrenmek bu noktada bizim tedbirlere daha sıkı bağlanmamız gerektiğini gösteriyor. Biz tam da aşılamanın başladığı bir dönemde tedbirleri de elden bırakmayarak aslında dünyaya örnek olabiliriz, bu noktada mutasyonlu virüsün yayılmasına engel olarak" dedi.
Aşılama hastalığın bulaşıcılığını azaltır mı?
Son dönemde vaka sayılarındaki artışa dikkat çeken Turan şunları söyledi:
"Tedbirin elden bırakılmaması gerektiği dönemi yaşıyoruz aslında. Aşılama sürecinin başlaması ile birlikte halkımız da belki bir miktar rahatlama yaşıyor olabilir. Fakat bu asla güvenilebilecek bir şey değil. Çünkü aşılamak hastalığın bulaştırıcılığının geçeceği anlamına gelmez. Sadece aşılanan kişiler hastalığı hafif atlatırlar. Aşıda da beklentimiz bu yönde zaten. Hele de son günlerde mutasyonun ortaya çıkışıyla birlikte İngiltere’de yaşanan hadiseler, Güney Afrika varyantı önemli gelişmeler olarak karşımıza çıkıyor. Önümüz bahar ve bahar ayları çok tehlikeli. Hepimiz de sıkıldık. Fakat bahar aylarında daha da bir dikkati elden bırakmamak gerektiğini söylemeliyim. Rehavete kapılma durumu bizim için çok sıkıntılı olacak. O nedenle mutasyon varken ve bu durum yaşanmaya halen devam ederken bizim de daha dikkatli olmamız gerekiyor."
Koronavirüs mutasyona uğramaya devam edecek mi?
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektör Yardımcısı olan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Kemalettin Aydın son günlerde yaşanan mutasyonla ilgili, “Virüsün, hızlı bulaş yeteneği kazandığını biliyoruz. Bu, aynı zamanda da hızlı mutasyonu getirir. Hızlı mutasyonun sonuçları, aleyhimizde olduğundan çok lehimize olabilir” dedi.
Koronavirüste görülen mutasyonlar yeni değil. Aslında virüs ortaya çıktığı ilk günden bu yana mutasyonlar sürüyor. Prof. Dr. Aydın, mutasyonun bundan sonra da devam edeceğini söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şu ana kadar virüsün 5 bin civarında mutasyonu var. Bu konuştuğumuz 3 tanesi önemli değişiklikler yapıp, hastalığın seyrini değiştirdiği için üzerinde çok tartışıyoruz. Virüsün şu anda insandan insana bulaşının arttığını iddia ediyoruz. Öyle olursa, yani virüs ne kadar çok insan organizmasıyla karşılaşırsa, o kadar çok immün mekanizmasıyla karşılaşacak. Aynı zamanda aşı ile oluşmuş savunma hücreleri ile de karşılaşacak. Her direnç oluşturan mekanizmayla karşılaştığında, yeni bir mutasyona uğrayacak. Yani artan mutasyonun, daha çok lehimize sonuç vermesini bekliyoruz.”
Mutasyon sonucu yeni bir koronavirüs türü oluşabilir mi?
Prof. Dr. Kemalettin Aydın “İleride bir mutasyon olup, COVID-21 gibi başka bir virüs olup karşımıza gelebilir mi? Aşının oluşturduğu savunma hücrelerinden ve hastalığı geçirenlerin oluşturduğu savunma hücrelerinden kaçan ve yeniden hastalık yapabilen bir tip olabilir mi? Olabilir; bu bir endişedir. Bu yönden yakın takip etmek lazım. Şu ana kadar olan mutasyonların, hazırlamış olduğumuz savunma sistemlerinden kaçan bir durumu yok. Ama virüslerin hayat hikayesinde bu ihtimal hep söz konusu.”