Diyarbakır'ın Kulp ilçesinin kırsal Hamzalı Mahallesi'nde 6'sı çocuk, 9'u kadın 23 kişinin PKK'lı teröristlerce katledildiği iki saldırı, 24 yıldır hafızalardan silinmedi.
Hamzalı Mahallesi'nde 1 Ocak 1995'te PKK'lı teröristlerce bomba ve uzun namlulu silahlarla düzenlenen saldırıda 19 kişi hayatını kaybetti.
Hamzalı'ya 5 Mart 1995'te düzenlenen ikinci terör saldırısında da 4 kişi katledildi.
Saldırılarda yakınlarını kaybeden ve yaralı kurtulanların, aradan geçen yıllara rağmen duyduğu acı dinmedi.
Acılı aileler, sevdiklerinden geriye kalan fotoğraflarla özlem gidermeye çalışırken, sık sık mezarlarını ziyaret edip, dua okuyor.
"Çocuk, hayvan demeden taradılar"
İlk saldırıda kızını kaybeden, eşi yaralanan 76 yaşındaki Adil Çiçek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1 Ocak 1995'te PKK'lı teröristlerin köylerine baskın yaptığını söyledi.
Yağışlı ve sisli bir havada düzenlenen saldırıda kadın, erkek, çocuk, yaşlı ayırımı yapılmadan insanların vahşice katledildiğini belirten Çiçek, saldırıda 8 yaşındaki kızını kaybettiğini aktardı.
Çiçek, yaşadıkları acıyı unutamadıklarını ifade ederek, "Köyün içine sızan teröristler çocuk yaşlı demeden taradılar. İlk saldırıda yarım saat içinde 19 kişiyi vahşice katlettiler. 6 aylık Fatma bebek ile 75 yaşındaki Tayyip amcayı da katlettiler. Tayyip amcanın gelininin doğumuna bir hafta kalmıştı. Silah doğrulttuklarında elleri havadaydı can verirken de elleri havada kalmıştı. 75 küçükbaş hayvanımı taradılar, sonra bomba attılar. Hiçbir hayvanım kurtulamadı. Evimi ateşe verdiler, evde hiçbir şey kalmadı. Bu acı hiç unutulmaz." şeklinde konuştu.
Saldırıdan yaralı kurtulan eşinin üç ameliyat geçirdiğini anlatan Çiçek, teröre tepkisini dile getirdi.
Çiçek, "Terör örgütü PKK, Kürt halkının hakkını savunduğunu söylüyor ancak sürekli Kürtleri katledip, mağdur ediyor. Herkes bilsin ki bunlar Kürtleri aldatıyor. Kürtlerin hakkını savunmak bu mudur? Bu oyundur, komplodur, ranttır." dedi.
"Yaşadığımız sürece unutmayacağız"
Saldırıda kardeşini ve 4 yakınını kaybeden Şükran Demir, elbise yıkarken saldırının gerçekleştiğini, elbiseleri bırakıp eve koştuğunda silah seslerinin de arttığını aktardı.
"Ahırın kapısını açtığımda karşımda bir terörist vardı, elinde silahıyla. Bana 'İçeri git yoksa seni tararım' dedi. Sonra bizim bulunduğumuz yere bomba attı. Kardeşimi de kucağıma alıp pencereden çıktım. Bizi görüp çağırdılar ve evimizin aşağısına götürdüler. Yerde çok fazla kan vardı. 'Bu kimin kanıdır?' dedim. Onlar da 'Bunlar korucuların kanıdır' dedi. Meğer annem ve ablamın kanıymış." diyen Demir, teröristlerin köyde çocuk kadın demeden herkesi sıraya dizip, kurşun yağdırdığını kaydetti.
Demir, "Kapının önünde bizi de sıraya dizdiler ve taradılar. Kardeşim ve 4 kişi öldü. Her yıl dönümünde tekrar hatırlıyoruz. Kardeşimi elinde ekmek varken katlettiler. İnsan unutur mu? Yaşadığımız sürece bunu unutmayacağız." diye konuştu.
"Bu acıyı hep içimizde taşıyoruz"
Katliamda kardeşini kaybeden, annesi, kız kardeşi ve ablası yaralanan Muhsin Çiçek, her 1 Ocak ve 5 Mart'ta acılarının tazelendiğini dile getirdi.
Çiçek, aradan yıllar geçtiğini ancak acılarının dinmediğini aktararak, şöyle konuştu:
"PKK terör örgütü ve yandaşları, kendilerini sözde Kürt halkının temsilcisi olarak gösterenler maalesef Kürtlere zarar veriyorlar. 40 yıldır Kürtler, PKK ve yandaşlarından çok çekti. Bunlar hiçbir zaman Kürtlerin temsilcisi değildir, dış güçlerin maşasıdır. Eski görüntülere baktığımızda gözyaşlarımıza hakim olamıyoruz. Bin yıl da geçse bunu unutmuyoruz. Bu acıyı hep içimizde taşıyoruz ve taşımaya devam edeceğiz. Bunlara da fırsat vermeyeceğiz."
Katliamda anne ve babasını kaybeden Suphi Çetin, yıllarca teröristlerle mücadele ettiklerini belirterek, "6 aylık bir bebeğe nasıl kıyıyorsunuz? Çocuk, kadın, yaşlı demeden saldırdılar. Eğer köye takviye yapılmasaydı, köydeki diğer insanlar da katledilecekti. Çok şükür devletin yardımıyla onlara karşı mücadele ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA