Rize Sağlık Müdürlüğünce depremzedelere il genelindeki 5 barınma merkezinde mesai saatleri içinde sabit ekipler sağlık hizmeti sunuyor.
Afetzedelerin sağlık hizmetine ulaşmasını kolaylaştırmak amacıyla 45 personelin yer aldığı mobil ekipler de oluşturuldu.
Mobil ekipler, pazartesi, çarşamba ve cuma günleri afetzedeleri konakladıkları yerlerde muayene ediyor. İhtiyaç görülmesi halinde ilgili alan doktoruna randevu oluşturularak hastanın sevki sağlanıyor. Ekipte yer alan psikologlar, depremzedelere rehberlik ve psikolojik danışmanlık desteği de veriyor.
Mobil ekipler bugüne kadar 58 tesisin yanı sıra evlerde kalan depremzedelere hizmet sundu.
Muayeneler sonucunda 258 kişi hastanelere sevk edildi, kronik hastalık tespit edilen 382 kişinin de tedavisine başlandı. Bebek ve çocukları aşılayan ekipler, ayrıca gebelerin de takibini yapıyor.
"Rize'ye gelen misafirlerimizin yaralarını sarmak için çalışıyoruz"
Mobil ekiplerin Çayeli ilçesindeki çalışmalarına katılan Çayeli Sağlık Müdürü Mehmet Çınar, Rize'ye gelen misafirlerin yaralarını sarmak için çalıştıklarını söyledi.
Depremzedelere sabit ve mobil ekiplerle sağlık hizmeti sunulduğunu, psikososyal destek sağlandığını belirten Çınar, "Depremzedelerimizin sağlık hizmeti alabilmesi için her türlü kolaylık sağlanıyor." dedi.
Çınar, depremzedelere sağlık hizmetinin en iyisini sunmak için ellerinden geleni yaptıklarını vurgulayarak, "Bölgemize gelen vatandaşlarımızı en iyi şekilde ağırlamaya gayret gösteriyoruz." diye konuştu.
"Sanki bütün ülke her şeyini bize akıtmış gibiydi"
Hataylı depremzede Nadire Sümeyye Taşçı, ilçede yerleştirildiği öğrenci yurdunda sağlık hizmeti aldığı için memnun olduğunu söyledi.
Sevdiği çok insanı depremde kaybettiğini ve deprem sonrasında yaşadığı sokağı bile tanıyamadığını anlatan Taşçı, "Bir sağa bakıyorsunuz, bir sola bakıyorsunuz sokağı tanımıyorsunuz, 'Burası neresi?' diyorsunuz. Sadece gökyüzü var, sokak işaretleri yok. Beni çok etkileyen bir sahneydi." dedi.
Taşçı, yardımlara ilişkin "Sanki bütün ülke her şeyini bize akıtmış gibiydi." ifadesini kullanarak, "Şahsen Hatay'ın Altınözü ilçesinde, küçük bir ilçede yaşamama rağmen bunu hissettim. Yardımlar, insanların ilgisi seferberlik gibiydi." diye konuştu.
Yaşanacak güzel günler için umutların yeniden yeşermesini dileyen Taşçı, şöyle devam etti:
"İnsan bu hüzünle, ümitsizlikle yeise kapılabilir. İnşallah daha güzel bir şehir oluruz. Orasının atmosferini hiçbir zaman kaybetmemesi lazım. İnsanlar biberlerini yeniden balkonlara assınlar. Yine orada Ulu Cami'yi, Habib-i Neccar'ı tekrar görelim çünkü nefes aldığımız mekanlardı. O mekanların sadece bir alandan ziyade, bir ruhu olduğunu düşünüyorum."
Taşçı, Rize'de sağlıktan barınmaya kadar her türlü ihtiyaçlarının karşılandığını da sözlerine ekledi.
Çayeli Hizmetiçi Eğitim Enstitüsü ve Akşam Sanat Okulunda konaklayan Latife Ülkü Yayar da sağlık kontrollerini yapan ekiplere teşekkür etti.
Gaziantepli Yayar, depremde yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
"Sarsıntıyı avizenin tavana vurması ile fark ettim. Dizlerimin üzerine çöküp, televizyon ünitesinin önünde tekbir getirdim. Kitaplıktaki o kadar kitabın içinden sadece Kur'an-ı Kerim önüme düştü. Onu aldım öptüm. O esnada da tekbir getirerek başıma battaniyeyi alarak çıktım."
Yayar, "Allah devletimizden razı olsun." diyerek, şunları kaydetti:
"Eşim Rize'de görevli olduğu için buraya geldim. Geldim geleli bütün ihtiyaçlarımız A'dan Z'ye karşılanıyor. Hepsi bizim en ufak ihtiyacımızı karşılıyor. Çok üzgün geldim ama burada gerçekten rahat ettiriyorlar. Halkı da bizi gördüğü yerde sahip çıkıyor. Ayağımda terlikle geldim, hiçbir şeyimi alamadım. Eşimle kıyafet almaya gittiğimizde buralı olmadığımızı biliyorlar. Nereden geldiğimizi sorduklarında, 'Depremden Gaziantep'ten.' deyince hiçbir ücret talep etmediler. Yalvarıyorum, 'Param var, alın.' diyorum ama insanların hiçbiri almadılar benden."