Son günlerde dünya siyasetinde Ukrayna’da yaşanan savaş gündemde. Bu savaşta dünyada çeşitli konumlanmalar ortaya çıktı. Devletlerin büyük çoğunluğu Rusya karşıtı tavır aldı. Az sayıda ülke Rusya’yı desteklerken bazı ülkeler ise gelişmeler karşısında çekimser bir politika izliyor. Bu anlamda dünya siyasetinde önemli bir aktör olan Çin’in böyle kritik bir dönemde nasıl bir siyaset izleyeceği de merak konusu.
Rusya’nın Ukrayna’daki saldırıları dünya siyasetini meşgul etmeye devam ediyor. Özellikle Buça’da yaşanan gelişmeler gerilimin dozunu yeniden artırdı.
Rusya-Ukrayna savaşından etkilenen ve sürece bir şekilde etki eden pek çok aktör ve unsur bulunuyor. Ancak Çin’in kapasitesi ve politikaları, bu savaşta Çin’in pozisyonunu kritik hale getiriyor.
Çin-Rusya İlişkileri Süreci Nasıl Etkiliyor?
Son yıllarda Pekin, Moskova’yı Washington’a karşı bir ortak olarak görüyor. Tek başına ABD’yi dengelemekte zorlanan Çin, Rusya ile ABD karşısında dayanışmayı ön plana çıkarıyor. Diğer taraftan Çin ve Rusya’nın coğrafi ve tarihi bakımdan önemli rekabet alanlarına sahip olduğu da biliniyor.
Ayrıca ABD ve Rusya arasında yaşanan rekabet Çin açısından fırsatlar da sunuyor. Bu durumun Rusya’nın Ukrayna’ya saldırıları döneminde bazı yansımaları görüldü. Dünyanın Ukrayna’ya odaklandığı süreçte Çin, Tayvan konusunda daha net ve sert mesajlar vermeye başladı.
ABD ve Uluslararası Toplumun Sürece Etkisi
ABD, enerjisini büyük ölçüde Rusya’ya yöneltirken Rusya konusunda Çin’den bazı beklentileri olduğu görülmekte. Bu süreçte Çin ile yaşanan anlaşmazlık konularında daha uzlaşmacı bir tavrın öne çıktığı görülüyor. Zira Çin’in Rusya’ya destek vermemesi bu süreçte Batı ülkeleri için büyük önem arz ediyor. Bunun yanında Çin’in Rusya’ya destek vermemesi konusunda sert mesajlar da veriliyor.
Uluslararası toplumun büyük bir kesimi Ukrayna konusunda Rusya’ya tepki gösterdi. ABD, bu tepki üzerinden Çin’e baskı kurmak istiyor. Ancak bu baskının tam olarak nasıl yansıyacağı henüz bilinmiyor.
Çin, Rusya’nın Ukrayna Saldırılarını Nasıl Görüyor?
Çin, Ukrayna’ya Rusya’nın saldırılarını bir sorun olarak nitelendirdi. Burada Çin’in özellikle bir savaş nitelemesi yapmadığı görülüyor. Diğer taraftan sorunun çözümü konusunda Çin, Rusya ve Ukrayna müzakerelerini desteklediğini açıkladı.
BM Genel Kurulunda Rusya’nın kınanmasına yönelik oylamada Çin, çekimser oy kullandı. Ayrıca Çin’in açıklamalarında BM kararına ve BM tüzüğünün amaç ve ilkelerine atıf dikkat çekiyor.
Çin’in Rusya’nın Ukrayna’ya saldırıları konusunda iki temel yaklaşımı olduğu görülüyor. Birinci yaklaşım, Rusya’nın saldırılarına tepki gösteren uluslararası toplumun karşısında yer almamak. Diğer yaklaşım da Rusya’yı Batılı güçler karşısında tamamen yalnız bırakmamak.
Çin’i Bu Süreçte Etkileyen Faktörler
Çin, dış politikasında ekonomiyi öne çıkaran bir ülke profili çiziyor. Bu bağlamda dış pazarlara, ekonomik koridorlara ve ticari ilişkileri sürdürebilmek için güvenliğe önem veriyor. Ukrayna’da yaşanan savaş, Çin’in bu bağlamdaki girişimlerine zarar veriyor.
Ayrıca Ukrayna’da yaşanan istikrarsızlık, Çin’in son yıllarda dış politikada öne çıkardığı ahenkli dünya yaklaşımını da rahatsız eder nitelikte. Benzer şekilde ülkeler arası barışçıl kalkınma sağlama yaklaşımı da Rusya’nın Ukrayna saldırısından olumsuz etkileniyor. Ayrıca Ukrayna pazarının da bu süreçten olumsuz etkilenmesi kaçınılmaz görünüyor.
Çin özellikle Ukrayna’da yaşanan savaş nedeniyle AB ile ilişkilerinin zarar görmesini istemiyor. Çünkü AB pazarı, Çin’in benimsediği ekonomi merkezli politikaları açısından önem arz ediyor.
Ancak Çin-AB ilişkileri savaştan bir şekilde etkileniyor. Rus tehdidini, enerji krizini ve istikrarsızlığı ciddi şekilde yaşayan AB, Çin’den Rusya’ya karşı daha somut ve net adımlar bekliyor. Çin’in bu süreçte takındığı tavrın AB ile ilişkilerinin geleceğini de etkilemesi muhtemel görünüyor.
Çin, diğer ülkelerin iç işlerine karışılmaması yaklaşımını sıkça dile getiriyor. Bu nedenle Ukrayna’da yaşanan gelişmelerin Tayvan ile ilişkilendirilemeyeceğini vurguluyor. Tayvan’ı sadece Çin’in iç meselesi olarak değerlendiriyor. Diğer taraftan Ukrayna’daki sorunu iki ülke arası anlaşmazlık olarak nitelendiriyor. Fakat AB ülkeleri, Çin’in Tayvan konusunda gösterdiği hassasiyeti, Ukrayna’nın egemenliği konusunda da göstermesini bekliyor.
Çin’in Ukrayna’da Denge Arayışı
Pekin yönetiminin Ukrayna konusundaki tutumu, son yıllarda ABD hegemonyasına karşı güçlendirdiği Rusya ile ortaklığı korumak istediğini gösteriyor. Diğer taraftan dış politikada öne çıkardığı ahenkli dünya ve barışçıl kalkınma yaklaşımlarının zarar görmesinden de rahatsız. Ayrıca ABD-Rusya rekabetinin Çin’e Rusya ile ilişkiler konusunda bazı fırsatlar sağlaması da mümkün.
Özetle Çin, Rusya’nın Ukrayna saldırıları konusunda çok hassas bir denge kurma çabasında. Bu dengeyi kurmanın ötesinde sürdürebilmek de ayrıca güçlükleri barındırıyor. Çin’in uluslararası toplum, ABD-AB ve Rusya ile ilişkiler çerçevesinde kurmaya çalıştığı denge bu aktörlerin tutumlarından bağımsız değil. Bu nedenle ilerleyen süreçte Çin’in kurduğu dengenin uluslararası arenada oluşan atmosferden ve tarafların adımlarından etkilenmesi mümkün görünüyor.
Haber: Mustafa Öztop