Bitlis'in Ahlat ilçesinde bulunan dünyanın en büyük Türk İslam mezarlığı olma özelliğini taşıyan Selçuklu Meydan Mezarlığı'nda başlatılan kazı çalışmalarında yeni mezar ve mimari yapılar ortaya çıktı.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Mirası Geçici Listesinde yer alan ve üzerindeki yazı ve şekillerle her biri sanat eseri özelliği taşıyan mezar taşlarının bulunduğu mezarlıkta; bu yıl da kazı, restorasyon ve çevre düzenlemesi çalışmaları sürecek.
Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığı Kazı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Kulaz, bu yıl kazı ve restorasyon çalışmalarına Türk Tarih Kurumu’nun da sponsor olarak destek vereceğini belirtti.
Yürütülecek çalışmalarda; liken temizliği, taş düzeltme, akıt mezar çıkarma ve çevre düzenlemesi gibi çalışmalara devam edileceğini ifade eden Kulaz, “Bu sene yapacağımız çalışmaları özetlemek gerekirse, Rus işgali sırasında Ahlat-Tatvan yolu olarak kullanılan ve büyük bir tahribatın oluştuğu vadide ıslah çalışmaları gerçekleştirilecek. Bu çalışmalara zaten başladık. Bunun haricinde mezarlıkta bolca ot var. Hem yangın tehlikesi oluşturuyor hem de ziyaretçilerin mezar taşlarını daha rahat görebilmeleri için ot temizliği gerçekleştiriyoruz. Onun haricinde buraya başlarken öncelikli olarak müdahale gerektiren bazı alanlar var. Sekizgen kümbetin çevresi de bu alanlardan bir tanesi. Bu yıl hedeflerimizden bir tanesi de Türk Tarih Kurumu projesi çerçevesinde o alana müdahale etmek” dedi.
“Yeni mimari yapılar ve mezarlar gün yüzüne çıkıyor”
Rus işgali sırasında Ahlat-Tatvan yolu olarak kullanılan vadide kazı çalışmalarına başladıklarını belirten Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Kulaz, başlayan kazı çalışmalarında yeni mimari yapılar ve yeni mezarların gün yüzüne çıkarılmaya başlandığını söyledi.
Kulaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu çalışmalar esnasında vadinin ıslah edilmesi, o tahribatın onarılması çalışmaları esnasında yeni yeni bulgularda ele geçiyor. Çünkü yüzey toprağını aldığımızda, toprak altından yeni mezarlar çıkıyor. Bu çalışmalar esnasında çocuk mezarları, bazen büyüklere ait mezarlar, sandukalar ve şahideler çıkıyor. Bunları da özgün haline dönüştürmek tabi ki önemli. Bunları koruma altına almak, restore etmek önemli çalışmalardan bir tanesidir. Zaman zaman ilginç mimari yapılar, mezar yapıları da ortaya çıkabiliyor. Yeni gün yüzüne çıkmaya başlayan yuvarlak yapının da ne olup olmadığını bilemiyoruz. Kazısı devam ediyor ama kazısı tamamlandığında belki işlevinin ne olduğu netleştirilebilecektir. Bu tür çalışmalarda en az ortaya çıkarılan bu tür mimari yapıların konservasyon yapılmasıdır. Bizim temel amacımız toprak altından çıkardığımız bir dokuyu eğer koruyamayacaksanız, eğer restore etmeyecekseniz toprak altında kalması daha uygun. Ama bu tür yapıları güzergah üzerinde olduğu için gün yüzüne çıkardık. Bunu inşallah konservasyon da yapacağız. Daha çok tahribatını önlemek amacıyla en kısa zamanda projeleri çizilerek restorasyonu için gerekli müracaatları yapacağız.”