Doğal ve kültürel güzellikleriyle öne çıkan kentte, 4 blok ve 5 bin 800 metrekare kapalı alandan oluşan Tunceli Müzesi, yaklaşık 2 bin civarında eserle binlerce yıllık tarihin izlerini taşıyor.
"Alevilik" ve "arkeoloji"nin yanı sıra "kütüphane" ve "etnografya" bölümlerinin bulunduğu müzede, taş aletler, pişmiş topraktan çömlekler, madenlerden yapılmış eserler ve yöreye ait inanç ritüellerini anlatan bal mumu heykelleri sergileniyor.
Kültür turizmi açısından kente canlılık kazandıran müze, Milli Eğitim Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı iş birliğinde hayata geçirilen projeyle de öğrencilerin uğrak yeri oldu.
İldeki Güzel Sanatlar Lisesinde eğitim gören öğrenciler, haftanın belirli günlerinde müzeyi ziyaret ederek resim ve müzik alanında çalışmalar yapıyor.
Öğretmenlerin gözetiminde müzede vakit geçiren öğrenciler, buradaki eserleri karakalem tekniğiyle çizerek alanlarında kendilerini geliştiriyor.
Bu sayede kentin geçmişi hakkında da bilgilenen öğrenciler, binlerce yıllık arkeolojik, etnografik ve kültürel eserler arasında adeta tarihi yolcuğa çıkıyor.
Tunceli Güzel Sanatlar Lisesinde görevli öğretmen Özgür Boran Gültekin, AA muhabirine, okulda eğitim gören 15 öğrencinin müzik ve resim alanında çok yetenekli olduğunu söyledi.
Öğrencilerin müze ortamını çok sevdiğini ifade eden Gültekin, "Milli Eğitim Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı arasında bir anlaşma yapılmış. Güzel Sanatlar Lisesinin olduğu yerlerde müzeler de varsa bu çocukların gidip müze içerisinde çizim yapması isteniyor. Projenin ikinci ayağında da müzik sınıfından öğrencileri müzeye getirdik. Öğrencilerimiz burada sanatsal eğitimler alıyor. Bunun için de her şeyden önce donanım gerekiyor. Donanımı da insan kendi coğrafyasından alıyor. Bu konuda müze öğrencilere alternatifler sunuyor." dedi.
"Öğrenciler müzede çalışma yaparken özgüven kazanıyor"
Gültekin, müzenin zengin bir içeriğe sahip olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Burada geçmişte yaşayan insanlarca kullanılan objeler ve kıyafetler var. Biz de gelip müzede bunların çizimlerini yapıyoruz. Buradaki bir motif öğrencinin ilgisini çekiyor ve üzerine düşünüyor. Öğrenci 'tamam ben bu coğrafyanın insanıyım' diyor ama atalarım nereden gelmiş ve nelerden etkilenmiş bunları merak ediyor. Öğrenciler müzede çalışma yaparken özgüven kazanıyor. Bu açıdan öğrencilerin yaptıkları sanatları sunma konusunda müze bizlere güzel bir mekan oluyor."
Müzik bölümü öğrencilerinin de haftanın bazı günleri müzede piyano, keman ve yan flüt gibi enstrümanları çalarak eğitim aldığını aktaran Gültekin, bu öğrencilerin müzenin mimari ve akustik özellikleri sebebiyle enstrümanlara daha iyi konsantre olduğu için burayı tercih ettiğini sözlerine ekledi.
Resim bölümü öğrencisi olan 16 yaşındaki İklim Akkuş ise karakalem tekniğiyle müzedeki objelerin çizimini yaptığını anlattı.
Müzede sergilenen tarihi gazetelerin ilgisini çektiği dile getiren Akkuş, "Müzede çok geniş kapsamlı bir tarih sergileniyor. Çok eskiye dayanan eserler bulunuyor ve bunlar çok etkileyici. Buradaki eserler, çizim yaparken bize çok yaratıcı geldi." ifadelerini kullandı.
Öğrenci Fatma Sude Taş da ilkokuldayken resim yapmaya karşı olan yeteneğinin öğretmenince keşfedildiğini belirtti.
Taş, çalışmalarında daha çok kara kalem tekniğinden faydalandığını ifade ederek, "Müze bana çok otantik geldi ve buradaki eserleri çizerken çok keyif aldım. Eserlerin çok ince detayları var ve günümüzdekilerden farklı geldiler. Binlerce yıllık eserler sergileniyor ve onların arasında çizim yapmak beni büyüledi." diye konuştu.